Sağlıklı olmak ve sağlık hizmeti almak en temel insan haklarından biri olarak kabul edilmektedir. Doğası gereği sağlık hizmetlerine ne zaman ihtiyaç duyulacağı kestirilemez, ihtiyaç duyulduğu zaman ertelenemez ve yerine başka bir hizmet konamaz. Bu özelliklerinden dolayı ihtiyaç duyan herkesin sağlık hizmetlerine ulaşabilmesi için, sağlık hizmetlerinin esas olarak kamu eliyle verilmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle ülkemizde cumhuriyetin ilk yıllarından beri vatandaşın sağlığı devletin en temel ödevlerinden biri olarak görülmüş ve en ücra köşesine kadar kamu sağlık hizmetleri götürülmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki, günümüzde sağlık hizmetleri bir insan hakkı olmaktan çıkmakta ve serbest piyasanın kucağına bırakılmaktadır.
2002 yılından beri Dünya Bankası ve IMF'nin isteğiyle ülkemizde sağlık hizmetlerinde bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşümle devlet hastaneleri Kamu Hastane Birlikleri adı altında özelleştirilmekte, sağlık ocakları kapatılarak Aile Sağlığı Merkezlerine dönüştürülmektedir. Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için herkesin pirim ödeyerek sahip olacağı Genel Sağlık Sigortasına sahip olması ve ayrıca cebinden para ödemesi gerekmektedir. Her geçen gün sağlık hizmetlerine ulaşmak için cepten ödenen katkı miktarı artmakta ve daha da artacaktır.
Sağlıkta dönüşümün bir parçası olan Aile Hekimliği 2006 yılından beri bazı illerde pilot olarak uygulanmakta, 05 Temmuz 2010 tarihinden sonra Mersin'de ve 2010'un sonunda da ülkemizin tamamında uygulanması planlanmaktadır. Sözde "Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve verilen sağlık hizmetinin kalitesini artırmak için" Sağlık Ocaklarının yerine getirilmeye çalışılan Aile Hekimliği, birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu güne kadar yapılan pilot uygulamalarda aile hekimliği yapan hekimlere yüksek ücretler ödenerek hekimlerin sağlık hizmetlerinde yaşanan yıkıma direnmesi önlenmektedir. Halkın tepkisini çekmemek için de, çağdaş bir sağlık hizmetinde olmazsa olmaz olan sevk sistemi kaldırılmış, sosyal güvencesi olan herkesin istediği sağlık kurumuna gitmesi serbest bırakılmıştır.
Sayın Mersinliler ve Sağlık Çalışanları,
Sağlıkta dönüşüm projesi tamamlandığında, ne hekimler bu kadar yüksek ücret, ne de vatandaş bu kadar serbest sağlık hizmeti alabilecek! Bu dönüşüm sağlık hizmetlerini kamu hizmeti olmaktan çıkaracak ve özelleştirecektir. Sağlık hizmetleri giderek daha pahalı olacak ve ulaşılması daha zorlaşacaktır. Bunun en güzel kanıtı da, geçen yedi yılda ülkemizde gayrisafi milli hasıla iki kat artarken, sağlık hizmetlerine ayrılan para beş kattan daha fazla artarak yıllık 50 milyar lirayı (eski parayla 50 katrilyon lira) geçmesidir. Sağlık hizmetlerine ayrılan paranın büyük bir kısmı ilaç ve tıbbi teknoloji firmaları aracılığıyla yurtdışına çıkmaktadır.
Sayın Yetkililer,
Mersin Tabip Odası olarak bu tehlikeye karşı kamuoyunu ve yetkilileri uyarıyoruz. Sağlıkta dönüşüm ve aile hekimliği uygulamaları sağlık hizmetlerinde bir yıkım projesidir. Parası olanın daha iyi sağlık hizmetlerine ulaşacağı bir sağlık hizmeti ne ülkemize ne de sağlık çalışanlarına fayda getirmez. Bu dönüşüm bir an önce durdurularak, hem birinci basamak hem de ikinci basamak sağlık kurumlarında finansmanı genel vergilerle sağlanan nitelikli kamu sağlık hizmeti verilmelidir.
Mersin Tabip Odası
