Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisine yönelik çalışmalar yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı'nın sosyal medyadan yaptığı açıklamalara ilişkin, sözü edilen ilacın, uluslararası bir firmanın patentli ilacı olduğunu belirterek, "Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir, sosyal medya üzerinden insanların umuduyla oynanamaz." dedi.
Bakan Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde Bilim Kurulu üyelerinin video konferansla katıldığı Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun "Test sonucu gelmeden yaşamını yitirenler daha sonra Kovid-19'dan ölenler arasına ekleniyor mu?" sorusu üzerine Koca, testi sonradan pozitif çıkanların da vefat eden sayısına eklendiğini söyledi.
"Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) ölüm oranlarında iki ayrı kod, Türkiye'nin ise tek kod kullandığına, rakamların eksik iletildiğine" ilişkin iddianın hatırlatılması üzerine Koca, "DSÖ'nün Türkiye ile ilgili hiçbir sorunu yok. Sorun olduğunu söyleyenler, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü ve Türkiye Ofisi Direktörünün açıklamalarına baksın. Üstelik bizim hem vaka hem mortalite yani ölüm rakamlarımızı ne kadar şeffaf yaptığımızı belirten açıklamaları da oldu." ifadelerini kullandı.
DSÖ'nün verdiği ilk kodun PCR testi, yani moleküler taramanın yapılmadığı ülkelere yönelik olduğunu belirten Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Bu, şüpheli dediğimiz bir kod. Bunun dışında doğrulanmamış olan, PCR testinin yapıldığı ülkeler için de ikinci bir kod veriyor. Türkiye için verilmesi gereken kod, doğrulanmış vaka tanımı şeklinde. Bu anlamda hiçbir sorun yok. Dünya Sağlık Örgütü de yaptığımız çalışmaları, bildirimleri, takdirle anıyor.
Biz ülkemize, sağlık çalışanlarımıza, hekimlerimize sağlık ordumuza güvenelim. Gerçekten ölüm sayılarımızdaki düşüş, sağlık çalışanlarımızın tedavideki farklı yaklaşımı, yoğun bakımdaki pratik uygulamalarımız, sağlık çalışanlarımızın bu noktada farklılığı olduğuna inanalım. Bunu yayınlarla da dünyaya biz göstermek istiyoruz."
- "Sosyal medyadan umutlar tüketilemez"
Koca, koronavirüs tedavisinde kullanılmak üzere ilaç ve aşı çalışmaları yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı'nın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, "Sözü edilen ilaç, uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Türkiye'de ruhsatlı bir ilaç. Kistik fibrozlu hastalara yani akciğer sorunu, akciğerde tıkaç olan hastalara uygulanan ve bundan fayda görülen bir ilaç. Burada Kovid-19 ile ilgili bu ilacın faydalı olduğuna dair laboratuvar ve klinik çalışmaların da başladığını biliyoruz." dedi.
Türkiye'de hem aşı hem de Kovid-19'a özel tedaviyle ilgili bu anlamda çalışma yapan üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduklarını hatırlatan Bakan Koca, şu değerledirmelerde bulundu:
"Bununla ilgili merkeze de 23 Mart'ta aşı ve tedaviyle ilgili herhangi bir çalışmanız varsa bunu projelendirip bize başvurun dedik. Oradan bize gelmedi. Böyle bir çalışmamız olabilir, onunla ilgili çalışmanızı bize bildirin dedik. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. Sosyal medya üzerinden insanların umuduyla oynanamaz. Bu topraklara, insanlığa faydalı çalışma yapan herkes bizim için kıymetlidir. Yayın, araştırma ve çalışmanın nasıl yapıldığı da çok iyi bilinir. Klinik araştırma için 23 Mart'ta bizim bu çağrımıza cevap verilebilirdi. Klinik araştırma yapılır, devamında ne yapılması gerekiyorsa da yapılmış olurdu. İlaç ve aşı işi hem milli hem de stratejik bir iştir. Sosyal medya üzerinden yapılmaz. Uluslararası bir firmanın ilacı, böyle umutlar tüketilerek ifade edilemez."
- "1 hafta 10 gün içinde pik noktasına erişebiliriz"
Koca, "Tedbirlerin devam etmesi halinde hayat ne zaman normale döner?" şeklindeki soru üzerine ise tedbirlerin asla bırakılmaması gerektiğini söyledi.
İlk günden itibaren süreci, Bilim Kurulunun da yaklaşımıyla, şeffaf bir şekilde aktarmaya gayret gösterdiklerini belirten Koca, şunları kaydetti:
"Şu an rakamlarını hepimiz biliyoruz. Bu rakamlarla geldiğimiz durumu da hepimiz net biliyoruz. Şunu söylüyoruz, önümüzdeki 1 hafta 10 gün içerisinde bir pik noktasına erişebileceğimizi görüyoruz. Devamında ortalama dünya örneklerinden Çin, Güney Kore ve benzeri ülkelerden edindiğimiz tecrübeyle iki haftalık bir plato döneminin olacağını biliyoruz. Devamında düşeceğini biliyoruz.
Bunlar bizi asla rahatlatmamalı, tedbiri elden bırakmamalıyız. Yeni bir dalgaya asla izin vermemeliyiz. Bu mücadelede çok önemli üç unsur var. Vakayı tespit edip filyasyon dediğimiz taramayı yapabilir olmak. Yani noktasal bir yaklaşım içinde hızla tespiti yapmak. Tedavide çok güçlü olabilir olmak. Her ikisinde hiçbir sorunumuz yok hatta çok ilerideyiz. Temas, mesafe ve izolasyonu hiç elden bırakmadan devam edebilir olmak. Bu sağlanırsa yeni bir dalganın oluşumu önlenebilir, erken dönemde hayat normale döner diye düşünüyoruz. Vatandaşımızdan bu konuda biraz daha sabır ve bize destek olmasını bekliyoruz."
(Sürecek)