Kadavradan organ bağışında 10 yıldır liderliğini koruyan bölge, 2021 yılında da liste başında yer aldı.
Yavuzyılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Bursa bölgesinin çalışmalarıyla organ bağışına yıllardır öncülük etmeye ve ülkenin gururu olmaya devam ettiğini belirtti.
Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Düzce ve Bilecik illerinin yer aldığı Bursa bölgesinin, pandemi sürecinde beyin ölümü tespiti ve aile bağış oranlarında azalma olmasına rağmen liderliğini korumaya devam ettiğine dikkati çeken Yavuzyılmaz, şunları kaydetti:
"2021 yılında Türkiye milyon nüfus başına düşen kadavra donör sayısı (pmp) oranı 3,6 iken Bursa bölgesinde bu oran, 13,3. Bölgemiz, organ bağışında aile izni oranıyla da farkını ortaya koyuyor. Türkiye ortalaması yüzde 22 iken Bursa bölgesinde, yüzde 35. Bölgemizde 2021 yılında bildirilen donör sayısı, ülkemizde bildirilen tüm donörlerin yüzde 25'ini oluşturuyor. Geçen yıl Türkiye'de bin 420 kişiye beyin ölümü tanısı konulmasına rağmen vefat eden bu kişilerin sadece 305'inin yakınlarının organ bağışına onay verilmiştir. Vefat eden bu kişilerin organlarıyla 298 kişi böbrek, 141 kişi karaciğer, 24 kişi kalp ve 21 kişi akciğer nakli olarak sağlığına kavuşmuştur. Ülkemizdeki kadavradan bağış oranları, maalesef halen çok düşük."
Yavuzyılmaz, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de organ ve doku bekleyen hasta sayısının her geçen gün arttığını ifade ederek, Türkiye'de 2022 itibarıyla 22 bin 970 kişinin böbrek, bin 300 kişinin kalp, 2 bin 385 kişinin karaciğer, 152 kişinin akciğer, 285 kişinin pankreas ve 2 bin 924 kişinin kornea nakli için beklediğini vurguladı.
Bursa bölgesinde ise bin 900 hastanın böbrek, 313 hastanın da karaciğer bağışı beklediğini dile getiren Yavuzyılmaz, "Organ bağışına yönelik toplumsal farkındalığı artırmak için çalışmalara hız verdik. Hastalarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşabilmesi için organ bağışının yapılmasına her zaman ihtiyaç duymaktayız. Yapılan bağışların sayısının azalması, birçok hastanın organ nakli yapılmadan vefat etmesine neden oluyor. İnsanlarımızın bu noktada hassasiyetle davranacağına, vefat eden yakınlarının organlarını bağışlama noktasında bir gün kendilerine ya da bir yakınlarına organ ihtiyacı olacağı düşüncesiyle hareket edeceklerini inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.