Medical Park Gaziantep Hastanesi, Dermatoloji Uzmanı Gökçen Alyamaç, sert bir kış yaşadığımız ve havaların kuru ayaz olduğu şu günlerde cilt sağlığı konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Alyamaç, insan cildinin de doğaya paralel olarak reaksiyon gösterdiğini ve kuru havalardan etkilendiğini belirterek, şu şekilde konuştu: “Malum kış dönemindeyiz. Kış döneminde özelikle bölgemiz itibari ile kuru ve soğuk bir dönem geçiriyoruz. Bu bölgede özellikle gece gündüz sıcaklık farklılıklarının fazla olması ve havanın kuru olması çok önemli. Soğuk havaya doğa nasıl tepki veriyorsa, cildimiz de aynı şekilde tepki veriyor. Özellikle de ortamda nem olmadığı için çatlamalar, kurumalar, kaşıntılar ortaya çıkabiliyor. Bu çatlama, kuruma, kaşıntılar da hastanın hem günlük hayatını, hem ruhsal hayatını etkileyebiliyor”
SIK BANYO, KESE VE LİF YAPMAK CİLT KURULUĞUNU ARTIRIYOR
Cilt kuruluğu hakkında önemli bilgiler veren Medical Park Gaziantep Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Gökçen Alyamaç, sık banyo yapmanın ve sık keselenmenin cilt kuruluğunu artırdığını söyledi. Alyamaç, özellikle kış aylarında vücudun çok az terlediğini ve nem kaybı yaşadığını kaydederek,“ Sık banyo yapmak, banyoda çok sıcak su ile banyo yapmak, arkasından nemlendiricileri kullanmamak, lif ve keseyi gereğinden fazla yapmak, cildi gerçekten kurutan bir şey. Özellikle kurumayı kış mevsiminde daha da artıran bir şey… Çünkü kış mevsiminde terleme de yok. Normalde cildimiz terleyerek de bir miktar nemleniyor. Ama kış mevsiminde terleme çok az olduğu için biz de dış etkenleri sabunu, lifi, keseyi daha fazla kullandığımız zaman cildimiz daha fazla kuruyor” dedi.
“CİLDİMİZ İÇİN BOL BOL SU İÇMELİYİZ”
Dış etkenlerin yanında düzenli ve dengeli beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Alyamaç, cilt kuruluğunun önüne geçmek için bol miktarda su tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Uzm. Dr. Alyamaç, “Bunlarla birlikte yediklerimiz ve içtiklerimiz de çok önemli. Özellikle su, susuz bir hayat düşünülemez. Cildimiz için özellikle cildimizin nemlenmesi için su olmazsa olmaz bir şart. Bol bol su içmeliyiz. Dengeli beslenmeliyiz. Tek yönlü beslenmeden her zaman kaçmamız lazım” diye konuştu.
HER GÜN BİR AVUÇ KURUYEMİŞ CİLT KURULUĞUNU ÖNLÜYOR
Cildin nem dengesini sağlayan E vitamini yönünden zengin kuruyemişlerin, günde en az bir avuç tüketilmesi gerektiğine vurgu yapan Alyamaç, “E vitamini, cildin yağ dengesini sağlayan ve nemlenmesini sağlayan bir vitamindir. E vitamini içeren kuruyemişler almakta fayda var. Bunu çok fazla tüketelim manasında demiyorum. En azından her gün bir avuç badem olabilir, fındık olabilir, ceviz olabilir bunlardan tüketmek faydalıdır” şeklinde konuştu.
UYKUSUZLUK CİLT GÜZELLİĞİNİ BOZUYOR
Uykusuzluğun veya yeteri kadar uyumamanın cildi olumsuz yönde etkilediğini belirten Alyamaç, “Dengeli bir uyku uyumak gerekiyor. Çünkü cildimiz uykusuz kaldığı zaman da etkileniyor. Cildin oksijenizasyonu azalıyor. Vücut dinlenemiyor. Netice itibari ile bu cilde yansıyor. Cildin özellikle yüzde matlığı, göz altı halkaları, göz altı morlukları, cildin kuruluğu, ciltteki o homojen görüntünün olmaması gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.
“SAÇLAR HAVANIN KURULUĞUNDAN ETKİLENİYOR”
Kuru havalardan dolayı saçların da yoğun bir şekilde etkilendiğini aktaran Alyamaç, şu şekilde konuştu: “Saç ciddi anlamda kuruluktan ve soğuktan etkileniyor. Onun için doktor kontrolünde olmak kaydıyla saçlar için yağ maskelerinden oluşturulan kürler kullanılabilir. Onun dışında saçlarımızı çok fazla yıkamamak, çok sıcak suyla yıkamamak, şampuan içeriğinin çok fazla deterjan içerikli olmamasına dikkat etmek, şampuanlamayı 2-3'ten fazla yapmamak, en fazla saçı bir iki defa şampuanlamak ve arkasından saça uygun bir nemlendirici kullanmakla saçtaki kurulukları ve yıpranmayı da önlemek mümkün”
KALORİFERLİ VE SOBALI ORTAM CİLDİ ETKİLİYOR
Kaloriferli ve sobalı yerlerin, ortamdaki nemi azalttığına ve cilt sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Alyamaç, “Cildin nemliliğinde veya kuruluğunda, ortamın çok fazla etkisi var. Ortamda az miktarda bulunan nem de kalorifer ve sobanın etkisi ile ortadan kalkıyor. O yüzden ya buhar makineleri kullanılabilir ya da Kaloriferlerin üzerine ıslak havlu konulabilir. Ortamda nemin olmaması demek cildin de kuruması demek. Kışın terleme de fazla olmadığı için cildin terlemeye ihtiyacı var” dedi.