Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası kapsamında, 2013 yılından bu yana, toplum, sağlık çalışanları ve karar vericilerde HIV testinin önemi konusunda farkındalık yaratılması amaçlanıyor.
Gilead'dan yapılan açıklamada, Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası'nın Türkiye'de de hayata geçirilmesi kapsamında Gilead’ın ev sahipliğinde hekim dernekleri ve konuyla ilgili STK’ların, DADA Sahne’de düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldiği kaydedildi.
Açıklamaya göre, 35 yılı aşkın süredir yenilikçi tedaviler geliştirmeye odaklanarak HIV enfeksiyonunun ölümcül olmaktan çıkıp, yönetilebilir hale dönüştürülmesi için çalışan Gilead, HIV ile mücadelede hekim dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, Avrupa HIV Test Farkındalığı Haftası’nın Türkiye’de de hayata geçirilmesine öncülük ediyor.
Gilead Türkiye, AIDS ve CYBHD, EKMUD, GUNIDER, HAKED, HIVEND, KLIMIK hekim dernekleri ve konunun önemli paydaşı olan Pozitif-iz, Pozitif Yaşam, TAPV ile bir araya gelerek 21-27 Kasım Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası’nı bu yıldan itibaren ülkemize kazandırıyor. Bu vesileyle hayata geçirilecek “Bugününü Test Et, Yarınını Tanı Kampanyası” ile de toplumdaki farkındalığın artırılması hedefleniyor.
Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası kapsamında, 2013 yılından bu yana, toplum, sağlık çalışanları ve karar vericilerde HIV testinin önemi konusunda farkındalık yaratılması amaçlanıyor. Hafta boyunca düzenlenen etkinliklerde HIV testinin yanı sıra erken tanı ve tedaviye erişimin öneminin de anlatılması hedefleniyor. Ayrıca hafta kapsamında, test yaptırmak isteyenlerin ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden test yaptırabilecekleri yerler ve bilgileri paylaşılarak, Sağlık Bakanlığı’nın toplumu HIV enfeksiyonuna yönelik risklerden koruma hedefine hizmet edilecek.
- Erken tanı ve etkin tedaviyle HIV artık kronik bir durum
Gilead açıklamasına göre, 1980’lerin başında ortaya çıkan HIV, geliştirilen tedavi yöntemleri ile günümüzde tedavi edilebilen kronik bir enfeksiyon halini aldı. Erken tanı ve etkin tedavi yöntemlerinin kullanılması ve geniş çaplı kontrol programlarının kararlılıkla uygulanması sayesinde günümüzde HIV, artık ölümcül bir enfeksiyon olmaktan çıkıp kontrol altına alınabilir bir hale geldi. HIV ile yaşayan kişilerin, doğru tedaviyle işlerine, okullarına, yaşamlarına devam edebildiği, bulaştırma risklerinin kalmadığı ve doğal yollarla çocuk sahibi olabildikleri biliniyor.
Buna rağmen toplumun çok geniş bir kesiminde halen HIV ve tedavi edilmediği takdirde dönüştüğü Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu (AIDS) ile ilgili yeterli bilgi ve farkındalık mevcut değil. Bilgi ve farkındalığın olmayışı, HIV testi yaptırma konusunda da bilinçsizliğe yol açarak enfeksiyonun ilerlemesine ve yayılmasına yol açıyor. Türkiye, tedaviye erişim ve tedavide başarılı ancak, test ve tanıda hedeflerin gerisinde kalıyor.
Bu doğrultuda harekete geçen Gilead öncülüğünde Türkiye’nin HIV alanında çalışan önemli kuruluşları bir araya gelerek “Birlikte HIV’den Daha da Güçlüyüz” platformu hayata geçmişti. Gilead, HIV alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, HIV ile yaşayan kişiler ve diğer paydaşlarla ortak bir amaç çerçevesinde güçlerini birleştirerek mümkün olan en fazla sayıda kişiye ulaşmayı hedeflediği ‘Tek Ses’ projesini de geçen yıl Dünya AIDS Günü vesilesiyle lanse etmişti.
Bu yıl da Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası kapsamında Gilead’ın ev sahipliğinde, hekim dernekleri ve konuyla ilgili STK’lar, DADA Sahne’de düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldi. Sunucu Okan Bayülgen’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, HIV alanında uzman hekimler ve dernek sözcüleri, Türkiye’de ve dünyada HIV alanında güncel durum, doğru bilinen yanlışlar, kadın ve çocuk sağlığı açısından önemi, test ve tanıya erişim, yayılımı engellemek için atılması gereken adımları ele aldı. Ayrıca, anonim test merkezleri, dünyada HIV test sürecinin nasıl işlediği, toplumsal damgalanma konuları, HIV tanısı alan kişilerin nasıl bir yaşam sürdüğü, nelere ihtiyaç duyduğu gibi çok önemli noktalar üzerinde duruldu.
