Türk Tabipler Birliği tarafından hazırlanan "Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı Üzerine Yöneltilen Sorular ve Yanıtlar" konulu çalışma şöyle;
657 sayılı Yasaya tabi olarak kamu sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler mesai sonrası serbest hekimlik yapabilir mi?
Kurum tabipliklerinde ve mahalli idarelerde çalışan hekimlerin işyeri hekimliği yapabileceği, 1219 sayılı Yasanın 12. maddesine eklenen üçüncü fıkrasında belirtilmektedir.
Diğer hekimler yönünden ise; çalışma yasağı getiren 5947 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle, 11.4.1928 günlü, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12. maddesinin değiştirilen; İkinci fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “ … bentlerden yalnızca birindeki …” ibaresi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve uygulanması sonradan giderilmesi güç zararlara yol açacağından yürürlüğü durdurulmuştur.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ibare, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimlerin yalnızca kamu kuruluşlarında çalışabileceğini düzenleyerek, kamu dışında hekimlik mesleğinin icrasını yasaklıyordu. Anayasa Mahkemesi tarafından bu ibarenin iptal edilmesi ile birlikte bu yasak ortadan kalkmıştır.
Bilindiği gibi 5947 sayılı Yasanın 19/a bendi ile 2368 sayılı Yasa 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılacaktır. Bu Yasa’nın 3. maddesi ile kamuda çalışan hekimlerin genel olarak kamu dışında hekimlik mesleğini icra etmeleri yasaklanıyordu. Aynı Kanunun 4. maddesinde ise belli koşullar altında bu yasağın kaldırılacağı ve serbest çalışmaya olanak verileceği düzenleniyordu. 2368 sayılı Yasa’nın yürürlükten kaldırılması ile birlikte kamuda çalışan hekimlerin mesai sonrası mesleklerini serbest olarak icra etmelerini yasaklayan hüküm ile 45 saatlik haftalık mesai süresi de ortadan kalkacaktır.
Sağlık Bakanlığı açıklamalarının muhtemel dayanağı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu olduğu düşünülmektedir. Ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanun’unda memurların kamu görevi dışında bütün gelir getirici faaliyetleri yasaklanmış değildir. Memurların yalnızca 657 sayılı Yasanın 28. maddesinde sayılan işleri yaparak gelir elde etmeleri yasaktır. Bunlar ise tacir veya esnaf veya ticari mümessil sayılmalarını gerektiren faaliyetlerdir. Zaten 1928 yılından bu yana 1219 sayılı Yasanın 12. maddesinde de, 657 sayılı Yasa’nın 28. maddesine paralel olarak hekimlerin hekimlik yaparken ticaretle uğraşamayacakları, hekimliğin tacirlikle bağdaşmayacağı belirtilerek yasaklanmıştır. Böylece 1219 sayılı tıp sanatlarının uygulanmasına dair yasa, 1965 yılında çıkarılan Devlet Memurları Kanunundan çok önce hekimlik mesleğinin ticari faaliyet olmadığını tanımlamıştır. Yine 1928 yılından bu yana hekimler zaman zaman çıkarılan kimi yasalarda yer alan hükümlerle açıkça yasaklanan durumlar dışında kamu görevlerinin yanı sıra mesleklerini kısmi zamanlı olarak icra ede gelmişlerdir.
Başta da belirtildiği üzere 1219 sayılı Yasanın 12. maddesindeki yasaklayıcı ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte kamuda çalışan hekimlere getirilen özel yasak kalkmıştır. Bu nedenle kamuda çalışan hekimlerin, 8 saatlik günlük mesailerinin bitiminde tıpkı üniversite öğretim üyeleri gibi halen yapmakta oldukları kısmi zamanlı işlerde veya muayenehanelerinde sağlık hizmeti vermeye devam etme hakkına sahip olduğu düşünülmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın aksi yönde uygulama işlemleri yapması halinde konunun yargıya taşınması ve yürütmeyi durdurma istemi ile birlikte hukuka aykırılığın giderilmesi istenebilir.
Sağlık Bakanlığı kısmi çalışmaya devam eden hekimleri memuriyetten atabilir mi?
Eğer hekimlik esnaf ya da tacir sayılmayı gerektiren bir meslek olsa idi bu durumda Sağlık Bakanlığı bazı yaptırımlar uygulayabilirdi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 28. maddesi uyarınca memurların tacir veya esnaf sayılmayı gerektiren bir faaliyette bulunmaları yasaktır. Bu yasağa aykırı davranan memur hakkında, disiplin amirleri disiplin soruşturması açabilir ve soruşturma sonucunda hekimlere maaş kesim cezası veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilir. Bu disiplin suçunun verilen cezadan sonrada tekrar etmesi halinde ikinci defa bir üst ceza olan memuriyetten çıkarma cezası verilebilirdi. Bütün bu işlemler yargı denetimine tabidir. Ancak hekimlik yukarıda belirttiğimiz üzere esnaf ya da tacir sayılmayı gerektiren bir faaliyet değildir.
İşyeri Hekimliği yapan, özel sağlık kuruluşunda çalışan veya muayenehanesi olan hekimler için kurum çeşitlerine göre kısmi zamanlı çalışma sınırlaması var mı?
Anayasa Mahkemesi tarafından 1219 sayılı Kanun’un 12. maddesinin değiştirilen ikinci fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “ … bentlerden yalnızca birindeki …” ibaresinin Anayasa’ya aykırı bularak iptal edilmesi ile birlikte, özel sağlık kuruluşlarının türlerine göre uygulanan çalışma sınırlamaları ortadan kalkmıştır.
