Emektar eczacı 93 yaşındaki Niyaz Dermancı, Ankara'daki eczanesinde hastaların dertlerine derman oluyor.
Ahşap dolapları, tarihi laboratuvarı ve ilaç kokusuyla Ankara Kalesi'ne çıkarken çeşitli antikacıların yer aldığı yokuşta bulunan eczane, 1946'da Niyaz Dermancı'nın babası Ahmet Nazmi Dermancı tarafından açıldı.
O dönemlerde tıp eğitimi alan, ardından eczacılık mesleğini babasından devralmak için eczacılık fakültesine giden Dermancı, mezun olduktan sonra 1956'da eczanenin başına geçti. Yıllardır Ankaralıların sevgisini kazanan, güler yüzlü çalışanlarıyla hastalarla yakından ilgilenen Dermancı, ilk günkü heyecanıyla mesleğini yapmaya devam ediyor.
- Tıptan eczacılığa uzanan hayat
Dermancı, 74 yıllık meslek yaşamını ve eczacılığın püf noktalarını AA muhabirine anlattı.
Geçmişte eczacılık mesleğini sürdürmenin zor olduğunu ve her isteyenin eczane açamadığını ifade eden Dermancı, liseyi bitirdikten sonra eczacılığı değil tıbbı kazandığını söyledi.
Eczacılık eğitimini Türkiye çapında 30 kişi aldığını belirten Dermancı, "Ancak notu 'pekiyi, pekiyi' olanlar kazanıyordu. Benim derecem de iyi ve ortaydı. Ben kazanamadım, tıbbiyeyi kazandım, tıbbiyeye gittim. Babam eczaneyi açtı, ben hem eczanede çalışıyorum hem de tıbbiyeye gidiyorum. Her sene müracaat ediyorum, 'Ben eczacılığa gideceğim' diyorum, 'Yok' diyorlardı, 'Probiyotiği bitir', 'Yok klinik öncesini bitir' falan diye diye bana tıbbiyeyi okuttular." dedi.
Tıbbı bitirdikten sonra 1953'te otomatikman eczacılık 2. sınıfa alındığını aktaran Dermancı, mezun olduktan sonra da eczaneyi babasından devraldığını söyledi.
- "Halen aynı şekilde eczanemde laboratuvarım çalışır"
Hem babasından edindiği bilgiler hem de tıbbiye ve eczacılığı bitirmesi sebebiyle her türlü ilaç yapımını öğrendiğini vurgulayan Dermancı, ham maddelerinin çok, laboratuvarlarının da zengin olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"1946'da babam kurdu, ondan sonra ben devraldım, ben takip ettim. Eczanem o şekilde oldu. Onun için eskidir, çok ham maddem ve tecrübem var. O zaman ilaçlar hep havan işi yapılırdı, müstahsen çok az vardı. Onları yaptığımız için biz tabii öyle alıştığımız için halen de aynı şekilde eczanemde laboratuvarım çalışır ve ben ilaç yaparım."
Dermancı, özellikle yüz ve cilt hastalıklarıyla ilgili ilaçlar hazırladığını ve kendi yaptığı "Niya Derme" isimli ruhsatlı bir ilacı olduğunu ifade etti. İlacın ergenlik sivilcelerine, yüzdeki lekelere karşı kullanıldığını belirterek, ilacı hem seri olarak yaptığını hem de ruhsatlı olduğu için laboratuvarların depolarına verdiğini söyledi.
İlaçları yapabilmek için tıp ve eczacılık eğitimi almak gerektiğini vurgulayan Dermancı, "Her ikisini yaptığım için onun şansı bende var. Onun için yapabiliyorum. Yeni yetişenler bilmiyor, daha doğrusu yapılmıyor. Sebebi, artık sosyal güvenlik diye bir sistem var. Sosyal güvenlik, bilgisayara girilir ve orada ilaç kime verilir, ne şartlarla verilir. O şekilde yapılır. Kayıtlı olduğu için herkes istediği şeyi yapamıyor artık." ifadesini kullandı.
- "Gençliğimin sebebi duadır"
Ankara'dan ve dışından birçok müşterisi olduğuna ve onlarla ilgilendiğine işaret eden Dermancı, "Gelen de çok mutlu olur. Tabii ben de onlara yardım ettiğim için çok mutlu olurum. Benim hayatım böyle. Bundan zevk alırım. Hastaların ilacını yapmak, onlara onu iyi anlatmak, nasıl kullanacağını söylemek benim görevim." dedi.
Genç görünmesinin sebebini de işine bağlayan ve kendini 46 yaşında hissettiğini dile getiren Dermancı, "Ben, iyi ilaç yaptığım, herkesi mutlu ettiğim için iyi dua alırım. O dua bana gelir. Onun için böyle canlıyım. 93 yaşındayım ve çalışıyorum. Günde 8 saat çalışıyorum. Az değil ve çalışmanın etkisi var. Müşterilerim de beni muhakkak arıyorlar ve benden fikir alıyorlar. Yani gençliğimin sebebi duadır, bana dua ederler." sözlerine yer verdi.