Bakan Dinçer, pakette daha çok kadınların, gençlerin ve özürlülerin teşvikine yönelik düzenlemelerin olduğunu belirterek, “Yıllık olarak bu teşviklerin bize yaklaşık 200 bin kişilik istihdam sağlayabileceğini tahmin ediyorum” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Herhangi bir vatandaşımız esnek bir şekilde Bağ-Kur'luluktan SSK'lılığa, SSK'lılıktan Emekli Sandığına, Emekli Sandığı'ndan SSK'lılığa kolayca geçebilecek. Nerede çalışıyor ve bulunuyorsa primini o sistem üzerinden ödeyecek ve biz bir bütün olarak ödediği bütün primleri göz önünde bulundurarak onun emekliliğini hesaplayacağız” dedi.
Mevcut düzenlemede, işverenlerinin çalıştırdıkları personelin belirli oranında özürlü personel çalıştırmak zorunda olduklarını, ancak bunun uygulanmasında belirli sorunların çıktığını belirten Dinçer, lojistik firmalarda, şoförlerin ağırlıklı olarak çalıştıkları bazı işletmelerde özürlü çalıştırma imkanını bulunmadığını, böyle durumlar için yeni yaptıkları düzenlemede bir esneklik sağlayacaklarını bildirdi.
Herhangi bir şirketler grubunda belirli bir işletmede o işin özelliği sebebiyle özürlü çalıştırma imkanı bulunmuyorsa o işletmenin veya iş gurubu sahibinin başka işletmesinde de kendi kontenjanını dolduracak şekilde özürlü çalıştırması halinde işvereni özürlü çalıştırmış olarak kabul edeceklerini ifade eden Dinçer, organize sanayi gibi bölgelerde işverenler özürlü çalıştırmakta zorlanıyorsa onların ortak iş yerleri açarak özürlü istihdamı sağlamaları halinde de bu zorunluluğu karşılamış olacaklarını kabul edeceklerini kaydetti.
STAJ İMKANI GENİŞLETİLİYOR
Staj imkanlarını genişleteceklerini belirten Dinçer, “Şimdiye kadar 20 ve daha üstü istihdam sağlamış olan işletmelerde istihdam sağlanabiliyordu, biz bunun sayısını azaltıyoruz 5 işçi çalıştıran işletmelere kadar iş yerlerinde staj yapma imkanı getiriyoruz. Böylece öğrencilerimizin staj yapabilecekleri alanı önemli oranda artırmış olduk” dedi.
Bakan Dinçer, staj yapan öğrencilere ödenen ödenen ücretleri de net ücretler üzerinden yüzde 30 oranında yapacaklarını söyledi.
İşsizlik sigortası ve kısa çalışma ödeneğini artıracaklarını, bunun da önemli teşvik unsurlarından biri olacağını dile getiren Dinçer, şöyle devam etti:
“İşsizlik sigortası fonundan isteğe bağlı sigortalılara da yararlanabilme imkanı getireceğiz. Şimdiye kadar yoktu bu imkan. Kendisi isteğe bağlıysa ve işsizlik sigortası fonundan yararlanabilecekse primini ödemesi halinde yine işsizlik fonundan yararlanabilecek. Bu maksatla da biz hem kısa çalışma ödeneği hem de işsizlik ödeneğinin kullanım miktarlarını artıran bir düzenleme yapacağız. Daha önceki uygulamalarda işsizlik ödeneğiyle ilgili devletin yaptığı katkının aşağı yukarı yüzde 30'unu biz istihdamın artırılması maksadıyla kullanıyorduk. Şimdi bir önceki yılın işsizlik fonundaki kaynağın yüzde 30'unu istihdamın artırılması için kullanma fırsatına sahip olacağız. Böylece çok daha fazla kaynakla işsizlikle mücadele etme imkanımız olacak.”
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ
Kısa çalışma ödeneğiyle ilgili kaynakları da artıracaklarını bildiren Dinçer, kısa çalışma ödeneğini dünyada en iyi uygulayan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu, 2009 ve 2010 yılında yaklaşık 219 bin insanın kısa çalışma ödeneğinden yararlandığını kaydetti.
