Dahiliye ve aynı zamanda Tamamlayıcı Tıp Uzmanı olan Dr. Mernuş Kadifeci Tümer, tamamlayıcı tıp yöntemleri ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Uzm. Dr. Mernuş Kadifeci Tümer: ‘’Tıbbın asıl hedefi hastaları iyileştirmek, rahatsızlıkları oluşturan faktörleri ortadan kaldırmak ve koruyucu hekimlik yaparak tam bir şifa sağlamak olmalıdır’’ dedi.
Ruh-beden ve zihin birlikteliği tedavide önemli
Kronik hastalıklarda modern tıbbın kendisinde ve hastalarında yetersiz olduğunu fark ettikten sonra tamamlayıcı tıp yöntemlerinin eğitimini aldığını belirten Uzm. Dr. Mernuş Kadifeci Tümer sözlerine şöyle devam etti: ‘’Hastaların ruhuna da dokunmak gerekiyordu. Nefes teknikleri, EFT teknikleri öğrenmeye, bu konuda yazılmış kitapları okumaya başladım. Hastalara anlattıkça kendime de iyi geldiğini fark ettim. Üçbin beşyüz yıllık Çin felsefesi ve öngörüsüyle oluşturulmuş akupunktur kursu meslekteki bakış açımı ve vizyonumu tamamen değiştirdi. Bunu Nöral terapi, hipnoz, ozon, mezoterapi eğitimleri takip etti. Hepsi birbirini tamamlayan insanı, organlara, hücrelere ayırmadan ruh beden ve zihin birlikteliği ile tedavi eden tamamlayıcı tıp metotlarını öğrenme ve şifaya aracılık etme isteğim hiç azalmadı. Bütünsel bakışla micro evreni içinde barındıran insanı ve insanında içinde bulunduğu evrenle uyumunun tedavideki önemini daha iyi anladım. Yirmi yıllık dahiliye hekimliğimdeki bilgilerimi tamamlayıcı tıp bilgilerimle harmanlayarak gerçek hekimlik sanatını hastalarımdan aldığım geri bildirimlerle, daha da geliştirerek yoluma İzmir Alsancak’taki özel muayenehanemde devam ediyorum.’’
Kronik hastalıklardaki mucizevi iyileşme
Tedavisi yok diye söylenen; fibromiyalji, depresyon, anksiyete, ülser, gastrit, tip2 diyabet, kabızlık, hassas bağırsak ve bütün otoimmun hastalıklar, zihin -beden- ruh ekseniyle değerlendirilmelidir. Doğru beslenme ile vitamin, mineral eksikliklerinin yerine konması ile kalıcı şifa mümkümdür. Tamamlayıcı Tıbbın dünyadaki önemi son yıllarda giderek artmıştır. Modern tıptaki baş döndürücü gelişmeler ne yazık ki insanın bir bütün olduğu gerçeğini unutturduğu için akut (yeni gelişen) hastalıklardaki başarısını, kronik komplex (yavaş gelişen, uzun süre devam eden) vakalarda gerçekleştirememiştir. Tamamla