- Türkiye’de toplum genelinde HIV bilinci hâlâ çok düşük seviyelerde
Açıklamada görüşmelerine yer verilen Gilead Türkiye Medikal Direktörü Dr. Serhan Sevgi, dünyada 36. Türkiye’de 16. yıllarını kutladıklarını belirterek, Gilead'ın yenilikçi tedaviler geliştirme ve her basamakta tedaviye ulaştırma konularına odaklı bir şirket olduğunun altını çizdi.
Şirketin, kuruluş felsefesinden aldığı ilhamla HIV’in "ölümcül" bir enfeksiyon olmaktan çıkıp, kronik bir enfeksiyona dönüşmesine öncülük ettiğini belirten Sevgi, şunları kaydetti:
“Türkiye’de toplum genelinde HIV bilinci hâlâ çok düşük seviyelerde. Sosyal farkındalık yaratmak için ortak akıl ve bilinçle hareket etmek ve bunu sürdürülebilir kılmak için doğru iş birlikleri yapmak kilit rol oynuyor. Gilead olarak biz de toplum sağlığı sorunu olan HIV ile mücadeleye, birleştirici ve sürdürülebilir yaklaşımlarıyla öncü olmaya devam ediyoruz. Diğer yandan sadece farkındalık alanında değil HIV ile yaşayan kişilerin ve risk altındaki kişilerin uzun dönem sağlık yönetimini kolaylaştırmak ve yenilikçi çözümlerle yaşam kalitesini artırmaya yönelik dijital araçlar üzerinde de çalışıyoruz.”
- HIV alanında uzman hekim ve derneklerden haftaya özel mesajlar
Dr. Asuman İnan (KLİMİK / Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği):
“Geçmiş yıllarda dünya çapında artmış olan HIV enfeksiyonunun yayılımı, erken tanı ve etkin tedavi yöntemlerinin kullanılması ve geniş çaplı kontrol programlarının kararlılıkla uygulanması sayesinde günümüzde pek çok ülkede kontrol altına alındı. Artık biliyoruz ki viral yük belirlenemeyen düzeydeyse HIV’in cinsel yolla bulaşma olasılığı yoktur. Buna Belirlenemeyen=Bulaştırmayan diyoruz. Bu sayede HIV ile yaşayan kişilerin virüsü bulaştırma risklerinin neredeyse sıfıra indiği ve doğal yollarla çocuk sahibi olabildikleri kanıtlanmıştır.”
Dr. İftihar Köksal (ENFEKDER / Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği):
“Dünyanın pek çok ülkesinde, HIV'in yayılmasına yönelik önlemler ile yıllık yeni vaka sayısı son 10 yılda sabit kalmış veya azalma trendine girmişken, Türkiye'de yıllık yeni vaka sayısı hala belirgin şekilde artış göstermektedir. Türkiye, tedaviye erişim ve tedavide başarılı ancak, test ve tanıda hedeflerin maalesef gerisinde. Ülkemizde sağlık kuruluşlarında HIV testi güvenle yapılmaktadır. Bununla birlikte, test yaptıran veya tanı alan kişiler damgalanmaya maruz kalmaktan çekinebildikleri için testlerin anonim şekilde yani kimlik bilgisi paylaşmadan da yapılabiliyor olması çok önemli. Her ne kadar artış gösteren bir enfeksiyon olsa da HIV’in tedavisi mümkündür. Bu noktada HIV enfeksiyonunun önlenmesi ve HIV’den korunma için ilk basamak, farkındalıktır. HIV şüphesi taşıyan kişiler mutlaka sağlık birimlerine giderek test yaptırmalı. ”
Dr. Hayat Kumbasar (HIVEND / HIV Enfeksiyonu Derneği):
“Toplumda korunma yöntemlerinin doğru şekilde uygulanması ve HIV ile yaşayan kişilerin erken tanı ve tedavisi ile enfeksiyonun yayılımının önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle; toplumu test konusunda bilinçlendirmek ve teste teşvik etmek, belki de bu konudaki en önemli toplum sağlığı politikası olmalıdır. HIV enfeksiyonuna cinsiyet bazlı bakacak olursak, aslında en savunmasız grubu kadınlar oluşturmaktadır. Tanı çoğunlukla gecikmekte, tanısını bilmeyen-dolayısıyla tedavi almamış gebe kadınlar HIV ile enfekte bebekler hayata getirebilmektedir.”
