Muayeneyi yapan doktorun talimatıyla görevli hemşirenin yaptığı iğnenin ardından Egeç'in, sol bacağında uyuşma ve his kaybı yaşandı ve Egeç, yürüyemez hale geldi.
Yapılan tedavilerden sonuç alamayan Egeç'e, 29 Aralık 2010'da Kasımpaşa Asker Hastanesince askerliğe elverişle olmadığına dair rapor verildi.
Konu hakkında Sakarya Valiliğince başlatılan ön inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, Emrah Egeç'te tespit edilen sinir hasarının muhtemelen yapılan enjeksiyon ile ilgili olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
Egeç, bunun üzerine Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı Sakarya 1. İdare Mahkemesi, olayda idarenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Davanın ilk derece mahkemesince reddedilmesinden sonra Egeç, hatalı enjeksiyon sonucu sakat kalınması sebebiyle Anayasa Mahkemesine maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuruda bulundu.
Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Egeç'in maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yargılamanın tekrardan yapılmasına hükmetti.
Yüksek Mahkeme kararının gerekçesinde, "açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine dair iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerektiği" belirtildi.
Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği vurgulanan kararda, "Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin, sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır.