Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı Programında konuşma yaptı. Terörün insanlığının olmadığını, bağrından çıktığı, ekmeğini yediği, vergisi ile okuduğu milletine silah sıkan birinden insanlığın beklenmeyeceğini kaydeden Erdoğan, “Amaca götüren her yolu meşru gören bir zihniyetin ahlakı, ilkesi olabilir mi? Bir insanda Allah korkusu yoksa onun yerini başka şeyler doldurmuşsa, düşmanın dahi yapamayacağı ihanetleri, alçaklıkları, katliamları işlemekten bunlar çekinmez. 15 Temmuz gecesi buna defalarca şahit olduk” diye konuştu.
15 Temmuz gecesi, Ankara ve İstanbul’daki yaralıları almaya giden sağlık görevlilerine gerçekleştirilen saldırılara değinen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ambulanslarımız kurşunlandı. Gazilerimiz arasında 4 kahraman doktorumuz da bulunuyor. 15 Temmuz gecesinin kayıtları aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin nasıl büyük bir badire atlattığını bizlere ispat ederken, ne kadar inançlı, güçlü bir millet olduğunu göstermesi bakımından da çok önemliydi. Ben milletimle iftihar ediyorum. Böyle bir millete hizmet etme görevini bana lütfettiği için Allah’a hamd ediyorum.”
“Canınız pahasına sağlık hizmeti sundunuz”
15 Temmuz hain darbe kalkışmasında, sağlık görevlilerinin yapmış oldukları kahramanlıklara dikkat çeken Erdoğan, 15 Temmuz gecesinin kayıtlarının aynı zamanda ülkemizin işgal teşebbüsü olduğunu anlattığını söyledi. Milletin direnişi, gözü pek sağlık görevlilerinin destekleriyle 15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edildiğini vurgulayan Erdoğan, “Vatandaşlarımız tankın önüne dikilip, göğüslerini mermilere siper ederken, sizlerde canınız pahasına sağlık hizmeti sundunuz. Kaçmadınız. Onları hastaneye yetiştirdiniz. Bu fedakarlıklarınızı unutmak mümkün değil. Sizler bunu zaten ahdinize, yemininize sadık kalarak yaptınız. Tıpkı 14 Mart 1919’da işgale karşı bayrak açan tıbbiyeliler gibi vatanınız için, bağımsızlığımız için, geleceğimiz için yaptınız. Özellikle Ankara ve İstanbul’daki bazı hastanelerimizin imkanlarının çok ötesinde gayretler sarf ettiklerini biliyorum. Öncelikle o gece bizim gazilerimize, bizim şehitlerimize o kapıları kapatanlar bunun hesabını verecek. Eğer vermezse biz bunun hesabını veremeyiz. Bu vesile ile 15 Temmuz gecesi meydanlarda, sonrasında hastanelerde bu ülke için nöbet tutan, 14 Mart ruhuyla işgalcilere direnen tüm sağlık görevlilerimize teşekkür ediyorum. Sadece devlet hastaneleri değil, özel hastanelerde de bu ruhla çalışanları biliyorum. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Hastanelerinin kapısını açıp aynı şekilde o hizmeti devlet hastanelerinde olduğu gibi sürdüren hastanelere de teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.
Programda konuşan Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise, “Herkes biliyor ki devletimizin başındaki zatıalinize kurulan tuzaklar hakikatte bu ülkeye kurulan tuzaklardır. O gece bütün sağlık çalışanları her zamankinden daha bir gayretle çalıştı. Bir nefesin devamına vesile olmak için canla başla gayret ettik. Ne yazık ki hain çetenin işlettiği bazı hastanelerin hizmet vermediklerini gördük” ifadelerini kullandı.
Bakan Akdağ, sağlık hizmetlerinin önemine vurgu yaparak, “Herhangi bir kamu hastanesinden hizmet almak neredeyse imkansızdı. Özel hastaneler ise sadece varlıklı insanların aklından geçebilirdi” diye konuştu.
“Yoğun sigara dumanı yüzünden otobüslere binmek, iş ve alışveriş yerlerine girmek birer işkenceydi” diyen Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
“Şehirlerde, yol duraklarında temiz bir tuvalet bile bulunamazdı. İçtiğimiz sudan yediğimiz gıdadan tutun gündelik ürünlere kadar hijyen ve kalite kontrolü anlayışı neredeyse yoktu. Doğalgaz olmadığı için doğrudan ölüm sebebi olan korkunç hava kirliliği ile dünyaya şöhret olmuştuk. Benim kendi ilim Erzurum bu hususta şampiyon şehirlerden birisiydi. Bugün bunlar, gençlerimize adeta birer masal gibi geliyor. Ama yalnızca 15 yıl öncesinden bahsediyorum. Çocuklarımız, yaşlılarımız, tifodan, ishalden, hayatlarını kaybediyorlardı. Başlattığımız sağlıkta dönüşümle vatandaşlarımız sağlık hizmetlerinden artık ekonomik zorluk yaşamaksızın yararlanabiliyorlar.”
“Bugün sağlık hizmetine erişimde dünya öncüsüyüz”
Tüm vatandaşlara sağlık hizmeti götürülmesinin önemine dikkat çeken Bakan Akdağ, “Asla ayrım yapmadık. İnsanımızın hepsini bir anne, bir kardeş, evlat özeniyle kucakladık. Hepsi için gerektiğinde hayatımızı tehlikeye attık, can verdik. Van’daki, Şanlıurfa’daki bir annenin doğumu için helikopter ile yardıma koşarken Erzurum’da kar paletli araçlarla, İstanbul’da motosikletlerle yaralılarımıza gittik. Gerektiğinde hastalarımızı sırtımızda taşıdık. Bugün sağlık hizmetine erişimde dünya öncüsüyüz. Çünkü bunu halkımızın en tabi hakkı olarak gördük. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere tün uluslararası kuruluşlar sağlıktaki dönüşümü ayakta alkışladı. Çok sayıda ülkeye sağlıkta dönüşüm politikamız ilham verdi” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Akdağ, “Bugün sahte özgürlük ve eşit politika nutukları atan Avrupa ülkesinde bizim sunduğumuz hizmetleri aynı kalitede almak mümkün değildir” ifadelerine yer vererek, “Aradaki maliyet farkı ise inanılmazdır. Yüzlerce hastane yapımı, en modern ameliyatlar, sayısız organ nakilleri dünyanın en güçlü tıbbi kurtarma ekibi tam donanımlı yardım timleri ile ve en önemlisi milletimizin duaları ile büyüdük. Biliyorum ki sizin misyonunuz yalnızca insana fedakarca hizmetten ibarettir. Biz sağlıktaki dönüşümün başarısını sizlerin desteği ile sağladık” açıklamasında bulundu.