• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • Ankara 2 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 4 °C
  • Antalya 10 °C
  • İzmir 7 °C

Çocukların gelişiminde, süt dişlerinin ağızda kalması süt kadar önemli

Çocukların gelişiminde, süt dişlerinin ağızda kalması süt kadar önemli
En önemli yer kaybı, alt veya üst çenede henüz 6 yaş dişi sürmeden, süt birinci veya ikinci büyük azı dişinin erken kaybında yaşanır.

Çocuk yaşının küçük olması nedeniyle diş fırçalamasını doğru ve etkin olarak yapamaz. Süt dişlerin yapısının sürekli dişlerin yapısından daha ince ve kırılgan olması nedeniyle süt dişlerinde çürükler oluşabilir. Oluşan çürüklerin ilerlemesi ve kaybedilmesiyle dişlerin erken kaybı ve yer kayıpları sıklıkla görülür. Bayındır Hastanesi Fenerbahçe Diş Klinikleri Pedodonti Bölümü’nden Diş Hekimi Ece Razlık, süt dişlerinin ağızda kalmasının önemine dikkat çekerek, koruyucu diş hekimliği hakkında bilgi verdi.

Süt dişlerinin gelişimi, çocuk anne karnındayken başlar. Doğduktan 6 ay sonra ağızda belirmeye başlayan süt dişleri, çocuk 3 yaşına geldiğinde 20 adede ulaşır. Çocuk 6 yaşına gelene kadar ağzında yalnızca süt dişleri bulunur. 6 yaşından itibaren, 6 yaş dişi dediğimiz azı dişleri çıkmaya başlar. Daha sonra süt dişleri yavaş yavaş yerlerini sürekli dişlere bırakır.

Süt Dişlerinin Ağızda Kalmasının Önemi

Estetik açıdan önemi

Özellikle ön bölge dişlerinin erken yaşlarda (3- 4 yaşlarında) kaybedilmesi, çocukta estetik probleme ve hatta psikolojik sorunlara neden olabilir. 6-7 yaşlarında bu dişlerin kaybı fazla bir problem teşkil etmez, çünkü zaten bu yaş grubu çocuklarda, süt dişlerinin değişme yaşı gelmiştir.

Konuşma açısından önemi

Ön dişlerin bazı seslerin çıkmasında önemli katkısı vardır. Bazı sesler, dilin bu bölge dişlerinin arka yüzeylerine değmesiyle oluşur. Ön grup dişlerin kaybında çocukta s,f,v,z,t,d seslerinin bozuk çıkması söz konusu olur.

Çiğneme açısından önemi

Çok derin çürüklerde ve fazla diş kayıplarında, bu bölge kullanılamadığı için çiğneme yetersiz kalır. Bu, çiğneme kaslarının aktivasyonunda düşüşe sebep olabilir. Yetersiz çiğnemeden ötürü, sindirim bozuklukları da oluşabilir.

Sürekli dişlerin sürmesinde rehber olmaları

Süt dişleri, sürekli dişlerin sürmesinde rehber görevi yapar. Erken kayıplarda, üzerindeki rehber dişi kaybeden sürekli diş, normalde olması gereken yerin dışında bir yerden sürebilir. Bu da ortodontik bozukluklara yol açar.

Tüm bu nedenlerden ötürü çocuk, ilk dişlerinin çıkmaya başladığı andan itibaren diş hekimini ziyaret etmeli ve 6 ayda bir kontrole gelmelidir. Gerekiyorsa dişler mutlaka tedavi edilmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.

Koruyucu Diş Hekimliği

Çocuklarda koruyucu diş hekimliği yaklaşım ve tedavileri; fırçalama, diş gelişiminin takibi, diş ipi kullanımı alışkanlığının kazandırılması, ailenin bilgilendirilmesi, uygun beslenme, kötü alışkanlıkların tespiti ve önlenmesi, fluor uygulamaları, fissür örtücü uygulamaları, travma ve darbelerden korunmanın sağlanmasını içerir.

Diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve fluor uygulamalarının hepsi çocuğun diş sağlığının korunmasına yönelik uygulamalardır. Ama bunların dışında da uygulanan tedaviler vardır. Örneğin, daha sonra değinilecek fissür örtücü vb. uygulamalar, diş hekimleri tarafından sıklıkla uygulanan yöntemlerdir.

Koruyucu diş hekimliğinin önemi

Koruyucu diş hekimliği, çocuk için sağlıklı ve güzel bir gülüş sağlar. Sağlıklı ağıza sahip çocuklar daha rahat ve kolay çiğnerler; yemeklerin besin değerlerini tam ve etkin olarak alırlar. Konuşmayı daha çabuk ve anlaşılabilir olarak kavrarlar. Ağızlarında vücudun diğer bölgelerini tehdit eden bir hastalık olmadığından genel sağlık durumları da daha iyidir. Sağlıklı bir ağız güzel göründüğü için çocuğun kendine ve görüntüsüne güveni fazladır. Bunların dışında, koruyucu diş hekimliği daha az yorucu ve daha ucuz bir tedavi yaklaşımıdır.

Koruyucu diş hekimliğinin başlama zamanı

Koruyucu diş hekimliği, ilk dişlerin ağızda sürmesinden itibaren başlar. Çocuğun ilk dişinin sürmesiyle beraber, diş hekimi görülmelidir. Böylece, çocuğun ağız sağlığını koruma konusunda bilgi sahibi olunabilir. Diş hekimi ziyareti ne kadar erken başlarsa, çocuğun diş hastalıklarından koruma şansı o kadar yüksek olacaktır. Bu sayede, çürük oluşmadan önlem alınabilecek ve çürüksüz, sağlıklı bir nesil yetiştirilebilecektir.

Koruyucu diş hekimliğinde ailenin rolü

Çocuğun diş sağlığı tamamen sağlandıktan sonra diş hekimi, çocuğun bu sağlığını evde kendisinin de koruyabilmesi için, çocuğa fırçalama, diş ipi kullanımı; aileye de beslenme düzeni ve gerekirse fluor kullanımı konusunda bilgiler verir. Aile de, çocuğun bu uygulamalarını takip ve kontrol ederek, çocuğun bu alışkanlıkları yaşam boyu kazanmasına yardımcı olur.

Fluor Uygulamaları

Fluor belli oranlarda olduğu sürece, vücudun ihtiyacı olan bir maddedir. Fluor alımı, çocuk 0 yaşındayken başlayıp 8 yaşına kadar devam etmelidir. Fluorun vücuda girmesinde 2 yol vardır. Birincisi, sistemik olarak içme suları, meyve suları, gıdalardaki fluor ve fluor içeren tablet veya şuruplar vasıtasıyla olur. Sistemik olarak alınan fluor, dişlerin gelişimi esnasında yüzeylerde depolanır ve uzun süre etkisini gösterir. Aynı zamanda dental plağa yapışarak remineralizasyona, yani dişin yapısında çürüğün oluşturduğu madde kaybını yenilemeye yardım eder. Fluor alımının ikinci yolu da, topikal ya da lokal olur. Lokal olarak alınan fluor, ağızda var olan dişleri güçlendirir ve diş yüzeylerine tutunarak çürüğe karşı dayanıklılığı arttırır. Diş macunları, ağız gargaraları ve diş hekimlerinin uyguladığı fluor jel ve macunları topikal fluora örnektir.

Fluorun çürük önleyici etkisi araştırmacılar tarafından 3 mekanizma ile açıklanmaktadır. Dişin yapısındaki hidroksiapetitleri çözünebilir fluorapetite dönüştürerek dişin en üst ve en ince tabakası olan minenin asitte çözünülürlüğünü azaltır.Dişin üzerinde biriken plağı direkt olarak etkileyerek asit üretmesine engel olur.Asitler tarafından yapısı bozulan dişin mine tabakasının tamirine ve iyileşmesine yardımcı olur.

