Günümüzde insanlar anında görüntülü ve sesli iletişim kurmanın keyfini çıkarıyor.
Amerika'nın Sesi (VOA)'nin haberine göre, Londra’daki üniversiteden profesör Adrian David Cheok, “camdan engel” olarak nitelediği bu durumu aşmaya kararlı: “Bizler gerçek dünyada camı açıp, dokunabiliyor, tadabiliyor ve koku alabiliyoruz.”
Profesör Cheok, tadların kimyasal ionlaşmaya neden olan dilimizin üzerindeki moleküller sayesinde gerçekleştiğini ve beyne elektrik sinyali gönderildiğini, bu sinyallerin iki elektrot sayesinde üretilebileceğini söylüyor: “Bu iki gümüş elektrotu dilinizin üzerine yerleştirdiğinizde üzerindeki elektrik akım sayesinde yapay olarak herhangi bir tadı algılayabiliyorsunuz.”
Uzmanlar, bu yöntemle şimdiye kadar ekşi, tuzlu, tatlı ve acı tatları üretmeyi başarabilmiş.
Scentee adı verilen ve akıllı telefonlara takılan bir cihaz da konuşma esnasındaki komutla birlikte lavanta, yasemin, yada meyve, hatta kahve kokusu bile salgılayabiliyor.
Cheok, “Uygulama internete bağlanıyor, bu sayede telefondan koku salgılanabiliyor,” şeklinde konuşuyor.
Scentee’nin kartuşu yüzden farklı koku içeriyor, bittiğindeyse yeniden doldurulabiliyor.
Dokunma hissi ise yüzük benzeri bir cihazla elde ediliyor. Telefona kablosuz olarak bağlanan bu cihaz, telefonda konuştuğunuz kişinin verdiği tepkiyi size iletiyor.
Cheok, “Ben Londra’dan konuşurken parmağımı sıktığımda Tokyo’daki arkadaşım da parmağında bunu hissedebilecek. Küçük mobil cihazlarla dokunabilmeyi sağlayan bir cihaz” diyor
Profesör Cheok, bu tür cihazların bir gün akıllı telefonlarda hatta akıllı evlerde yaygın olarak kullanılmasını ve günümüzde kısıtlı olan iletişim teknolojisinde çığır açılmasını umuyor.