BM'den yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki gıda güvensizliğinin çocuklarının beslenmesine öncelik veren Filistinli annelerin öğün atlaması ve az besin almasına sebep olduğu belirtildi.
İsrail'in saldırıları sürerken Gazze Şeridi'ndeki en az 557 bin Filistinli kadının ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kaldığı kaydedilen açıklamada, Filistinli kadınların belirli hizmetlere erişiminin kısıtlandığı ve sağlık güvencelerinin olumsuz etkilendiği ifade edildi.
Açıklamada, BM Kadın Birimi'nin, Nisan 2024'te 295 Filistinli erkek ve 305 kadınla yaptığı ankete yer verildi.
Anket sonuçlarında gıda güvensizliği sebebiyle Filistinli kadınların bakım yükünün arttığı, kilo kaybıyla baş dönmesi yaşadıkları ve hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönemlerde problemlerle karşılaştıkları bilgisi paylaşıldı.
Gıda güvensizliğinin yol açtığı problemleri ortadan kaldırmak için insani yardım sağlanması ve Gazze Şeridi'ne geçişine izin verilmesi ile yetersiz beslenmeye karşı tedavi uygulanması gibi karşı tedbirlerin alınması gerektiği kaydedildi.
Ankete katılanların çoğunun, Gazze Şeridi'ne yönelik gıda yardımlarını yetersiz bulduğu, yemek pişirmek için atık malzemeleri kullanmak zorunda kalan kadınlarda solunum ve diğer sağlık sıkıntılarının görüldüğü vurgulandı.
- Filistinli kız: "Buğday unuyla hayvan yemini karıştırıyoruz"
BM Kadın Birimi'ne konuşan 16 yaşındaki Filistinli kız, İsrail'in saldırıları sonrası Gazze'de gıda bulunmadığını belirterek, "Marketlerde sebze veya herhangi bir yemek yoktu. En kötü şeyleri yemek zorunda kaldık." ifadelerini kullandı.
Buğday unuyla hayvan yemini karıştırdıklarını anlatan Filistinli kız, "Bazı günler hiç yemeğimiz yoktu, yorgun ve bitik hissediyorduk. Ayrıca hiç hastane yoktu ve bazı günlerde bombalamalardan ötürü evimizden ayrılamıyorduk." bilgisini paylaştı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 765 Filistinli öldü, 86 bin 429 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
