TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığı ile Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü bütçeleri kabul edildi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "kısa vadede mutlaka yurt dışından sağlık çalışanı getirilmesi gerektiğini" söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, bütçeyi sunumunda kullandığı, ''sağlıkta insanı odak alan bir program uyguluyoruz'' sözünü anımsattı. Özyürek, ''Sağlıkta insanı odak almayan bir yaklaşım olabilir mi? Olamaz. Mutlaka sağlıkta insanı, hastayı odak alan bir program uygulanır'' dedi.
Bakan Akdağ'a, ''Tam gün çalışmaya başlayan doktorların ücretlerinde normal kamu personeline yapılanların ötesinde bir artış öngörülüyor mu?'' sorusunu yönelten Özyürek, ''Türk Tabipleri Birliği ile bir türlü yıldızınız barışmadı. Başkanlar değişiyor ama ilişkiler değişmiyor. Demokrasi tahammül rejimidir. Sivil toplum örgütüne de muhalefete tahammül edilmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Özyürek, Türkiye'nin, sağlık harcamaları açısından OECD ülkeleri arasında sonuncu olduğuna dikkati çekti.
Çankaya Köşkü'nde verilen Cumhuriyet Resepsiyonu'nda, Akdağ'ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün elini sıkmamasının basına yansıdığını belirten Özyürek, ''Bir açıklamanız oldu 'protokoldeki sıkışıklıktan kaynaklandı' dediniz. Resepsiyon çok tartışıldı. Sizin ayrı bir konumunuz var. Siz doktorsunuz, sizin bir kadının elini sıkmama gibi hareketiniz sağlık personeline olumsuz yansır'' diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Sağlık Bakanlığında kadrolaşmanın çeşitli yöntemlerle sürdürüldüğünü öne sürdü. Yıllarını kamu hizmetine veren sağlık çalışanlarının görevde yükselme beklediğini ifade eden Akçay, ''AKP yandaşları, belediye başkan yardımcılığına atanmakta bir süre sonra Sağlık Bakanlığına tayin olmakta ve göreve başlamaktadır'' dedi.
Bakanlıkta devam eden sözleşmeli personel uygulamasını da eleştiren Akçay, uygulamayla aynı iş yerinde aynı işi yapan fakat farklı mali ve sosyal haklara sahip çalışanlar ortaya çıktığını ifade etti.
Sağlık harcamalarının arttığını belirten Akçay, ''Harcamalar artmaktadır fakat bu artış, sağlık hizmetlerinin artışından mı kaynaklanıyor? Bu konuda sıkıntı var mı? Bunun iyi bir şekilde tespit edilmesi gerekiyor'' diye konuştu.
AK Parti Van Milletvekili Kerem Altun, Sağlık Bakanlığının, ışıkları en geç sönen bakanlıklardan biri olduğunu söyledi. ''Hakkın teslim edilmesi gerekiyor'' diyen Altun, sağlıktaki dönüşüm çalışmalarının çok çalışmayla iyi bir noktaya getirildiğini söyledi.
Van'daki bir hastanın uçak ambulans ile Ankara'ya getirildiğini anlatan Altun, bu durumun ülkenin sağlıkta nereden nereye geldiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, aile hekimliği sistemi uygulanmasında bir kargaşa yaşandığını ifade ederek, vatandaşa bu sistemle ilgili bilgi verilmesi gerektiğini söyledi.
AK Parti Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı, aile hekimliği uygulamasıyla bir hayalin gerçekleştiğini söyledi. Hastanelerin birleştirilmesiyle SSK'lı hastaların çilesinin sona erdiğini kaydeden Kızılcıklı, uygulamayla herkesin istediği hastaneye gidebildiğini ifade etti.
CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Türkiye'deki sağlık hizmetinin birçok ülkeden ucuz olduğuna dikkati çekerek, ''Türkiye, sağlık turizmi açısından potansiyeli olan bir ülke ama biz bunu değerlendiremiyoruz'' dedi.
-BAKAN AKDAĞ-
Milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtlayan Bakan Akdağ, sağlıkta dönüşüm çalışmasının ardından tüm problemlerin çözüldüğünü iddia etmenin doğru olmayacağını söyledi.
Sağlık gibi insan beklentisinin sürekli yükseldiği bir alanda sorunsuzluk beklenemeyeceğini belirten Akdağ, ''Dönüşüm programı, sağlık hizmetlerinin ciddi ölçüde iyileşmesini sağladı. Bütçemiz arttı ancak yeterli değil. Parayı iyi kullanıyoruz. Daha fazla paraya ihtiyacımız da var'' dedi.
Sağlığa ne kadar para harcansa az geleceğini ifade eden Akdağ, bakanlıkta kadrolaşma iddialarını yanıtlarken de son dört yılda sadece dört kişinin belediye başkanlığı yardımcılığından Bakanlığa atandığını ifade etti. Akdağ, ''Sayılar çok cüzidir. Bu söylendiği gibi sistematik olsaydı sayılar 300 olurdu. Yandaşlara makam dağıtan bakanlık olsaydık bu başarıları yakalayamazdık'' diye konuştu.