Fluorun bu çürük azaltıcı etkisinden en fazla düzeyde yararlanabilmek için en iyi yol, dişlerin oluşumunun tamamlandığı yaş olan 8 yaşına kadar sistemik olarak, bu devreden sonra da topikal olarak daimi dişlerin çıkmasına kadar kullanılması önerilir.

Amerikan Diş Hekimleri Birliğinin belirlediği ideal fluor miktarı olan 0,7-1,2 mg/L (ppm) dir. İçme suyundaki fluor miktarı bu dozlardan az olduğu durumlarda fluor takviyesine ihtiyaç duyulur. Kullanılması gereken dozlar, zaten çocuk doktorunuz tarafından belirlenecektir.

Profesyonel olarak diş hekiminiz tarafından uygulanan topikal fluorürler ise, fluor içeren ve ağza plastik kaşıklarla uygulanan jellerdir. Kullanılan dozaja göre 3 veya 6 ayda bir tekrar edilen, gayet rahat ve kolay bir fluor uygulamasıdır.

Fissür örtücü uygulamaları

Fissür örtücüler, dişlerde henüz çürük oluşmadan, bakteri plağıyla dişlerin çürümeye en müsait bölgeleri olan çiğneme yüzeyleri arasındaki ilişkiyi kesmek amacıyla yapılan, bu yüzeyleri kapatan estetik, saydam maddelerdir.

Çocuğunuz dişlerini günde 2 kere (sabah ve akşam yatarken) etkin olarak fırçalayabilse bile, çok girintili çıkıntılı bölgeleri temizlemesi zordur. Fissür örtücüler sayesinde bu bölgeler izole edilerek gıda ve plak birikiminden dolayısıyla da çürük oluşma riskinden korunmuş olunur.

Ağızda ilk süren daimi diş olan 6 yaş dişleriyle 12 yaş dişleri çok önemlidir ve hem gıda birikimi hem de çürük gelişimi açısından en çok risk taşıyan dişlerdir. Bu nedenle, özellikle bu dişlere fissür örtücü uygulanması büyük önem ve gereklilik taşır.

Fissür örtücü, tek seanslık, oldukça kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Önce diş temizlenir, kimyasal bir ajan uygulanır ve kurutulur. Akışkan, şeffaf bir madde olan fissür örtücü dişe sürüldükten sonra ışıklı dolgu cihazıyla sertleştirilir. Uygulamadan sonra çocuğun yemek yemesinde bir sakınca yoktur.

Fissür örtücü uygulamaları, çürük tedavisinden hem çok daha ucuz hem de dişin üzerinde bir işlem yapılmadığından, çocuk için de sıkıntısız bir işlemdir.

Fissür örtücü uygulandıktan sonra da çocuk ağız bakımına aynen devam etmelidir. Yapılan fissür örtücü, her 6 ayda bir kontrol edilmelidir. Eğer gerekirse, bir ekleme veya yenileme yapılabilir.

Kötü alışkanlıklar ve önleme yolları

Çocuğun kötü alışkanlıkları diyince aklımıza, parmak emme, dudak emme, tongue thrust dediğimiz yutkunma sırasında dili damak yerine öne doğru getirmesi ve ağızdan nefes alma gelir. Bu alışkanlıkların 3 yaşına kadar devam etmesi normal karşılanabilirken, bu yaştan sonra devam eden durumlar bozukluklara ve ortodontik problemlere yol açar. Bu nedenle de öncelikle çocuğun bu hareketleri yaptığının kendisinin farkına varması sağlandıktan sonra, ''habit breaker-alışkanlık kırıcı'' adı verilen hareketli veya bazen sabit apereylerle alışkanlıkların engellenmesi yoluna gidilir. Bu alışkanlıklar ne kadar çabuk farkedilir ve tedavi edilirse, kalıcı bozuklukların önüne geçilmesi de o kadar çabuk ve kolay olur.