Kısa çalışma ödeneğinin bugüne kadar ulusal düzeyde bir iktisadi kriz olursa kullanıldığını hatırlatan Dinçer, yeni düzenlemeyle herhangi bir bölgede ya da sektörde kriz olursa o sektörde ya da bölgede yer alan işletmelerin de kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için bir kapsam genişletmesi yaptıklarını söyledi.
Bakan Dinçer, işsizlikle mücadelede kaynakları artırdıklarını, bir önceki gelirlerin yüzde 30'unun işsizliği önleyecek şekilde kullanılması için çalışma yaptıklarını ifade etti.
İŞÇİ ŞİKAYETLERİ
Herhangi bir işçinin iş yerinden haksız bir şekilde uzaklaştırılması, işinden ayrıldığı halde haklarının kendine teslim edilmemesi veya haksızlığa uğradığını düşünmesi durumunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na müracaat ettiğini ve bakanlığın işverenle görüşerek düzeltmeye çalıştığını, sonuç alınamaması durumunda ise işçinin mahkemeye başvurarak hakkını aramaya çalıştığını anımsatan Dinçer, şöyle devam etti:
“Bu uzun sürebiliyordu. Binlerce dosya bakanlığımızda birikmiş durumdaydı. Geçen yıl 40 bin civarında işçi şikayetleriyle ilgili dosyayı gözden geçirerek bu problemlerin çözümüne katkı sağlamıştık. Bürokrasinin azaltıldığı ve sürecin kısaltıldığı bir uygulamayla işçi şikayetlerini çözmenin sürecini 15 gün ya da daha altı bir güne çekmeyi başarmıştık. Ancak maalesef bakanlığında bazı birimlerin yöneticilerinin bir araya geldiği sivil toplum örgütleri ya da dernekler bu süreçte bizi mahkemeye vererek yürütmeyi durdurma kararı almışlardır. Ben mahkeme kararına uyarak süreci tekrar eski haline döndürdüm ama bu tabi yine işçi şikayetlerini çözmeyi uzatan bir noktaya bizi taşıyor onun için bir kanuni düzenleme yaparak işçi şikayetlerini çok daha kısa sürede çözebileceğimiz bir süreci yeniden tanımlıyoruz bu yaptığımız düzenlemeyle.”
Turizm sektöründe daha önceden belirlenmiş olan 2 aylık denkleştirme süresinin yeterli olmaması nedeniyle bunu 4 aya çıkardıklarını belirten Dinçer, çalışmalarla AB'nin öngördüğü esneklik şartlarını sağlamış olacaklarını söyledi.
İzinsiz çalışan yabancı işçilere karşı yoğun bir mücadeleyi öngördüklerini ifade eden Dinçer, İçişleri Bakanlığıyla yürütecekleri süreçle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yabancı kaçak işçilerin üzerine daha çok gitme imkanı bulacağını kaydetti.
KISA SÜRELİ ÇALIŞMA
Kısmi süreli çalışanların emekliliklerini kolaylaştıracak düzenleme yapacaklarını bildiren Bakan Dinçer, sosyal güvenlik sistemini iş kanunun ön gördüğü kısmi süreli çalışmalara uyarlayarak kısmi süreli çalışmaları teşvik etmek istediklerini belirtti. Belirli bir günden daha az çalışanların hayatları boyunca çalışmış olsalar bile emeklilik imkanına sahip olamayacağını anlatan Dinçer, şöyle devam etti:
“Kısmi süreli çalışanların ayın geri kalan günlerinde primlerini ödemeleri halinde tam ay olarak çalışmış olduklarını kabul edeceğiz. Böylece emekli olabilmeleri için bir fırsat olacak. Diğer vatandaşlarımız gibi prim ödeme gün sayılarını doldurduklarında emekli olma şansına sahip olabilecekler. 16-17 günden daha az çalışanlar çalıştıkları iş yerine kendileri destek vererek veya kendileri isteğe bağlı olarak bunu borçlanarak emekli olabilecekler. Tabi böyle olunca yine isteğe bağlı olarak çalışanlar işsizlik sigortası primi ödeyerek de işsiz kaldıklarında işsizlik sigortası fonundan yararlanma imkanına sahip olabilecekler. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde usta-öğretici olarak çalışmış olanlar da eksik kalan sürelerini borçlanarak sosyal güvenlik sistemine dahil olma imkanına sahip olacaklar.”
Bağımsız çalışan Bağ-Kur emeklisinin, 10 yıldan daha az sağlık primi ödemişse sağlık primini 10 yıla tamamlayana kadar sağlık hizmeti alamadığını anımsatarak bu sorunu çözeceklerini belirten Dinçer, “Herhangi bir vatandaşımız 10 yılını tamamlamamışsa ama aynı zamanda SSK'lı olarak bize prim yatırmışsa onun 10 yılı tamamlayabileceğini kabul ediyor ve böylece sağlık hizmeti almasını sağlıyoruz” dedi.
“EMEKLİLİKTE KOLAYLIK”
Vergi kaydı devam eden Bağ-Kur kapsamındaki esnafın işçi statüsünde çalışması halinde de sigortalı sayılabilmesi için düzenleme yaptıklarını ifade eden Dinçer, şunları söyledi:
“Bağ-Kur'lu olan esnaf ya da tarım işçisi şayet dükkanını kapatıyor ve SSK'lı olarak herhangi bir yerde çalışmaya başlıyorsa biz onun Bağ-Kur'luluk özelliğini ortadan kaldırmıyorduk. O, Bağ-Kur'lu olarak kalmaya devam ediyor hatta primini yatırmamışsa biz onu borçlandırıyor ve daha da önemlisi eğer vaktinde de bu primleri ödemezse cezai müeyyide uyguluyorduk. O yüzden Bağ-Kur'lu vatandaşlarımız oldukça önemli bir mükellefiyetle baş başa kalıyorlardı. Halbuki aynı zamanda SSK'lı olarak prim ödemeye devam etmiş olsa bile Bağ-Kur borçları devam ediyordu. Şimdi biz bu konuda mantığımızı bütünüyle değiştiriyoruz.
Herhangi bir vatandaşımız esnek bir şekilde Bağ-Kur'luluktan SSK'lılığa, SSK'lılıktan Emekli Sandığına, Emekli Sandığı'ndan SSK'lılığa kolayca geçebilecek. Nerede çalışıyor ve bulunuyorsa pirimini o sistem üzerinden ödeyecek ve biz bir bütün olarak ödediği bütün primleri göz önünde bulundurarak onun emekliliğini hesaplayacağız. Böylece bütün vatandaşlarımıza 'sen Bağ-Kur'lu başladın Bağ-Kur'lu kalacaksın, SSK'lı başladın SSK'lı kalacaksın' gibi zorlamalar olmayacak. Biz temelde şunu ön görüyoruz; bir vatandaşımız sosyal güvenlik sistemine dahil olmalıdır ve hangi sosyal güvenlik sisteminde prim ödeyebiliyorsa oradan ödemelidir ve onun emekliliği bu toplam ödediği primleri göz önünde bulundurarak hesaplamalıyız. Bu açıdan özellikle Bağ-Kur'lular için çok önemli bir kolaylığın geldiğini ifade etmemiz mümkün.”
ŞÖFÖRLER VE SANATÇILARA KOLAYLIK
Şoförler ve sanatçılar için de sosyal güvenlikte bir tanım kolaylıklar sağladıklarını belirten Dinçer, isteğe bağlı sigortalılığı yaygınlaştırmak ve kolaylaştırmak için düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Dinçer, Taksiciler, şoförler ve sanatçılar sigortalı olmak isterlerse 17 günden daha aşağıda çalışıyorlarsa üstünü tamamlamaları halinde emekli olma hakkına kavuşacaklarını bildirdi.
200 BİN KİŞİYE YARAYACAK
Bakan Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, çalışma hayatı, istihdam ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde yapmayı planladıkları yasal değişikliklere ilişkin bilgi verdikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Dinçer, “Meslek yüksek okullarıyla” ilgili bir soruya, “Meslek yüksek okullarının öğrencilerinin işe gelmeleri halinde herhangi bir teşvik yapmıyoruz. Uzun vadede böyle bir teşvik yapmayı planlıyoruz, ama henüz çalışmalarımız tamamlanmadı. Fakat İş-Kur'dan mesleki eğitim alarak işe katılanlar için böyle bir teşvikimiz var. Onun haricinde mesleki ve teknik eğitim veren ortaöğretim ile meslek yüksek okulu veya Türkiye İş Kurumu'nca düzenlenen iş gücü yetiştirme kurslarını bitirenler için 36 ay süreyle bir teşvik planımız var. O plan bu kanunda var, ama onlarınki süresiz bir teşvik değil” yanıtını verdi.
Bakan Dinçer, pakette daha çok kadınların, gençlerin ve özürlülerin teşvikine yönelik düzenlemelerin olduğunu belirterek, “Yıllık olarak bu teşviklerin bize yaklaşık 200 bin kişilik istihdam sağlayabileceğini tahmin ediyorum” dedi.
Dinçer, bir gazetecinin kıdem tazminatıyla ilgili sorusuna, Türkiye'deki istihdam sorununun çözülebilmesi için ekonomik büyümenin sağlanması ve çalışma hayatının esnekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Ekonominin büyümesiyle istihdam arasındaki ilişkinin çalışma hayatının katılığı sebebiyle oldukça düşük olduğunu belirten Dinçer, “Ekonomik büyüme istediğimiz oranda istihdam sağlamaya müsait görünmüyor. Mesela yılda ekonomik olarak yüzde 1 büyürsek bunun istihdam sağlama esnekliği yüzde 0,52 olarak tespit edildi. Şu demek; ekonomik olarak yüzde 1 büyürsek aşağı yukarı yüzde yarım istihdam sağlıyoruz. Yani yüzde 1 olarak büyürse Türkiye ekonomisi, yaklaşık 100-120 bin kişiye istihdam sağlıyoruz demektir” dedi.
Çalışma hayatının esnekleşmesi, işe giriş çıkışların kolaylaşması ve maliyetlerin düşürülmesi durumunda istihdam oranının daha da artırılabileceğini ifade eden Dinçer, bu açıdan bakıldığında kıdem tazminatı fonunun kurulmasını önemsediklerini söyledi.
Ayrılan kaynaklarla geçen yıllarda mesleki eğitimle ilgili çok önemli mesafe katettiklerini belirten Dinçer, 2008 yılında Türkiye'de 18 bin kişinin mesleki eğitim yapılabildiğini, bu rakamın geçen yıl 167 bin kişiye çıktığını, yaklaşık 240 bin kişiye işsizlik fonundan işsizlik ücreti ödendiğini bildirdi. Dinçer, 219 bin kişiye kısa çalışma ödeneğinden ücret ödendiğini ifade ederek, “Bu yıl bizim yapmak istediğimiz aktif iş gücü programları için bu kaynaklar yetersiz olmaya başladı. Yeni bir düzenleme yapıyoruz. Dolayısıyla bir yıl önceki prim gelirlerinin sadece yüzde 30'unu bu kaynaklar için kullanabileceğiz, böyle bir genişletme yapıyoruz” dedi.
“Kadın ve gençlerin istihdama katılması uygulamasında yeni katılanlar için mi bu uygulama yoksa bir geçiş sağlanacak mı? İstihdam şirketlerinin geçici işçi sağlamasına yönelik çalışma vardı, bunun tekrar gündeme gelmesi söz konusu mu?” sorusuna Dinçer, “Genç ve kadın teşvikinden yararlananlar için zaten onlar bu hakkı elde etmişlerdi. Dolayısıyla bir geçiş öngörmeye gerek yok” yanıtını verdi. Bakan Dinçer, kadınların, gençlerin ve özürlülerin teşvikinde süresiz, ilk defa işe başlatılmaları halinde 3 yıl süreyle sosyal güvenlik primlerinin tamamını ödeyeceklerini söyledi.
Dinçer, özel istihdam bürolarının geçici iş ilişkisi kurma yetkisini almalarına ilişkin bu kanunda herhangi bir düzenlemenin olmadığını bildirdi.
Bakan Dinçer, “Ne kadar istihdam öngörüyorsunuz?” sorusuna, “Geçtiğimiz yıllarda 2-3 yıllık bir teşvik yapmıştık, bu süre içeresinde 5 puan alan işverenler bu teşvikten yararlanamamalarına rağmen yaklaşık 80 bin civarında gencimiz ve kadınımız bu teşvikten yararlanmıştı. Biz hem 5 puandan yararlandığı halde bundan yararlanmasını da öngördüğümüz için bunun çok daha etkin bir şekilde uygulanabileceğini var sayıyoruz” cevabını verdi.
KanalTurk