Esra Yıldırım (15), yaklaşık 2 yıl önce bahçelerinde yetiştirdikleri mantardan zehirlendi. Hastaneye kaldırıldı ancak iddiaya göre hastalığın teşhisinde geç kalındı. Genç yaşta karaciğeri iflas etti. Nakil yapılacak kadavra bulunamayınca, teyzesinin karaciğerinden alınan parçayla hayata tutundu. Ancak ilaca bağımlı hale geldi. Yıldırım ailesi, evlatlarının başına gelen olaydan doktorları mesul tutarak, 4 ay sonra Sağlık Bakanlığı aleyhine 450 bin liralık tazminat davası açtı. Davayla ilgili rapor hazırlaması istenen Adli Tıp'ın çalışması mahkemeye ulaştı. Adli Tıp, tedaviyi yapan doktorları kusurlu buldu. Hastalığın tanısında geç kalındığı yönünde görüş bildirdi.
Üniversiteye giremeyene her ay 225 TL’ye kadar ceza
Sakarya'nın Sapanca ilçesinde yaşayan İlhan (47) ve Sündüz Yıldırım (39) çiftinin üç çocuğundan en büyüğü olan Esra, 23 Aralık 2010'da yediği mantardan zehirlendi. Karaciğeri iflas eden genç kız için nakil yapılacak kadavra bulunamayınca, devreye teyzesi girdi. Fatma Özbek Akan (33), yeğenine karaciğerinin bir bölümünü verdi. Teyzesinin karaciğeriyle hayata tutunan Esra'ya nakil sonrası yüzde 80 sakatlık raporu verildi. Olay sonrası 3 kez başvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde teşhis ve tedavi ile sevk işlemlerinin zamanında yapılmaması sonucu kızlarının karaciğerini kaybettiğini öne süren aile, Sağlık Bakanlığı aleyhine Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nde 450 bin liralık tazminat davası açtı. Bakanlık, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce oluşturulan bilirkişinin hazırladığı raporu mahkemeye sundu. Raporda, 'doktorların uygulamış olduğu tedavilerde ihmal ve kusur bulunmadığı tespit edilmiştir' denildi. Mahkeme bu sefer dosyayı Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Dava dosyasındaki ifade ve belgeleri inceleyen 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu da bir rapor hazırlayarak mahkemeye sundu. Raporda, zehirlenme şüphesiyle gelen hastanın öncelikle kan tetkiklerinin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Baba İlhan Yıldırım'ın yanlış yönlendirmesi sonucu bu tetkiklerin yapılmadığı ve tanıda geç kalındığı kaydedildi. Tanının daha erken konulması durumunda karaciğer nakline gerek kalmaksızın hastanın iyileşme ihtimalinin bulunduğu belirtilerek yanlış yönlendirmeye rağmen gerekli tanıyı yapmayan hekimlerin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadı ifade edildi.