İleri evresinde tek tedavisi kalp nakli olan kalp yetersizliğinin, Türkiye'de 10 yıl daha erken görüldüğü bildirildi. Genetik faktörler, uzun süre kontrol altında tutulmayan hipertansiyon, diyabet, enfeksiyon hastalıkları ve kalp krizi gibi sebeplerle ortaya çıkan kalp yetersizliğinin Türkiye'de yaklaşık 1 milyon kişiyi etkilediğini bildiren Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Birhan Yılmaz, “Çabuk yorulan, ailesinde kalp hastalığı olan 40 yaş üstü herkesin kalbini kontrol ettirmesi gereklidir” dedi. "Örneğin, ayakkabı bağınızı bağlarken nefesiniz daralıyorsa kalbiniz yorgun olabilir" diyen Yılmaz, "Yokuş yukarı yürürken nefes açlığı hissediyorsanız kalp yetersizliği başlamış olabilir" uyarısı yaptı.
Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, kalp yetersizliğinin kalbin, vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak güçte çalışamaması, halsiz-bitkin, yorgun düşmesi hali olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Hipertansiyon, diyabet, kalp krizi, damar tıkanıklığı gibi aklınıza gelen her türlü kalp hastalığı neticede kalbi yorduğu için bir süre sonra kalp yetersizliğine yol açıyor. Burada acı olan tablo, ülkemiz insanlarının bu çaresiz denebilecek hastalığa yakalanma yaşı 10 yıl daha erken” diye konuştu.
Yaşlı hastalığı değil
Kalp yetersizliğinin genellikle yaşlı hastalığı olarak bilindiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, erkeklerin 40-50, kadınların ise 40-60 yaşları arasında en yüksek riske sahip olduğunu söylüyor. Tıbbi tedavi ile hastalığın gidişatını yavaşlatmanın ve nadiren de durdurmanın mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, “Tansiyon ilaçlarından bazıları kalp yetersizliğinin gidişatını kesinlikle yavaşlatıyor. Bir de, yakın zamanda açıklanan bilimsel araştırmayla kalp yetersizliği tedavisinde çığır açmaya aday yeni bir ilaç sınıfı ortaya çıktı. Bu ilaçla mevcut başarı hanemize bir çentik daha atacağımızı düşünüyoruz (ARNİ sınıfı). Öte yandan, kalbin ritmini düzenleyen şoklayan pil cihazı ya da kasılma temposunu düzenleyen KRT cihazı ile hastalığın gidişatını yavaşlatmak mümkün” diye konuştu.
Aşırı tuz kalbin düşmanı
Kalp yetersizliğinin önüne geçmenin mümkün olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yılmaz, aşırı tuz tüketiminden sakınmak gerektiğini bildirdi. Kalp krizi riskini artıran sigaradan uzak durmanın da kalp yetersizliği gelişimini engelleyeceğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, “Tansiyonu ve kan şekerini normal seviyede tutmanın yanında, izotonik egzersiz adını verdiğimiz günde en az 10 bin adım atmak da kalbi korur. Bu arada ailede kalp yetersizliği varsa düzenli olarak kontrollere gitmek gereklidir” dedi.
Damar hastalıklarında şampiyon
Türk halkının genetik olarak kalp ve damar hastalıkları riskinin yüksek olması kalp yetersizliği tablosunun dünya ülkelerinden daha önce ortaya çıkmasına sebep oluyor. Damarları koruyan hayat tarzı değişiklikleri kalp yetersizliğinin ortaya çıkışını da geciktiriyor.
Ayakkabınızı bağlarken nefesiniz kesiliyorsa dikkat!
Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Mehmet Binhan Yılmaz, nefes darlığının kalp yetersizliği için tipik belirti olarak kabul edildiğini söyleyerek dikkate alınması gereken belirtileri şöyle sıraladı: “Örneğin, ayakkabı bağınızı bağlarken nefesiniz daralıyorsa kalbiniz yorgun olabilir. Yokuş yukarı yürürken nefes açlığı hissediyorsanız kalp yetersizliği başlamış olabilir. İlerleyen evrelerde, kalbin halsizliğine genel vücut halsizliği ve bitkinliği eşlik etmeye başlar. Takiben, ayak bileğinden başlayan şişlikler tabloyu belirler. Daha ilerleyen dönemlerde hasta sırt üstü düz yatamayacak hale gelir. Bir gece için bir kaç saat sırt üstü yatıp uyuyabilmek bazıları için büyük bir lüks olabilir.”