TAM Gün Yasası’nın bir bölümü Danıştay’dan döndü.
Bir bölümü ama önemli bir bölümü.
Kamuda çalışan hekimler, mesai saatleri dışında özel hastanelerde çalışamayacaklar ama muayenehane açma hakkına sahip olacaklar.
Danıştay böyle karar verdi.
Bu nasıl bir karar anlamak mümkün değil.
Doktorlara saygım sonsuz. Yaptıkları görevin kutsallığı tartışılmaz.
Ama mantığım, aklım, havsalam Danıştay’ın kararını anlamakta zorlanıyor.
Daha doğrusu anlayamıyorum.
Şimdi birkaç örnekle bakalım.
Polis de bir kamu görevlisi değil mi?
Şöyle düşünün. Evinize hırsız girmiş. Karakola gidiyorsunuz, şikâyetçi oluyorsunuz. İfade veriyorsunuz. Hırsızın yakalanmasını istiyorsunuz.
İfadenizi alan polis size şöyle diyor: “Karakolda iş yoğunluğu malum. Hırsızınızın yakalanması burada en az altı ay sürer. Belki yakalanmaz bile. Ama benim özel dedektiflik bürom var. Mesaiden sonra özel dedektiflik büroma gelin, sizin hırsızınızı iki gün içinde yakalayalım.”
Siz de hırsızınızı daha çabuk yakalatmak üzere akşamüzeri polisin mesaiden sonra çalıştığı özel dedektiflik bürosuna gidiyorsunuz. Ücrette anlaşıyorsunuz ve hırsızınız iki gün içinde yakalanıyor.
Sizce bu olacak iş mi?
Kamu görevi mantığına uygun mu?
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Mesai bitiminde özel bürosunda avukatlık yapan hâkim, tahsilat yapan icra memuru, aklınıza ne gelirse. Tüm kamu çalışanlarının mesai sonrası kendi işleriyle ilgili bir büro açtıklarını düşünsenize.
Uygun buluyorsanız diyecek bir şeyim yok.
Ama böyle bir durumda kamu kurumları müşteri bulma yerine vitrine dönüşmez mi?
Bu yazdıklarımın bazı hekimleri kızdıracağını biliyorum.
Ama benim gözümde durum bu.
Oysa Sağlık Bakanlığı, “İsterseniz özelde çalışın, isterseniz kamuda. Ama birini seçin” diyor.
Kamuda çalışmayanın doktorluk lisansını iptal ederim falan da demiyor.
Bu basit seçimi yapmak yerine kıyamet koparmak niye anlamıyorum.
Doktorluğuna güvenen borazancıbaşı olur.
Sadece bir tercihle.
Fatih Altaylı