Ev hanımı Gögerçin Aslan: "Ben, sorun eşimde olsaydı bunu üstlenirdim çünkü erkeklerin zoruna gider, gurur yapar"
İki kız çocuk annesi Sevilay Akbulut: "Doğuda bir kadın doğurana kadar tutulur, doğuramaz hale gelince ikincisi gelir. Birinci evlenen kadın, ikinci kuma geleceğini bilerek evlenir"
İsmini paylaşmak istemeyen bir kadın: -"16 senedir çocuğum olmuyor, 16 senedir 'Neden?' diye soruyorlar"
Araştırmalar Türk kadınlarının yüzde 48,3'ünün evlendikten sonra "Ne zaman çocuğunuz olacak?" sorusuyla sosyal baskı gördüğünü gösteriyor.
AA muhabiri, toplumun çocuk sahibi olamayan kadınlara bakışını İstanbul sokaklarında halka sordu. 7 kadın, 2 erkek 9 kişiyle yapılan röportajlarda 7 kişi üremeyle ilgili sorunlarda kadının suçlandığına dikkati çekti, 5 kişi de çocuk sahibi olamamanın "çok üzücü" olduğunu söyledi.
Dört çocuk sahibi ev hanımı Gögerçin Aslan, Türk toplumunda anne olmaya büyük önem verildiğine dikkati çekerek, çocuk sahibi olamayan kadınların sık sık "Senin neden çocuğun olmuyor? Sorun sende mi yoksa eşinde mi?" gibi sorulara maruz kaldığını kaydetti. Bu tarz soruların kadınları incittiğini belirten Aslan, özellikle Türkiye'nin doğusunda yaşayan kadınların "çocuk yap" baskısına daha fazla maruz kaldığı görüşünü paylaştı.
Aslan, bazı kadınların üremeyle ilgili problem erkekte olduğu halde çevrelerine "sorun bende" şeklinde açıklama yapmasına ilişkin, "Benim başıma gelseydi ben de aynısını yapardım, sorunu üstlenirdim." ifadesini kullandı. Buna gerekçe olarak da toplumsal değer yargılarına işaret eden Arslan, "Bu durum erkeklerin zoruna gider, gurur yapar." dedi. Arslan, kadın ve erkek arasındaki tutum farkına değinerek, "Ama sorun kadınlarda olduğu zaman erkek kadını boşar, eğer boşamasa da üstüne kadın getirir." ifadesini kullandı.
"Boşanmaya kadar gidiyor, kadını ötekileştiriyorlar"
İki kız çocuk sahibi Sevilay Akbulut, üremeyle ilgili sorunlarda kadının sorumlu tutulduğuna ve dışlandığına vurgu yaptı.
Eğitim seviyesi düşük kadınlar üzerindeki baskının daha yoğun olduğunu aktaran Akbulut, doğuda görev yapmış bir arkadaşından edindiği izlenimi "Doğuda bir kadın doğurana kadar tutulur, doğuramaz hale gelince ikincisi gelir. Birinci evlenen kadın ikinci kuma geleceğini bilerek evlenir." ifadesiyle aktardı.
İstanbul'da bir hastanede ebelik yapan Hatice Okur da hastalarının eğitim seviyesi ve yetiştikleri kültüre göre çocuk sahibi olamayan kadına karşı yaklaşımının değiştiğini ifade etti.
Batıda daha az örnek olsa da üremeyle ilgili sorunu olan kadınların yalnızlaştırıldığını anlatan Okur, "Boşanmaya kadar gidiyor, kadını ötekileştiriyorlar. Erkek yeniden evleniyor ve bu durum kadının suçu olarak kalıyor." dedi.
Diyarbakır'da staj yaptığını dile getiren Okur, çocuk sahibi olamayan ailelerde erkeklerin ikinci hatta üçüncü eşleri olduğunu söyledi.
Bir turizm acentesinde çalışan 60 yaşındaki Mehmet İnal, çocuk sahibi olmayan erkeklerin yeniden evlenmesiyle ilgili olarak "Elhamdülillah çocuğum var ama olmasaydı o günün şartlarına göre belki ben de tercih ederdim." ifadesini kullandı.
Eminönü'nde esnaflık yapan Tuncay Aslan ise çiftlerin evlenirken verdiği "İyi günde kötü günde" sözünü hatırlatarak çocuk sahibi olmakla ilgili sorun kadında da olsa erkeklerin yeniden evlenmesini doğru bulmadığını söyledi.
Aslan "14 yıldır çocuk yapmak isteyen bir arkadaşım var, çocuğu olmuyor diye ilk eşinden ayrıldı. Diğer karısıyla da o kadar uğraştılar ama olmadı bu ilahi bir takdir. Kendilerini aşıyor ama 'kadındandır' ön yargısının yıkılmasını istiyorum." şeklinde konuştu.
"16 senedir çocuğum olmuyor, 16 senedir "Neden?" diye soruyorlar"
İsmini paylaşmak istemeyen bir kadın, "Türkiye'de kadınlar çocukluktan itibaren anne olmak için yetiştiriliyor. Küçükken bebeklerle oynadığımızda 'büyüyeceğim ve anne olacağım' derdik. Bize hep bu empoze edildi." dedi.
İsmini paylaşmak istemeyen bir başka kadın anneliğin çevresel faktörlerle şekillendiğini kaydederek, "Çoğu kadın, çevrem ne düşünür, ailem ne der, aman hemen evleneyim baskısı altında hayatını idame ettiriyor." şeklinde konuştu.
16 senedir çocuk sahibi olamayan ve özel nedenlerle ismini vermek istemeyen bir başka kadın da yıllardır "Ne zaman çocuk yapacaksınız?" sorusuna maruz kaldığını söyledi. 16 senedir tedavi gören genç kadın yıllarca bu soruların hiç azalmadan sorulmaya devam ettiğine değinerek "'Çocuğunuz neden olmuyor? Ne zaman çocuk düşünüyorsunuz?' diye soruyorlar. Bu da beni üzüyor." ifadesini kullandı.
Almanya'da yaşayan 2 çocuk annesi Nejla Ustabaşı, Türkiye'de kadına anne olması konusunda çok yoğun baskı yapıldığını belirterek, bunu rahatsız edici seviyede bulduğunu kaydetti. Almanya'da gençlerin bu konuda daha özgür bırakıldığını belirten Ustabaşı, anne olma kararını gençlerin vermesi gerektiğinin altını çizdi. Ustabaşı "Anne olmak çok güzel bir şey ama her şeyin bir zamanı var." diye konuştu.
Çocuk sahibi olamayan kadınlar üzerindeki baskı artıyor
Çocuk sahibi olamama dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen küresel sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütünün 2021’de paylaştığı verilere göre küresel olarak 186 milyon kişi çocuk sahibi olamıyor.
Türkiye'de ise Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) çiftlerin yaklaşık yüzde 15 ila 20'sinin çocuk sahibi olamadıklarını belirtti.
İnsanbilim Dergisi'nde yayımlanan "Kısırlık ve Sosyo-Kültürel Etkileri" isimli makalede, Türk kadınlarının yüzde 48,3'ünün evlendikten sonra "Ne zaman çocuğunuz olacak?" sorusuyla sosyal baskıya maruz kaldığını ortaya çıkardı.
Çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 57,8'i çocuklarla ilgili konuşmalardan olumsuz etkilendiğini, yüzde 63,7'si çocuk sahibi olmayla ilgili sorulardan rahatsız olduğunu, yüzde 55,4'ü ise sadece kendileri gibi çocuk sahibi olamayan kadınlar tarafından anlaşıldığını hissettiğini kaydetti.