Hekimler, Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşması olsun veya olmasın birden fazla sağlık kuruluşunda çalışabilecektir. Muayenehanesi bulunan bir hekim de Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşması bulunan bir sağlık kuruluşunda sağlık hizmeti verebilecektir. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği yasasının 5. maddesinde düzenlenen hekimlik mesleğinin gereği gibi yapılması ilkesinin hayata geçirilmesi ise bütün hekimler için temel kuraldır.
Hekimlerin 30 Temmuz 2010 tarihine kadar çalıştıkları kamu sağlık kuruluşuna dilekçe vermeleri gerekiyor mu? Dilekçe vermezlerse istifa etmiş sayılırlar mı?
5947 sayılı “Tam Gün” Yasasında Kamu sağlık kuruluşlarında çalışmaya devam edecek hekimler yönünden; tam güne geçmek istediklerine dair talepte bulunmaları, başvurmaz iseler istifa etmiş sayılacaklarına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca 1219 sayılı Yasanın 12. maddesinde değişiklik yapan 7. madde ile eklenen kamu kuruluşlarında çalışanların serbest çalışma haklarını sınırlayan ibare de iptal edildiğinden, zorunluluk olmamakla birlikte “tam güne geçiş” amacıyla bir dilekçe verilmesinin gereği de kalmamıştır.
Anayasa Mahkemesi üniversitede öğretim üyelerinin daimi statüye geçmek için süresi içinde başvuru yapmadıklarında istifa etmiş sayılacaklarını belirten ibareyi iptal etmiştir. Memur hekimlerin dilekçe vermezlerse istifa etmiş sayılmaları ya da görevden çıkarılmaları hukuken söz konusu değildir.
Döner sermayeden performansa dayalı ek ödemeler ne olacak?
Anayasa Mahkemesi, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler dahil bütün sağlık çalışanlarına, güvencesiz, belirsiz ve eşitliğe aykırı ödeme yöntemi olan performansa dayalı ek ödemeye ilişkin 209 sayılı Kanun 5. maddesinin değiştirilen dördüncü fıkrasını Anayasa’ya aykırı buldu ve OYBİRLİĞİYLE iptal etti. Bu maddenin iptali ile bir uygulama boşluğu doğacağından gerekçeli kararın yayınlanmasından itibaren yeni bir yasal düzenlememin yapılabilmesi için iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırdı.
5947 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 209 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 3 iptali istenmeyen maddelerdendir. Bu madde her ay herhangi bir katkıya bağlı olmaksızın döner sermaye gelirlerinden sabit bir oranda peşin döner sermaye ödemesi yapılmasına ilişkin olup 30 Temmuz itibariyle yürürlüğe girecektir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğuna ilişkin Madde 30 Temmuz 2010 günü yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi, zorunlu sigortanın primlerinin yarısının hekimlere ödetilmesine ilişkin ibareyi Anayasaya aykırı bulmadı. Yasa uyarınca zorunlu mesleki sorumluluk sigortasının şartlarının Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenmesi gerekmektedir. Türk Tabipleri Birliği bu konuda yapılan toplantıya katılmış, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen taslaklara ilişkin görüşlerini yazılı olarak iletmiştir. Ayrıca Sigorta Kuruluşları dahil bütün taraflarla görüşerek süreci takip etmektedir. Ancak henüz sigortanın şartlarına ilişkin bir düzenleme tamamlanıp yayınlanmamıştır. Hekimlerin sigorta yaptırma zorunluluğu 30 Temmuz 2010 tarihinde başlayacaktır. Yasa uyarınca zorunlu sigortaya ilişkin özel şartlar düzenlenmeden bu konuda poliçe düzenlenip sigorta yaptırılması olanağı da yoktur. Bu nedenle uygulamanın ertelenmesi ya da sigorta yaptırma işlemleri için ek süre verilmesi konusunda gerek Sağlık Bakanlığı’na gerekse Hazine Müsteşarlığı’na başvuruda bulunulmuştur. Bu konuda yeni bir gelişme olduğunda gerekli rehberlik bilgileri ile birlikte TTB web sayfasından üyelerimize duyuru yapılacaktır.
Türk Tabipleri Birliği Anayasa Mahkemesine neden doğrudan dava açmadı?
Anayasanın 150. maddesine göre kanunların veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve ana muhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği Tam Gün adı ile verilen 5947 sayılı Yasanın iptali için dava açılması talebiyle ana muhalefet Partisi ile görüşmüş ve yazılı bir hazırlık iletmiştir. Türk Tabipleri Birliğinin, 8 başlık altında topladığı ve kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin çalışmalarını sınırlandıran maddeler başta olmak üzere Yasanın tümüne ilişkin iptal ve karşı çıkış gerekçelerini kapsamlı bir dosya ve gerekçeleri ile iletmiştir. TTB’nin 8 Şubat 2009 günü CHP’ye ilettiği hazırlık. (http://www.ttb.org.tr/index.php/hukuk/1862-tamgun) CHP ise bunlardan kendisinin uygun bulduğu maddeleri Anayasa Mahkemesine götürmüştür.
Türk Tabipleri Birliği, iptal davası açılır açılmaz, Anayasa’nın 148. maddesinde belirtilen yöntem uyarınca Mahkeme heyetine açıklamada bulunmak üzere Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuştur. Bu talebin kabul edilmesi üzerine 14 Temmuz 2010 günü beş kişilik Türk Tabipleri Birliği heyeti, Anayasa Mahkemesine iptali istenilen maddelere ilişkin görüşlerini ve açıklamalarını sunmuştur.