Kötü ağız kokusu (halitosis), ağız ve diş sağlığı kadar genel sağlık hakkında da önemli ipuçları verir. Diş Hekimi Cansın Özgür ağızda kötü koku varsa, mutlaka ciddîye alınması konusunda uyarıyor ve ağız kokusu ile ilgili bir çok önemli noktanın altını çiziyor.
Ağız kokusu, diğer adıyla halitozis, ağız veya ağız dışından kaynaklanan kötü veya hoşa gitmeyen koku olarak tarif edilir.
Ağız kokusu, düşünüldüğünün aksine nadir rastlanan bir olgu değildir. Dünya nüfusunun %25’inin bu rahatsızlıktan etkilendiği düşünülmektedir. Bu rahatsızlığa sahip olanların çoğu bu hastalıktan zaman zaman şikayetçi olmaktadır. Kişiler arası ilişkiyi, iletişimi, kendini ifade etmeyi etkilemesi nedeniyle ağız kokusu, bir hastalık olarak çok önem kazanmış, hatta kişinin özgüvenini sarsan bir durum haline gelmiştir. Bu nedenle günümüzde artık ağız hijyeni klinikleri dünyanın değişik bölgelerinde açılmakta ve ağız kokusunu giderici ürünlerin tüketimi giderek artmaktadır.
Ağız kokusu bir patolojik bir durumdur ve birçok hastalığın da habercisidir. Sık rastlanan bir durum olmasına ve birçok hastalıkla beraber görülmesine karşın doktorlar arasında gözden kaçabilen bir bulgudur.
Ağız kokusu birçok farklı nedenle oluşur ve farklı şekilde sınıflandırılır.
1.Fizyolojik Ağız Kokusu: Bu tip ağız kokusunun nedenleri bazı gıdaların midedeki sindirim işlemi (sarımsak, soğan, alkol, baharatlı gıdalar vb.), veya iyi temizlenmemiş ağız boşluğu, düzgün olmayan diş hekimliği restorasyonları (dolgu, protez vb.), çürük dişler, dişeti problemleri, sigara tüketimi, mensturasyon sırasındaki hormonal değişikliklerdir.
Fizyolojik ağız kokusu, sistemik bir hastalık veya patoloji ile ilgili değildir ve geçicidir. Genellikle diş fırçalama, antiseptik solüsyonlar ile kontrol altında tutulabilir.
2. Patolojik Ağız Kokusu: Bu tip ağız kokusunun %80-90’ı ağız içi sebeplerden olmakla beraber birçok ağız dışı sebepten de kaynak alabilir.
Ağız içinden kaynaklanan ağız kokusu sebeplerine bir örnek vermek gerekirse, dişeti hastalıkları, dil tabakası, yemek artıkları, ağız içi yaralar, kirli takma dişler , tükürük miktarındaki azalma bunlardan birkaçıdır.
Tükürük bezinin fonksiyonlarındaki bozukluklar da ağız kokusuna neden olabildiği gibi, antidepresan, antipsikotik ve narkotik ilaçları da tükürük azlığına neden olabilmektedir.
Burun akıntısı ve rüflü hastalığı da ağız kokusunda etkili olmaktadır.
Ağız dışından kaynaklanan ağız kokusunda ilk şüphelenilmesi gereken bölge burundur.
Burunda oluşacak tıkanıklık, burun solunumu yerine ağız solunumu yapılmasını ve buna bağlı olarak ağızda kuruluk dolayısıyla ağız kokusu oluşmasını sağlamaktadır. Başlıca ağız dışı kaynaklı halitozis nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Başlıca örnekler peritonsiller abse, retrofarengeal abse, tonsillit, sinüzit, yabancı cisimler, atrofik rinit, kıkırdak septumu etkileyen burun tüberkülozu, sifiliz, rinoskleroma, adenoit, nazofarengeal abse, larenks kanseri, larenjit olarak verilebilir.
Bunlar dışında akciğer absesi ve kanseri, bronşektazi, nekrotizan pnömoni, ampiyem gibi alt solunum yolu hastalıkları da halitozis nedeni olabilmektedir. Diğer sistemik hastalıklardan, gastrointestinal sistem rahatsızlıkları (mide kanseri, hiatal herni, pilor darlığı, ösefagus rahatsızlıkları, kronik böbrek yetmezliği, karaciğer sirozu, karaciğer yetmezliği, kanserleri gibi), kronik böbrek hastalıkları, lösemi ve agranulositoz, karsinoid, AIDS, multipl skleroz ve metabolik hastalıklar gibi hastalıklar da ağız kokusuna neden olabilmektedirler.
Ağız kokusunun tedavisi; ağız hijyenine dikkat etmek, diş ve dil fırçalamak, dişlerin arasını temizlemek, diş eti iltihaplarını tedavi ettirmek esaslarına dayanır. Ağız kokusu olan hastalar, sigara içmeyi azaltmaları için cesaretlendirilmeli, zararlı gıdalardan uzak durmalı, düzenli aralıklarla beslenmeli, diş doktorlarını düzenli aralıklarla ziyaret etmelidirler.