Ağız ve diş sağlığı , genel sağlığımızın, vücut fonksiyonlarımızın ve yaşam kalitemizin önemli bir parçasıdır.
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda olduğu gibi, ülkemizde de sigorta sistemleri dolgu ve protez benzeri tedavi yöntemlerine ödeme yaparken koruyucu hekimlik hizmetlerine yaptığı ödemeleri sınırlı tutmaktadır. Oysa ağız ve diş sağlığının iyileştirilip geliştirilmesi için koruyucu hekimlik hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyuyoruz.
Diş ve dişeti hastalıklarının nedenlerini ve risk faktörlerini tespit ederek başlangıç düzeyinde önlemeyi ve kontrolünü amaçlayan ilk aşama koruyucu önlemler olarak; oral hijyen eğitimi, sağlık tarama programlarının genişletilmesi, diş ve dişeti sağlığını olumsuz etkileyebilecek beslenme alışkanlıklarından uzaklaşma, florlu diş macunu ve gargara kullanımı ile fissür örtücü uygulamalarını sayabiliriz.
İkincil koruma yöntemleri ise erken teşhis ve basit tedavi uygulamalarıdır. Erken teşhis için yılda iki kez diş hekimi kontrolü ihmal edilmemeli, diş dolgu ve tedavilerinin yanı sıra diş yüzeyi temizliğinin (diştaşı temizliği) de ağız sağlığı açısından önemi unutulmamalıdır.
Bunların yanı sıra, ailelerin çocukların sağlık alışkanlıklarını belirlemede çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtmekte yarar var.
Academy of General Dentistry’nin Haziran 2010 sayısında yayınlanan araştırmaya göre ağız sağlığını annelere ve ailelere öğreterek erken çocukluk çürüklerinin önüne geçilebilir.
Genç aileler o kadar çok sorunla karşılaşıyorlar ki çocuklarının ağız sağlığının genel sağlıkları ile ilgisi olduğunu düşünemeyebiliyorlar.
İdealde ağız sağlığı eğitiminin hamilelikte başlaması gerekiyor. Hamilelerde ağız sağlığı problemleri erken doğumlara yol açabildiğini biliyoruz. Bu nedenle hamilelerin ağız kontrollerini düzenli yaptırmaları çok önemli.
Bebek doğduktan sonra ailelerin bebeklerinin ağız ve diş sağlığı aşamalarını öğrenmeleri de diğer önemli bir konu.
Çocukların ilk diş doktoru randevularını 1 yaş civarında veya ilk diş çıktığı anda almalarını tavsiye ediyoruz. Genç annelerimiz doğru fırçalama tekniklerini, bu ilk randevuda öğrenilebilirler.
Beslenme alışkanlıkları, çocukların ağız sağlığını etkileyen diğer bir faktördür. Dişlerin sık ve uzun süreli şeker içeren sıvılarla temas etmesi diş çürümelerine sebep olur. Ayrıca ailelerin uyku zamanı çocuklarına süt, mama, meyve suyu ve gazlı içeçekler vermekten kaçınmaları en doğrusu.
Diş hekimleri tarafından ailelere ve çocuklara ağız sağlığı konusunda eğitim materyalleri dağıtılarak ve gerekli eğitimler verilerek çocukların görünümünü etkileyen ve kendine güven problemlerine sebep olabilen erken diş çürümeleri önlenerek hayat kaliteleri yükseltilebilir.
Sonuç olarak, ağız ve diş sağlığımızla ilgili koruyucu önlemlere dikkat ederek çok daha pahalı ve zahmetli tedavilere olan ihtiyacımız azalabilir.