Bilindiği üzere Sosyal Güvenlik Kurumu Medula Provizyon Sistemi; Diyaliz-eritropoietin ve darbepoetin reçetelerini, oral beslenme reçetelerini, Organ nakli reçetelerini, Eczane olmayan yerleşim yeri reçetelerini, Evde bakım reçetelerini, Harp okulları, polis okulları v.s reçetelerini, Huzurevi çocuk esirgeme ve özel rehabilitasyon merkezleri reçetelerini, İşyeri hekimi reçetelerini, Tüp bebek ve öncesinde kullanılan ilaçları ihtiva eden reçeteleri, Yurtdışı sigortalılarına ait reçeteleri "C grubu sıralı dağıtım", Kan ürünleri ve hemofili reçetelerini de "C grubu kan ürünü" başlığı altında gruplandırmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 23 Kasım 2012 tarihinde yayımladığı 2012/36 sayılı genelgenin 4. maddesi “1/10/2008 tarihi sonrası reçeteler, Kurumun yaptığı sözleşmelerde ve Sağlık Uygulama Tebliğinin ilgili maddelerinde belirtilen usul ve esaslara göre ayrımı yapıldıktan sonra, A grubuna giren reçeteler %10, B grubuna giren reçeteler ise %5 oranında örneklenir. C grubuna giren reçete gruplarından ayrı faturalandırılma şartı sıralı dağıtım kapsamından bağımsız olan reçetelerin tamamı incelenir. Sıralı dağıtım kapsamında olması sebebiyle ayrı faturalandırılan reçetelerin incelenmesinde A grubu için belirlenmiş kurallar geçerlidir.” şeklindedir.
Bu ifadelerden 2012/36 sayılı genelgede C grubu sıralı dağıtım reçete grubundaki ayrı faturalandırılmayan reçetelerin tamamının inceleneceği anlaşılmasına karşın Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Süreyyapaşa Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından yapılan incelemelerde mevzuata aykırı olarak örnekleme yöntemi kullanılmaktadır.
“C grubu sıralı dağıtım” reçeteleri birbirinden farklı grup ve homojen olmayan reçete tutarları ile örneklemeye uygun bir reçete grubu değildir. Bu grupta reçete ortalaması 20 TL civarında olan işyeri hekimi reçeteleri de, reçete ortalaması 600 TL civarında olan diyaliz reçeteleri de bir arada bulunmaktadır. Örnekleme yöntemiyle yapılacak incelemede yüksek tutarlı bir reçetenin örneklemesinde eczane için yıkım oluşturacak kesintiler söz konusu olabilecektir.
Her ne kadar bu grup reçetelerde kesinti oranı %3’ü aştığında tüm reçetelerin incelenme hakkı bulunsa da itiraz süresinin 5 iş gününü geçmesi durumunda meslektaşlarımız büyük bir yük altında bırakılmaktadır. Reçete tutarlarının yüksek olması nedeniyle %3’ün altındaki itiraz edilemeyecek kesinti oranlarının da yüksek tutarlara karşılık geleceği göz önüne alınmalıdır.
Örneğin; diyaliz veya organ nakli reçetelerinde herhangi bir nedenle ilaçların İTS onayını alınmadan reçetenin Kuruma fatura edilmesi ve kutuların atılması nedeniyle İTS onayı alınamaması durumuyla sıkça karşılaşılmaktadır. Bu durumda meslektaşlarımız çok ciddi kesintilerle karşı karşıya kalabilmektedirler.
Bu reçete gruplarında yer alan ilaçların fiyatlarının dördüncü veya beşinci kademede yer almaları nedeniyle kârlılığının çoğu kez düşük olduğu göz önüne alındığında bu durumun eczaneler açısından kabulü mümkün değildir.
Ayrıca bu grup reçetelerin tamamının incelenmekten vazgeçilerek örnekleme yöntemine geçilmesi bugüne kadar sorunsuz olarak işleyen sıralı, turlu ve üst limitli reçetelerin dağıtım düzenini bozacaktır.
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız nedenlerden dolayı 2012/36 sayılı genelgenin yanlış uygulanması kabul edilemez bir durumdur ve derhal düzeltilmelidir. Bugüne kadar bu uygulama nedeniyle mağdur olup yüksek oranda kesinti yapılan meslektaşlarımızın kesintileri iade edilmelidir. Odamız tarafından sıralı veya turlu dağıtımı yapılan kan ürünleri ve hemofili, diyaliz ve organ nakli reçetelerinin ayrı grup olarak SGK Medula Provizyon sistemine kaydedilmesi ve birebir incelenmesi gerektiği, TEB Farmainbox Reçete Tevzi sistemi üzerinden dağıtımı yapılan diğer reçete gruplarının ise örnekleme ile incelenmesinin daha uygun olacağı tarafımızca değerlendirilmektedir.
Örnekleme yöntemi nedeniyle mağduriyet yaşayan meslektaşlarımızın Odamıza başvurmasını önemle bilgilerinize sunarız.
Konu ile ilgili, İstanbul Eczacı Odası tarafından Türk Eczacıları Birliği’ne gönderilen yazı için tıklayınız.
İSTANBUL ECZACI ODASI
