"Bireylerin boy uzunluklarına göre vücutta sağlığı bozacak şekilde aşırı miktarlarda yağ birikimi" olarak tanımlanan şişmanlık ve obezitenin enerji, yağ ve şeker içeriği yüksek yiyeceklerin tüketimindeki artışla birlikte çocuklarda görülme oranı da her geçen yıl artıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Ergün’e göre çocukluk çağı obezitesinin temel nedeni, yetişkinlerle benzer şekilde alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengesizlik. Ergün, toplumsal ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra tarım, taşımacılık, şehir planlama, çevre, yiyecek işleme, dağıtım, pazarlama ve eğitim alanındaki politikaların da çocukluk çağı obezitesinin artmasında önemli bir durum olduğunun altını çiziyor
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalara göre dünyada 5 yaş altındaki yaklaşık 40 milyon çocuk kilolu. Daha önceleri yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerde karşılaşılan bir problem olduğu düşünülen obezite, bugün hem düşük hem de orta gelir düzeyine sahip ülkelerde de karşılaşılan önemli bir problem olarak ortaya çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise yaklaşık 30 milyon, gelişmiş ülkelerde ise yaklaşık 10 milyon kilolu çocuk bulunuyor. Çocukluk obezitesi açısından Türkiye’de de veriler tehlike sınırında: Türkiye genelinde (6 – 10 yaş grubu) çocukların yüzde 6.5’inin şişman (erkekler: yüzde 7.5, kızlar: yüzde 5.4), yüzde 14.3’ ünün ise hafif şişman/kilolu (erkekler: yüzde 15.1, kızlar: yüzde 13.5) olduğu saptandı. Şişmanlık görülme sıklığı 6, 7, 8, 9 ve 10 yaşlarında sırasıyla yüzde 5.5, yüzde 5.8, yüzde 6.1, yüzde 7.7 ve yüzde 6.9 bulundu. Şişmanlık sorununun en fazla görüldüğü bölgeler ise sırasıyla İstanbul (yüzde 13) ve Batı Marmara (yüzde 11.7)
KENTSEL BÖLGEDE ŞİŞMANLIK DAHA FAZLA
Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Ergün kentsel bölgelerde yaşayan çocuklarda obezitenin daha sık görüldüğünü belirtiyor. “Kentte yaşayan erkek çocuklar arasında şişmanların oranı yüzde 11.2, kırsal bölgede ise yüzde 3.7, kız çocuklar için değerlendirildiğinde ise bu oranlar sırasıyla yüzde 7.4 ve yüzde 3.1, bu da gösteriyor ki kentte yaşayan çocuklarda obezite görülme sıklığı ne yazık ki daha fazla. Bunun en büyük nedeni ise günlük hayatta fiziksel aktivite fırsatlarını azaltan çeşitli faktörler. Örneğin taşıma, şehir yaşamı, beden gücü kullanılarak yapılan işlerin azalması bu faktörlerin arasında sayılabilir.
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNİN ENGELLENMESİ İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Çocukların davranışlarının uzun dönemdeki sonuçlarının neler olabileceğini anlamak için sınırlı düzeyde yeteneğe sahip olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Can Ergün, obezite ile savaşırken çocuklara özel bir ilgi gösterilmesi gerektiğinin önemini belirtiyor ve ekliyor: “Çocukluk çağı obezitesinin önlenmesinde ailelerin üzerine düşen en önemli ve temel görev çocukları için iyi bir rol model olmalarıdır. Çocuklar daha sağlıklı beslenmeliler, aktif kalmalılar, TV izleme zamanını azaltmalılar”. Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Can Ergün’e göre yapılması gerekenler:
- Bebeklerin doğumundan sonra ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile besleyin. Ek besinlere geçildikten sonra bile 12 ay ve mümkünse daha fazla bir süre bebeği emzirmeye devam edin. Eğer bebeği mama ile besliyorsanız dışarıdan şeker ve nişasta eklemeyin.
- Tabağın tümünü bitirmek yerine çocuğun kendi enerji alımını düzenleme yeteneğini kabul edin.
- Büyüme ve gelişmenin sürdürülebilmesi için yeterli düzeyde enerji ve besin alımını sağlayın.
- Özellikle şeker ve mısır şurubu ile tatlandırılmış içecekler olmak üzere kalorisi yüksek ancak besin öğesi içeriği düşük yiyecekleri evde bulundurmayın.
- Evde besleyici yiyecekler bulundurarak sağlıklı yemeyi destekleyin – sebze ve meyveler, tam tahıllar, sert kabuklu meyveler (fındık, ceviz vb.), sağlıklı protein kaynakları (kırmızı et yerine beyaz et, balık eti, kuru baklagiller vb.), az yağlı kahvaltılık ürünler
- Sağlıklı bir diyet tüketerek çocuklarınız için bir model olun.
- Çocuklarınızı sebzeler gibi sağlıklı yeni yiyecekler denemek için cesaretlendirin. Çocukların bir yiyeceği kabul etmeleri için birden fazla deneme gerektiğini unutmayın.
- Kahvaltı yapın ve çocuğunuzu da günlük olarak kahvaltı yapmasını sağlayın.
HAMİLELİK SIRASINDA DİYET YAPMAKTAN KAÇININ
Çocukluk çağında yaşanan obeziteyi annenin hamilelik döneminde yaptığı yanlışların da tetiklediğini belirten Ergün’e göre, hamilelik süresince sigara içme, aşırı kilo alma ve kan şekeri düzeyleri; daha özel olarak ise annenin gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) geliştirip geliştirmediği faktörleri bebeğin anne karnındaki beslenme durumunu ve gelecekteki sağlığını önemli derecede etkiliyor. Öte yandan hamilelik sırasında annelerin diyet yapması tercih edilen bir durum olarak görülmüyor ve bu nedenle hamilelikten önce kadınların sağlıklı bir vücut ağırlığına sahip olmaları kuşaklar boyunca obezitenin önlenmesinde oldukça önemli.
“ZAYIFLIK İDEALİ OBEZİTE RİSKİNİ ARTIRABİLİR”
Çocuklarda diyet yapmanın önerilen bir durum olmadığını belirten Can Ergün, özellikle diyet yapmanın uzun dönemde yeme bozukluklarına neden olabileceğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Araştırmalar, çocukların diyet yapmaya başlamalarında en güçlü faktörün ailelerin teşviki olduğunu gösteriyor.
Ailelerinin kendilerini diyet yapmaya zorladığını belirten adölesanların (çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemindekilerin) bazıları sağlıksız diyet yapma davranışları geliştirmişlerdir. Ağırlık kontrolü için diyet yapma fikrine odaklanmak “zayıflık” idealinin daha da güçlenmesine ve zamanla obezite riskindeki artışlara bile yol açabilmektedir. Zayıflık idealinin güçlenmesine bağlı olarak uzun dönemde yeme bozuklukları gelişebilir. Aileler diyet yapma davranışının çocuklar üzerindeki tehlikelerini ve sağlıklı alışkanlıkların desteklenmesi için neler yapılabileceğini diyetisyenlerle konuşmalıdırlar”.