Anne Ummu Muhammed: "Hastaneye gittim ama onları göremezsiniz, durumları içler acısı dediler. Çoğunun vücut bütünlüğü yok ve çoğu çürümüş durumda dediler. Hastanede durum çok kötüydü. Oğluma sadece morgda dokunabildim. Paramparça olduğu için yüzünü bile göremedim. O gün gitmeden önce ona sarılmayı çok isterdim"
Ölmeden önce cep telefonuyla İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ilk yardım ve sivil savunma çalışanlarına karşı işlediği katliamı belgeleyen Rıfat Rıdvan'ın ailesi, yaralıları kurtarmaya giden oğullarının parçalanmış halde geri dönen cenazesiyle yaşadıkları yıkımı ve oğullarını AA'ya anlattı.
İsrail'in 23 Mart'ta Refah'ın Tel es-Sultan bölgesindeki saldırısında yaralananları kurtarmak için bölgeye hareket eden Filistin Kızılayı bünyesindeki 9 ilk yardım görevlisinden biri olan Rıdvan, ölmeden önce telefonuyla çektiği video kaydıyla gündeme gelmiş ve aynı zamanda İsrail'in söylemlerini çürütmüştü.
Çektiği 7 dakikaya yakın ve neredeyse 6 dakikası kurşun sesleri ve konuşmalardan ibaret olan görüntüde "Allah'ım günahlarımı bağışla ve beni şehit olarak kabul et. Beni affet anne. Bu benim seçtiğim yol; insanlara yardım etmek" dediği ve öleceğini anlayarak sürekli olarak şehadet getirdiği görülmüştü.
- Son bir defa oğlunu göremedi
Rıdvan, 23 Mart'ta her zamanki gibi insanları kurtarma görevine başladı ve İsrail'in Refah'taki saldırılarını yoğunlaştırması nedeniyle mesaisi gece geç saatlere kadar sürdü.
Saldırıların yoğunlaşmasıyla oğlunun yorucu bir gün geçireceğini anlayan anne Ummu Muhammed, Rıdvan'ın akşam yine elbiseleri kana bulanmış bir şekilde geri döneceğini düşündü ama bu sefer öyle olmadı.
Kızılay ekiplerine saldırı olduğunu öğrenmelerinden sonra her gün bir gelişme var mı diye onlarla iletişim kurduklarını söyleyen Ummu Muhammed, "Bayram sabahı (30 Mart) koordinasyonun sağlandığını ve bölgeye gireceklerini söylediler. Eşim sürekli gidip soruyordu. Önce 2 ceset bulunduğunu söylediler, sonra bu sayı 4 oldu. Sonra 6 dediler. 6 dediklerinde Rıdvan'ın da öldüğünü anladım. İkindiyi kıldım ve secde edip Allah'a hamd ettim." dedi.
Evladının yüzünü son bir defa görememiş olmaktan ötürü yaşadığı acıyı anlatan anne Ummu Muhammed, "Hastaneye gittim ama onları göremezsiniz, durumları içler acısı dediler. Çoğunun vücut bütünlüğü yok ve çoğu çürümüş durumda dediler. Hastanede durum çok kötüydü. Oğluma sadece morgda dokunabildim. Paramparça olduğu için yüzünü bile göremedim. O gün gitmeden önce ona sarılmayı çok isterdim." diye konuştu.
Filistin Kızılayı'nda gönüllü olarak hizmet verdiği için oğlunun sembolik bir maaş aldığını söyleyen anne, buna rağmen Rıdvan'ın parasını ailesine ve akrabalarına harcadığını ve hatta saldırıdan önceki gün sanki öleceğini anlamış gibi "ben üzerime düşeni yaptım ve akrabaları ziyaret ettim" dediğini anlattı.
- "Oğlumla gurur duyuyorum"
Rıdvan'ın babası Enver ise oğlunun insanlara yardım görevinden ötürü hem fiziksel hem de psikolojik olarak zor zamanlar geçirdiğini ve saldırıdan birkaç gün önce işten gelir gelmez kanlı giysileriyle uyuyakaldığını söyledi.
Enver, oğlunun, hain bir saldırıya kurban gitmek değil eğitimini tamamlama hayalleri kurduğunu ifade etti.
İsrail ordusunun, Refah'ta insani yardım görevindeki insanları bu şekilde vahşice öldürmesini beklemediklerini söyleyen baba Enver, şöyle konuştu:
"İlk yardım ekibi, gizli bir iş yapmıyordu. Oğlum da ilk yardım önlüğü giyiyordu. Ambulanslar da oradaydı. En kötü şartlarda İsrail tarafından alıkonacaklarını düşündük ama öldürüleceklerini değil."
Enver, "Oğlumla gurur duyuyorum; hem insani alanda çalışıp insan kurtardığı için hem de telefonuyla çektiği görüntüyle İsrail'in yalanlarını dünyaya gösterdiği için." ifadelerini kullandı.
- Kızılay ve sivil savunma ekipleri Refah'ta hedef alınmıştı
Filistin Kızılayı'ndan 23 Mart'ta yapılan açıklamada, Refah'taki saldırıda yaralananları kurtarmak için bölgeye gönderilen 4 ambulansın ve içindeki ekiplerin, İsrail ordusu tarafından kuşatma altına alındığı ve bazı sağlık görevlilerinin saldırıda yaralandığı bildirilmişti.
Gazze'deki Sivil Savunma Birimi de aynı gün Filistin Kızılayı bünyesindeki sağlık görevlilerini kurtarmak için yola çıkan ekiplerle bağlantıyı kaybettiğini duyurmuştu.
Filistin Kızılayı'ndan 30 Mart'ta yapılan açıklamada, İsrail'in Refah'ta hedef aldığı ilk yardım ve sivil savunma ekiplerinden 8'i ilk yardım, 5'i sivil savunma çalışanı ve 1'i de BM görevlisi olmak üzere 14 kişinin cenazesine ulaşıldığı ancak 9'uncu ilk yardım görevlisinin hala kayıp olduğu ifade edilmişti.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada ise Refah'ta hedef alınan ve cansız bedenlerine ulaşılan kişilerden bazılarının ellerinin bağlı, başlarına ve göğüslerine ateş açılmış ve derin bir çukura gömülmüş vaziyette bulunduğu belirtilmişti.
- İsrail ordusu, Refah’ta ambulanslara ateş açtığını itiraf etmişti
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, 1 Nisan'da yaptığı açıklamada, İsrail askerlerinin hedef aldığı ambulansı "uyarılara uymayan araç" şeklinde niteleyerek saldırıyı savunmuştu.
"İsrail ordusu, rastgele bir ambulansa saldırmadı. Geçen pazar günü, ikaz ve acil durum farları olmadan İsrail ordu birliklerine doğru şüpheli bir şekilde ilerleyen birkaç koordinasyonsuz araç tespit edildi." diyen Saar, biri 7 Ekim saldırılarına katılan Hamas mensubu olmak üzere 9 Hamas ve İslami Cihad mensubunun öldürüldüğünü öne sürmüştü.
- İsrail'in iddiaları çürütülmüştü
New York Times gazetesi ise 5 Nisan'da, öldürülen bir sağlık görevlisinin cep telefonundan ulaştığı videoyu yayınlamıştı. Görüntülerde, araçların tepe lambalarının yandığı görülmüştü.
Videoyu çeken sağlık görevlisinin kelime-i şehadet getirdiği ve öleceğini anlayarak, "Beni affet anne. Bu benim seçtiğim yol; insanlara yardım etmek." dediği duyulmuştu.