Çocuklarda Görülen Erken Diş ve Yer Kayıpları ve Yer Tutucular

Süt dişleri ya alttan gelen daimi dişin uyguladığı baskı sonucu düşer ya da travma veya tedavi edilemeyecek kadar derin çürükler sonucu çekilmek zorunda kalır ve bunun sonucunda erken diş ve yer kayıpları meydana gelir. Oluşan boşluğu doldurmak için komşu dişlerin boşluğa doğru kayması, alttan sürmekte olan daimi dişlerin çıkacak yer bulamaması veya farklı bir yerde sürmesi söz konusu olur. Bu da ortodontik problemlere yol açar. Bu nedenle de yer tutucu dediğimiz plastik veya metal apereyler takarak ileride sorun oluşturacak bu bozuklukları engellemiş oluruz. Hareketli (çocuğun kendi çıkarıp takabileceği) ve sabit yer tutucular olmak üzere iki tip yer tutucu vardır.

Hareketli yer tutucular, klinikte çocuğun ağzından ölçü alınarak laboratuarda akrilik bazlı bir maddeden ağzına uyumlu olarak yapılan tipleridir. Birden fazla sayıda ve çenenin her iki tarafında eksik diş olması durumunda tercih ettiğimiz yer tutucudur. Çocuk, gün boyu taktığı apereyi sadece yemek yerken çıkartır.

Tek taraflı ve bir diş eksikliğinde, özellikle çocuğun da yaşı küçükse, sabit yer tutucu kullanmayı tercih ederiz. Sabit yer tutucular, klinikte tek seansta hekim tarafından yapılır.

Yer tutucunun yapılması gereken zaman

Süt dişlerinin ara yüzleri çürüğe çok yatkındır. Küçük yaştaki çocuk fırçalamayı etkin olarak yapamadığı ve arka bölgedeki dişlerini iyi temizleyemediği için, bu dişler çabuk çürürler ve tedavi edilmeyip çürük ilerlemesi önlenemediğinde erken çekimleri söz konusu olur. Çekimlerin veya dişlerin yüzeylerinde oluşan derin çürüklerin oluşturduğu boşluğa doğru kayma eğilimi gösteren komşu dişler, ya da alttan sürmekte olan daimi diş, yer kayıplarına, çapraşıklıklara ve ilerde ciddi ortodontik problemlere yol açar. Bu nedenle de, özellikle süt azı dişlerinin erken kaybında, yer tutucu yapılmalıdır.

En önemli yer kaybı, alt veya üst çenede henüz 6 yaş dişi sürmeden, süt birinci veya ikinci büyük azı dişinin erken kaybında yaşanır. 6 yaş dişinin ihtiyacı olan geniş boşluk, erken düşen veya çekilen dişin komşu dişlerinin bu bölgeye kaymasıyla kapanabilir. Dolayısıyla, yer tutucu bu bölgelerde özellikle önem taşır.

Yer tutucuların sağladığı yarar

Yer tutucular, diş boşluklarının kapanmasını engeller. Daimi diş, çenede olması gereken yerini alıncaya kadar, ağızda mevcut süt dişlerinin hareketini önler. Dişlere herhangi bir kuvvet uygulamadığı, dolayısıyla pasif kaldığı için, ileride uygulanması gerekecek bir ortodontik tedaviye göre çocuk açısından, daha kolay tolere edilebilen bir tedavi şeklidir.

Yer tutucu kullanılırken dikkat edilmesi gerekenler

* Yapışkan şeker ve sakızlardan uzak durulmalıdır.

* Yer tutucu, yemek yeme haricinde her zaman mutlaka takılmalıdır.

* Yer tutucunun kırılmasını önlemek amacıyla, takıp çıkartırken çok kuvvet uygulanmamalı ve mutlaka özel kabında saklanmalıdır.

* Dişler fırçalandıktan sonra, yer tutucu ağıza takılmadan önce mutlaka fırçalanmalı ve temizlenmelidir.

* Düzenli olarak (ayda bir) diş hekimine kontrole gidilmelidir.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 5950 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim