Oxford Üniversitesi ile ilaç firması AstraZeneca tarafından geliştirilen Covid-19 aşısını yaptıran 3 milyon kişiden 22'sinde pıhtılaşma sonucu ölümlerin yaşanması AB ülkelerinde ciddi krize yol açtı. AstraZeneca'nın aşısını iki hafta boyunca kullanmayacağını duyuran Danimarka'dan sonra Norveç de aşının kullanımını durdurdu. Bu gelişmenin ardından daha önce aşıyı yasaklayan ülkeler listesine Almanya, İrlanda, İzlanda, İspanya, Romanya, İtalya, Fransa, Bulgaristan, Hollanda da eklendi. Böylece AstraZeneca aşısını yasaklayan ülkelerin sayısı 18'e çıktı.
İLAÇ AJANSI: FAYDASI DAHA ÇOK
İlk olarak İtalya, Piedmont bölgesinde aşıyı alan bir öğretmenin ölümünden sonra AstraZeneca aşısının kullanımını bu bölgede "aşırı ihtiyat" sebebiyle sınırlamıştı. Ancak, Sicilya'da bir askerin ölümü üzerine İtalya, AstraZeneca kullanımını askıya aldı. Hem pıhtılaşma hem de pulmoneremboliden kaynaklanan bir hastalık tespit edilmesi üzerine AstraZeneca aşısını kullanmayı bıraktığını açıkladı. Bu arada, AB ülkelerinin yasaklama kararları üzerine dün akşam olağanüstü toplanan Avrupa İlaç Ajansı, iddiaların aksine, "Aşıyı incelememiz devam ediyor. Ancak aşının faydaları risklerinden daha fazla" şeklinde açıklama yaparak akılların karışmasına yol açtı.
İNCELENİYOR
Norveç'te aşı yapılan üç sağlık çalışanı kanama, kan pıhtılaşması ve düşük trombosit sebebiyle hastaneye kaldırıldı. Bu gelişme sonrası İrlanda Sağlık Bakanı Stephen Donnelly, bir paylaşım yaparak AstraZeneca aşısıyla ilgili inceleme başlatıldığını ve bunun "ihtiyati bir adım" olduğunu açıkladı. Hollanda Sağlık Bakanlığı da, Hollanda İlaç Dairesinin (CBG) tavsiyesi üzerine daha fazla inceleme yapmak üzere aşının kullanımını durdurduklarını bildirdi.
BAĞLANTI YOK
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) aşının kullanımını destekledi ve pıhtılaşma arasında herhangi bir delil olmadığını söyledi. AstraZeneca ise kan pıhtılaşması riskinin arttığına dair bir bağlantı kurulamadığını duyurdu. Avrupa Tıp Ajansı da destek verdi. AstraZeneca, Avrupa Birliği ve İngiltere'de aşılanmış 17 milyondan fazla kişinin tüm verilerinin dikkatle incelendiğini, herhangi bir yaşta pulmoner emboli, derin ven trombozu veya trombositopeni riskinde artış olduğuna dair delil olmadığını açıkladı.
Osman Sağırlı