Dr. Yeşim Taşova (HAKED&GÜNİDER/ HIV AIDS Korunma ve Eğitim Derneği & Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği):
“UNAIDS tarafından dünya çapında yıllık yeni vaka sayılarının 2000’li yılların başlarından itibaren düşüşe geçtiği tahmin edilirken, Sağlık Bakanlığının yayınladığı verilere göre, Türkiye’de yeni vaka sayılarının artmaya devam ettiği gözlemlenmektedir. Yakın zamanda yapılmış olan bir çalışmada halihazırda yaklaşık yüzde 40 olarak tahmin edilen HIV pozitif durumunu bilme oranının yüzde 90 seviyesine çıkarılması durumunda, 2040 yılına gelindiğinde olası vakaların önemli ölçüde önlenmiş olacağı varsayılmaktadır. Bu nedenle bugünden başlayarak test farkındalığını ülkemizde artırmayı önemsiyoruz.
Dr. Hüsnü Pullukçu (EKMUD / Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği):
“Toplumun HIV’I tanıması, bulaş yollarını öğrenmesi son derece önemli. Günlük sosyal yaşamsal faaliyetlerle HIV bulaşmaz diyoruz. Örneğin, HIV’in öpüşmekle ya da aynı çatal bıçağı kullanmakla bulaşmayacağı bilgisi dahi ne yazık ki toplumda yeterince özümsenmiş değil. Dünya AIDS günü ve HIV Test Farkındalığı Haftası gibi özel gün ve haftalar vesilesiyle bu bilincin artırılması önemli bir ihtiyaç.”
Dr. İlkay Akbulut (ACYBHD/AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği):
“Türkiye'de bir kez tanı aldıktan sonra tedaviye erişim olanaklarımız çok gelişmiş. Toplumda bulaşı azaltmak için mutlaka tanı koyabilme yüzdemizi artırmamız ve tanı alan bireyleri bir an önce tedavi altına almamız gerekli. Bunun için de başta risk altındaki kişilere yönelik olmak üzere teste erişim olanaklarını kolaylaştırmalı, genişletmeli ve güçlendirmeliyiz.”
Çiğdem Şimşek (Pozitif-iz Derneği):
“Erken dönemde HIV tanısı almak çok önemli. Çünkü HIV, tedavisi olan bir enfeksiyon. Kişiler AIDS evresinde dahi tanı alsa uygun tedaviler sayesinde geri dönebiliyorlar. Hiç kimse test yaptırmaktan çekinmesin. HIV tanısı alanlar bazen internetten bazen de hekimlerin yönlendirmesiyle bize başvuruyor. Bugün, HIV ile yaşayan kişiler herkes gibi sağlıklı ve uzun bir ömür sürdürebiliyor. Çalışabiliyor, evlenebiliyor ve enfekte olmayan bebek sahibi olabiliyor.”
Canberk Harmancı (Pozitif Yaşam Derneği):
“Bugün HIV’e dair en zayıf noktamız enfeksiyonla karşılaşma riskini bilmeyen veya yanlış bilen kişilerin korunmayı ihmal etmesi. Bu konuda farkındalık çok önemli. Biz onlara elimizden gelen desteği sunuyoruz. Ancak tedavi protokollerinin psiko-sosyal desteği de içermesi gerekiyor. Tanı alıp doğru tedaviye ulaşmanız hayatınızı hiç değiştirmeden sağlıkla yaşamanızın anahtarı olacaktır.”
Nurcan Müftüoğlu (TAPV / Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı):
“TAP Vakfı olarak amacımız, sürdürülebilir kalkınma sürecinde koruyucu sağlık perspektifi ile ailelerin üreme sağlığı, ana-çocuk sağlığı ve cinsel sağlık koşullarını iyileştirerek bireylerin özellikle gençlerin ve kadınların yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu doğrultuda biz de vakıf olarak HIV konusunda toplumda farkındalık yaratılması için her türlü desteği veriyoruz.”
- Resim sanatçısı meral çelik HIV’in geleceğine dair umudu resmetti
Bu arada haftanın kamuoyuna duyurulması nedeniyle düzenlenen toplantının başında salonda resim sanatçısı Meral Çelik siyah-beyaz bir tablo üzerinde çalışmaya başladı. Sanatçı, HIV testi yaptırarak tanı alan bir kişinin içindeki kuşkuyu sona erdirerek geleceğe umutla bakmasını resmetti. Etkinlik sırasında katılımcılar geleceğe dair umut dolu mesajlarını yazdı. Etkinlik sonunda ise renkli, umut dolu yarınlara gönderme yapılan eser, katılımcıların mesajlarıyla tamamlandı.