Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeronlukla ilgili düzenlemenin TBMM'den geçtiğini, artık kimin taşeron, kimin asıl işçi olduğunun netleştiğini belirterek, "Bundan sonra bunu karıştırmak mümkün değil artık. Bu karmaşık düğümü ortadan kaldırdık. Önümüzdeki dönemde de şu anki çalışanlarla ilgili düzenlemeyi yapıp buna bu şekilde nokta koymayı düşünüyoruz" dedi.
Valilik tarafından otelde düzenlenen programda sivil toplum kuruluşları temcileri ve iş adamlarıyla bir araya gelen Çelik, bakanlığının toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğini söyledi.
Son 12 yıllık süreçte sosyal güvenlik alanında en önemli reformları yaptıklarını dile getiren Çelik, bu reformlarla norm ve standart birliği sağladıklarını anlattı.
Çelik, sosyal güvenlikle ilgili reformların, sürdürülebilir olduğunu vurgulayarak, bunun meyvelerini yavaş yavaş almaya başladıklarını kaydetti.
Eski rakamla 135 katrilyon lira memur maaşı, 130 katrilyon lira emekli maaşı, 59 katrilyon lira sağlık, 17,5 katrilyon lira ilaç ödemesi yaptıklarına dikkati çeken Çelik, bunlarda dalgalanma söz konusu olduğunda, mali disiplini nasıl etkilediğini herkesin tahmin edebileceğini, onun için disiplinin önem taşıdığını aktardı.
Çelik, Türkiye'de emeklilik yaşının hayal edilen 60'ı bulamadığına işaret ederek, "Emeklilik yaşı 49 şu anda. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey yok. Onun için biz bu reformu yaptık ama bu reformun belki gelecek dönemde daha da sağlamlaştırılması konusunda el atılması gereken bazı hususlar var" diye konuştu.
Yabancı yatırımcıların ilk önce ülkenin sosyal güvelik sistemine baktığına dikkati çeken Çelik, sosyal güvenlik sisteminin yatırım açısından önemli kalemlerden biri olduğunu anlattı.
- "İlle de Taksim, ille de molotof atacağız"
Çelik, çalışma hayatıyla ilgili iş kanununu çıkardıklarını hatırlatarak, "1 Mayıs'ı tatil eden iktidar bu iktidar ama enteresandır, 1 Mayıs'ta 'gelin, işçinin haklarını konuşalım' diyoruz, 1 Mayıs'ta Taksim kavgası var. Taksim'e git, çelengini koy. 500 kişiyle git, bin kişiyle git, 2 bin kişiyle git. Taksim derdimiz yok. Gel meydana işçileri topla, de ki 'taşeron işçileri şöyle sıkıntıyla karşı karşıya, bunu istiyoruz' de iktidara. Ne dersen de kardeşim, kapımız, kulaklarımız açık. Hayır, ille de Taksim ille de çatışacağız, molotof atacağız. Böyle bir şey var mı?" ifadesini kullandı.
Artık patronların işçi aramasına gerek kalmadığını, ne vasıfta işçi istiyorsa İŞKUR vasıtasıyla bulabileceğini aktaran Çelik, bu sistemin kurulduğunu ve şu anda çok ciddi istihdam gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Çelik, amaçlarının 2023'te Türkiye'de işsizliği yüzde 5'e çekmek olduğunu vurgulayarak, "Taşeronlukla ilgili düzenleme Meclisten geçti. Artık kim taşeron, kim asıl işçi bu netleşti. Bundan sonra bunu karıştırmak mümkün değil artık. Bu karmaşık düğümü ortadan kaldırdık. Önümüzdeki dönemde de şu anki çalışanlarla ilgili düzenlemeyi yapıp buna bu şekilde nokta koymayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
- "Mesleki yeterlilik belgesi olmayan amelelik yapar"
Mesleki Yeterlilik Kurumunun (MYK) devreye gireceğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Açıklayacağız, 50 meslekte Mesleki Yeterlilik Kurumunun sertifikası olmayan insanlar çalışamayacak. 'Ben inşaat kalfasıyım, inşaatta kalıp yapacağım.' Diyeceğiz ki 2015'in sekizinci ayında 'arkadaş, bu sertifikan var mı.' MYK sertifikası uluslararası geçerliliği olan bir sertifika. 'Ya ben babamdan gördüm.' Babandan görüyorsun ama gel bakalım, şu sınava bir gir. Şu işi yapacaksın, şu kadar sürede yapacaksın. Onu yapacak demirci ustası, yapacak kalıpçı ustası sertifikayı alacak. ancak öyle demirci ancak öyle kalıpçı olacak. O belgeyi alamayan düz amele olarak çalışacak. Bu MYK belgesi sistemi son derece önemli, ileride Avrupa Birliği'nde serbest dolaşım söz konusu olursa bu belge, orada istihdamınız için yeterli bir belgedir."
Çelik, kıdem tazminatının sürdürülebilir olmaktan çıktığını savunarak, emekliliğine bir ay varken fabrikası kapanan işçinin kıdem tazminatını bakanlıktan istediğini ancak böyle bir düzenlemenin var olmadığını söyledi.
30 yıllık işçinin alın terinin heba edilmesine tahammül gösterilemeyeceğini ifade eden Çelik, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Önce buna işçi sendikaları, işverenler tahammül etmemeli. Nasıl her ay maaşını ödüyorsa, nasıl her ay sigorta primini yatırıyorsa, bireysel hesabına kıdem tazminatı konulup, kendi hesabına ne kadar yatacaksa, onu aylık yatırmamız gerekiyor. Patron, iflas etse de iş yeri kapansa da onun bireysel hesabında tazminatı güvence altına alınıyor. Bunu işçi-işveren çözmemiz gerekiyor. Bu konu önümüzde. Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki 'tarafları uzlaştır, getir, uzlaştırmadan gelme.' Bu konu çözülmesi gereken bir konudur çünkü 13 milyon çalışanın yüzde 10'u kıdem tazminatından yararlanabiliyor. Bunun neresi sürdürülebilir?"