Göreve adanmış bir ekiple çalıştığını vurgulayan Akdağ, şöyle devam etti:
''Ancak bu profesyonelce bir çalışma değil. Kamu yönetimine profesyonelleşmeyi getiremedik. Yeni teşkilat yasası hazırlıyoruz. Halk tarafından seçilen ve halka dört yılda bir hesap veren hükümetler, yöneticilerini istediği gibi seçmelidirler. Bu, sözleşmelilik ve belli bir süre esasına bağlı olmalıdır. Halka karşı sorumlu olan idare burada rahat davranmalıdır. Hem az para veriyoruz hem de bir yere oturan kişi oradan kolay kolay kalkmak istemiyor. Böyle kalkınamayız. Kamu yönetiminin adanmışlık mantığından profesyonel mantığa dönmesi lazım. Buna muhalefetin de yardım etmesi lazım. Klasikleşmiş, oligarşik devlet yönetimi anlayışından uzaklaşmamız lazım.
Falan sendika, AK Partililer istemiş diye birini yönetime getirir mi? Kim işini becerirse kim iş yapacaksa yönetime o gelir. Akılsız insan tersini yapar. Sözleşmelilik mutlaka olmalıdır. Sürekli memuriyet bana göre doğru bir iş değildir. Sözleşmelilik uygulamasına geçmeliyiz. Bakanlığımda da var bu uygulama.''
Taşeronluk uygulamasını ''hizmet alımı'' olarak nitelendiren Akdağ, taşeron olarak çalışanların hizmet verimliliğin artırılması için eğitim çalışmaları yürüttüklerini de anlattı.
Sürekli devlet memuruyla devlet hizmetlerinin verilmesini doğru karşılamadığını, ehliyetli olana iyi para vermek gerektiğini kaydeden Akdağ, ''Süreklilik verimliliği ortadan kaldırır'' diye konuştu.
Akdağ, sözleşmeli personelin haklarının korunduğunu ifade ederek, işçinin hakkını çalıştıranın yemesinin önüne geçildiğini anlattı.
Sözleşmeli personelin sosyal hak açısından durumunun iyileştirildiğini belirten Akdağ, şöyle konuştu:
''Eş durumu veya mazeret tayinlerinin önünü açtık ama insanlar sürekli olarak eşlerinin yanına, ülkenin batısından doğusuna, kırsaldan kente gitmeye çalışıyor. Ben, ihtiyacım olan yerlere sözleşmeli personel istihdam ediyorum. Orada başlayan herkesi batıya getirerek işleri yürütemem ki. Bununla biz ne ülke yönetebiliriz ne de vatandaşa hizmet verebiliriz. Rotasyon da olmaz. Sistemi tamamen allak bullak ediyor.''
-''DOKTOR SAYISI MUTLAKA ARTIRILMALIDIR''-
Aile hekimliğinin iyi anlatılmadığı konusundaki eleştirilere katıldığını belirten Akdağ, tanıtım amacıyla büyük bir kampanya başlatacaklarını bildirdi.
Vatandaşların aile hekimliği uygulamasından memnun olduğunu ifade eden Akdağ, ''Aksayan taraflar düzelecek'' diye konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ, doktor sayısının mutlaka artırılması gerektiğini de vurgulayarak, ''YÖK Başkanı değişikliğine kadar biz eski YÖK Başkanı ile bu konuları görüşemiyorduk dahi. Doktor sayısının fazla olduğuna dair genel kabul vardı ülkede. Hastalara hizmet verecek doktor sayısının fazla olması lazım. YÖK'ün durumun ciddiyetinin farkına varmasının ardından tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısı artıyor. DPT ve YÖK bunu anladı artık. Bu konuda adımlar attık. 2023 yılında ancak doktor sayımız yeterli olacak'' dedi.
Türkiye'nin sağlık ihracatı yapacak noktaya gelmesinin önemli olduğunu belirten Akdağ, ''kısa vadede mutlaka yurt dışından sağlık çalışanı getirilmesi gerektiğini'' söyledi. Akdağ, ''Orta ve uzun vadede kendi personelimizi yetiştirmeliyiz. Kısa vadede bu işi başka yönlere çekmeden yurt dışından sağlık personeli getirilmesinin önünün açılması lazım'' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin 'Tam Gün Yasası'' ile ilgili iptal kararının gerekçesini henüz yayımlamamasını eleştiren Akdağ, ''Kaç aydır Anayasa'yı ihlal eder bir biçimde gerekçe yazıp bize söylememektedir. TBMM'nin hakkı değil midir bu gerekçeyi almak'' dedi.
Mahkemenin kararına yönelik eleştirilerini de sürdüren Bakan Akdağ, ''Vatandaşın yüzde 99'u Tam Gün Yasası'nı istiyor. Bunun zıddına nasıl karar verir'' diye konuştu.
Akdağ, AB İlerleme Raporu'nda sağlıkta gerçekleştirilen dönüşümün yeterli şekilde yansımaması konusunu AB yetkilileri ile görüştüklerini de belirterek, Türkiye'ye haksızlık yapıldığını kaydetti.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda hassas olduklarını, bu konuda tedbirleri artırdıklarını belirten Akdağ, bazı vatandaşların bu tür davranışları olan eğilimlerine dikkati çekti. Akdağ, ''Kırmızı ışıkta size arkadan gelip posta koyan, bulaşan kimse ile sağlık personeline bulaşan da aynı adam. Sayıları az da olsa maganda kültürüne sahip insanlar var'' dedi.
Akdağ, basının zaman zaman çok acımasızca sağlık çalışanlarına yargısız infaz yaptığını da öne sürerek, ''Bir yerde yanlış varsa hep beraber üzerine gidelim'' diye konuştu.
İlaç devleri ve sigara lobilerine karşı büyük başarı sağladıklarını ifade eden Akdağ, ''Her iki sektöre karşı da dimdik ayakta durduk'' dedi.
Memurlar.net