Her yaştan insanı etkileyebilecek bir hastalık olan pulmoner hipertansiyon, hastaların günlük aktivitelerini yerine getirememesine yol açıyor. Sık sık nefes darlığı, çarpıntı ve yorgunluk gibi şikayetlere yol açan bu hastalık, dikkatli bir yaşam ve düzenli takipler ile kontrol altına alınabiliyor. Uz. Dr. Cegerğun Polat, pulmoner hipertansiyon hakkında bilgi verdi.
Uz. Dr. Cegerğun Polat şunları dedi; Pulmoner hipertansiyon yani akciğer hipertansiyonu, vücutta dolaşan kanı oksijenlenmek üzere kalpten akciğerlere getiren damarlardaki kan basıncının artmasıdır. Kalp, akciğer hastalıkları nedenlerine bağlı olmakla beraber romatizmal hastalıkların seyri sırasında da ortaya çıkabilmektedir. Akciğer tansiyonu kalıtsal zeminde çok nadir görülen bir hastalıktır. Ancak genelde hastalara çok geç tanı konulduğu için çok ileri evrelerde yakalanabilmektedir. Pulmoner hipertansiyon ile birlikte pulmoner arterlerin duvarları kalınlaşır, sertleşir ve kanın geçmesine izin verilmez. Azalan kan akışı kalbin sağ tarafındaki atardamarlardaki kanın pompalanmasını zorlaştırır ve bu durum kalp yetmezliğine neden olur. Her yaştan insanı etkileyebilecek nadir bir durum olsa da farklı bir kalp ile akciğer hastalığı olan kişilerde daha sık görülür.
Akciğer tansiyonu yüksek olan hastalardaki en önemli belirti nefes darlığı ve çarpıntıdır. Hastalar genellikle eski kondüsyonlarını yerine getiremediklerini ifade ederler. Pulmoner hipertansiyon pek çok belirtiyle kendisini gösterebilir. Bu belirtiler şöyle sıralanabilir:
– Nefes darlığı ve yorgunluk hissi
– Baş dönmesi ve baygınlık hissi
– Göğüs ağrısı ve çarpıntı
– Ayak bileklerinde, bacaklarda, karında şişlik ve ödemler
– Günlük rutin aktiviteleri yapmakta zorlanma
– Öksürük
– Halsizlik, hızlı yorulma durumu
– Dudaklarda ve ciltte mavimsilik
Pulmoner hipertansiyon, 30 ila 60 yaşları arasındaki kişilerde daha sık teşhis edilir. Yaşlanmak, pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH) geliştirme riskini artırabilir. Ancak, idiyopatik PAH genç erişkinlerde daha sık görülür.