Memorial Dicle Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. İskan Abay, yeni doğan bebeklerde oluşan gözyaşı tıkanıklığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Gözyaşı kesesinin buruna açıldığı yerde bir zar bulunduğuna dikkat çeken Abay, “Bu zar normalde bebek doğmadan açılır. Ancak bazı bebeklerde bu zar doğum sonrası açılmaz ve bu nedenle gözyaşı kanal tıkanıklığının önemli bir belirtisi olan gözde sulanmaya neden olur. Bebeklerde görülen göz sulanması, doğuştan olan göz tansiyonu gibi diğer göz hastalıkları ile de ortaya çıkabilir. Bu nedenle eğer bebeğin gözleri yaşarıyorsa, erken tanı için hiç zaman kaybetmeden bir göz doktorunun görüşü alınmalıdır” dedi.
“ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR”
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavi edilmediğinde, gözyaşı kesesi ve gözyaşı yollarının mikroplara açık hale geldiğine dikkat çeken Abay, “Bunlar, göz, kapak ve çevre dokular için tehlike oluşturur. Hatta mikrop yayılırsa menenjit ve böbrek hastalığı gibi önemli sorunlara yol açabilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı olan hastalarda gerektiğinde katarakt ameliyatı yapmak bile bir risk oluşturabilir” diye konuştu.
"İLK 12 AYDA MASAJ VE İLAÇLA TEDAVİ"
Gözyaşı kanalı tıkanıklığının tedavisinin genellikle 3 aşamada yapıldığını anlatan Abay, şunları kaydetti:
“İlk aşama, bebekler 12’inci aya gelinceye kadar göz kapakları günde 2-3 kez ılık su ile temizlenir ve doktorun önerdiği damla kullanılarak günde 4-5 seans, 5 dakika burun kökünden aşağı doğru basılarak masaj yapılır. Bu masaj ve damla tedavisinin başarı oranı yüksektir ve en yaygın yöntemdir. Ancak mutlaka doktor kontrolünde yapılmasına özen gösterilmelidir. 12’inci ayına gelmiş ancak ilaç ve masaj tedavisi ile başarılı sonuç alınamamış inatçı gözyaşı kanalı tıkanıklığı durumunda, bebeklerin gözyaşı kesesinin başka bir alana açılması gibi gözde fistül oluşum riski ortaya çıkabilir. Bu durum ile birlikte gözlerde apse ve göz etrafındaki dokularda ciddi enfeksiyonlar görülebilir. Bu aşamada çözüm, ameliyatsız yani kapalı yapılan işlemdir. Ortalama 3 dakika süren işlem, uygun yaşta yapıldığında yüzde 90 oranında iyileşme sağlanmaktadır. Ender olarak sonda işlemi iki veya daha fazla tekrarlanabilir. Üçüncü ve son aşama ise, ameliyatsız yapılan işlemin birden fazla denenmesine rağmen açılamayan kanalların yapılacak açık ameliyatla tedavi edilmesidir.”