Kasap, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, sağlık çalışanlarının yoksulluk sınırı ya da altında gelire sahip olduğunu ileri sürdü.
Yapılan iyileştirmelerin yeterli olmadığını, hekim ve sağlık personeli göçünün engellenemediğini söyleyen Kasap, planlama hatalarından dolayı aralarında yüzlerce, binlerce fizyoterapist, optisyen, elektronörofizyoloji, hidroterapi, radyoterapi uzmanları, radyoterapi teknikerlerinin de bulunduğu 39 kadar sağlık meslek gurubunda mezun verilmesine rağmen atama yapılmadığını kaydetti.
Kasap, atanamayan hemşire ve sağlık memurları olduğunu dile getirerek, "Bir doktor arkadaşla konuştum, şu anda hekimlerin yüzde 90'ı yoksulluk sınırı civarında maaş alıyor. Türkiye'deki yeni mezun hekimler veya şu anda tıp fakültesi 4, 5, 6. sınıflarda okuyan meslektaşlarım artık tıpta uzmanlık sınavına çalışmıyorlar, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine gitmek için Almanca kurslarına devam ediyorlar. Bu da kaliteye bir hayli düşürüyor." diye konuştu.
Yapılanmanın, sağlıkçıların ve hekimlerin yurt dışına göçüne yol açtığını, hastanelerde 1 yıl sonrasını bulan randevular verildiğini öne süren Kasap, bu durumun sağlık sisteminin çökmesi anlamına geldiğini belirtti.
Kasap, ilaçla ilgili sıkıntıların had safhada olduğunu, kur ayarlaması ve sahte ilaçlarla dolandırılan bir Sağlık Bakanlığı bulunduğunu öne sürerek, "İnsanlarımızın göz göre göre ölüme gitmesi ve tedavi şansı bulamamaları bu Sağlık Bakanlığının ve bu iktidarın sorumluluğundadır. Derhal istifa etmesi gereken bir bakanla karşı karşıyayız. Sağlık sistemi çökmüş vaziyettedir." değerlendirmesinde bulundu.