• BIST 9549.89
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • Ankara 0 °C
  • İstanbul 4 °C
  • Bursa 1 °C
  • Antalya 8 °C
  • İzmir 6 °C

Ailenin karneye bakışı nasıl olmalı?

Ailenin karneye bakışı nasıl olmalı?
İlk dönemin karnelerini almaya birkaç gün kaldı. Öğrenciler ve çocuklarıyla ilgili aileler karnelerde hangi notların geleceğini az çok tahmin ediyor...

İlk dönemin karnelerini almaya birkaç gün kaldı. Öğrenciler ve çocuklarıyla ilgili aileler karnelerde hangi notların geleceğini az çok tahmin ediyor. İyi karne mutlu bir son değil mutlu bir başlangıç olmalı, öğrenci ve aile bu sevinçle yeni planlar yapmalıdır. Kötü karnenin karşılığı ise, "Başarısız, tembel" gibi sözler olmamalı, çocuk sürekli "ders çalış" baskısı altında tutulmamalıdır.

Can ve Emre aynı sınıfta, karneleri zayıf iki öğrencidir. İkisi de karneleri ellerinde, üzgün bir halde evin yolunu tutarlar. Fakat tatilden dönüşleri farklı olur. Emre ümit ve neşe dolu, Can ise karamsar haldedir. Bu durum öğretmenin dikkatini çeker ve merak edip araştırır. Can eve vardığında, ailesi karneyi kabullenemez, "o kadar emek verdik, üzerimize düşeni yaptık, sen ne yaptın, karşılığı bu mu olmalıydı!" diyerek azarlar, sürekli "başarısız, tembel" diye hitap eder. Aklı başına gelsin diye bu tavrı tatil boyunca sürdürür, devamlı ders çalıştırılır. Fakat sonuç daha kötü olur.

Emre'nin ailesi karneye bakar, "bir şeyler eksik galiba, yoksa sen bu zayıfları getirecek bir insan değilsin. Beraber düşünelim, eksikleri bulmaya çalışalım, ikinci dönem okula daha donanımlı gider, bu zayıfları kurtarırsın. Sana güveniyorum" der. Böylece Emre'nin üzerinden koca bir yük kalkar ve rahatlar, durumunu sakince düşünerek değerlendirir ve verimli bir tatil geçirir. İkinci dönem bambaşka ve başarılı bir Emre olur.

Karne zayıfsa ne yapılmalı?
1. Sorunu kabullenelim:
Sorunun varlığını kabul edenler, en zor ve çetrefilli sorunları çözer. Kabul etmeyenler, en kolay sorunlar karşısında perişan olur. Çünkü sorumluluk almak ve bedel ödemek istemezler. Zayıf karne de, ailede ve öğrencide sorunların varlığına işarettir. Öğrenci, doğru çalışma yöntemlerini bilmiyor, kendini ifade edemiyor olabilir veya çalışma şuurunda olmadığı için, tembellik edip çalışmıyor olabilir. Aile, yeterince ilgilenmemiş, takip etmemiş olabilir. Önce aile kendi hata ve eksiklerini kabullenirse, öğrenci de kendi hata ve eksiklerini daha kolay kabul eder.

2. Öğretmeniyle görüşelim: Notları veren öğretmen, zayıf notların sebeplerini de bilir. Karneyi, öğretmene danışarak değerlendirmek, daha gerçekçi, yapıcı ve sonuca götürücü olacaktır.

3. Kişiliği değil, karneyi kritik edelim: Suçlayıcı, rencide edici yaklaşımlar, "başarısız, tembel" gibi etiketleyici sözler kişiliği yıpratır. Kişiliği yıpranan bir öğrenci karne başarısızlığını düşünemez, duygusallığa gark olur ve bütün enerjisini kendini savunmaya harcar. Bu yüzden "usul asıldan önce gelir" kaidesi çok önemli. Yani asıl olan karne başarısızlığıdır, fakat ona yaklaşma usulümüz önceliğe sahiptir. Bu yüzden açık veya ima ile suçlayıcı ifadelerden uzak durulmalı, hatta yanlış anlayıp suçluluk hissetmemesi için de dikkatli olunmalı ki, ümidini kaybetmesin ve cesareti kırılmasın.

4. Karnesi iyi arkadaşlarıyla görüştürelim: Yarıyıl tatilinde ailelerinin de yardımıyla birlikte olabilir, baş başa kalıp sohbet edebilirler. Birbirinin nasıl başarılı olduğu, nasıl ders çalıştığı, nasıl not aldığı, sınavlara nasıl hazırlandığı vb. konularda fikir alışverişinde bulunabilirler.

5. Değerli olduğunu hissettirelim: En büyük motivasyon kaynağı, bir insana değer vermek ve bunu hissettirmektir. Nice müstesna insanlar hocasının, annesinin veya babasının değer vermesiyle, kendisinin bile hayal edemeyeceği seviyelere ulaşmıştır.

6. Çevre baskısından koruyalım: Tatil boyunca, akrabalar ve komşular karşılaştığı her öğrenciye karneyi sorar, zayıf karneye sahip çocuklara "başarısız, adam olmaz" gözüyle bakarlar. Bunu kendi aralarında da konuşurlar. Eğer aile çocuğuna sahip çıkmazsa, bu olay çevre baskısına dönüşür ve öğrenci içine kapanır. Cesareti büsbütün kırılır, kendisini değersiz hisseder, başarma inancını kaybeder.



Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2866 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim