Cem Kılıç
Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in yaptığı açıklama ile dava ile taşerona verilmemesi gereken bir işte çalıştırıldığını ispat etmiş ve asıl işverenin işçisi olma hakkını elde etmiş işçilere Ekim ayında Meclis gündemine getirilecek yasa tasarısı ile kadro verilmesinin planlandığını ifade etti. Bu açıklama, yargı kararları ile taşerona verilemeyecek bir işte çalıştırıldığı tespit edilmiş 6.500 Karayolları işçisinin uzunca bir süredir beklediği müjdeli haber. Diğer yandan kamuda muvazaaya konu olmuş 80 bine yakın işçinin varlığından bahsediliyor. Ekim ayında bu 80 Bin kişi için kadro umudu yeniden canlanacak.
Karayollarında son durum
Muvazaa nedeniyle Karayolları'nda 6.500 işçi daha önce açtıkları davalar ile aslında karayolları işçisi olduklarını ispat etmişlerdi. Yol İş sendikasının gayretleriyle bu işçiler dava açarak, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde kamu işçisinin yapması gereken işleri yaptıklarını ve bu nedenle de muvazaa durumunun söz konusu olduğunu ispatlamışlardı. Ancak 2011'den bu yana kadrolar verilmedi. Torba yasa ile kamuda bundan sonra taşeron kullanımı ile ilgili önemli adımlar atıldı. Fakat geçmişte yapılan hataların bedellerinin de ödenmesi gerekiyor. Yargı kararı ile asıl işte çalıştırıldığını ispat eden taşeron işçilerin kadro hakkının bir an önce verilmesi gerekiyor.
Davaları da kazandılar
Yargıtay nezdinde de onaylanan muvazaa durumu sonrası Yol İş Sendikası bir de bu işçilerin baştan itibaren asıl işverenin yani kamunun işçisi olduğunun ispatlanması neticesinde ücret farklarına ilişkin davalar açtı. Bu davalar da işçiler lehine sonuçlandı. 2013 Yılında Karayolları Genel Müdürlüğü'nün işçisi olduğu kesinleşen işçiler için geriye dönük olarak 5 yıllık toplu iş sözleşmesi ücret farklarının talep edildiği davalar şu an itibarıyla kazanılmış durumda.
Kamuda yaklaşık 600 bin taşeron işçisi bulunuyor. Bu işçilerden asıl işverenin işçilerinin yapması gereken bir işte çalıştığını ispat eden kişilerin tamamı Meclis gündemine gelecek tasarıda kendilerine yer bulacak.
Geçtiğimiz dönemde mahkemeleri kazanmış Karayolları işçilerinin kamuda sözleşmeli personel veya memur olarak atanmasının mali nedenlerle çok zor olduğuna dair görüşler paylaşılmıştı. Özellikle Maliye Bakanlığı'nın bu konuda taviz vermediği ve bu durumdaki işçilerin memur veya sözleşmeli personel olarak atanmasına konunun mali boyutu nedeniyle karşı çıktığı biliniyordu. Ayrıca bu kişilerin eğitim durumları ve KPSS sınav sonuçları bulunmaması nedeniyle kamuya memur veya sözleşmeli personel olarak atanmaları da sorunluydu.
Geçmişi temizlemek
Bütün bu nedenlerle zaten taşerona verilemeyecek bir işte çalıştığını mahkeme kararı ile ispat eden ve bu nedenle baştan itibaren asıl işverenin yani kamunun işçisi sayılması gereken bu durumdaki kişilere "kamu işçisi" olarak kadro vermek doğru olandır.
Dolayısıyla çalışma hayatının kanayan yarası olan taşeron konusunda beyaz bir sayfa açmak gerekiyor. Torba yasa sonrası kamuda hangi işlerin taşerona verilebileceği Bakanlar Kurulu kararı ile belirleneceği için bu tip davalar ileride gündeme gelmeyecektir. Ancak kamu işçisinin yapması gereken bir işi yapan, bunu yargı kararları ile ispatlayan kişilere daha fazla uzatmadan ekonomik ve sosyal haklarının tamamı verilmelidir. Bu kişilere ilişkin gereğini yapan devlet, daha sonra özel sektördeki taşeron işçilerinin sorunlarını çözmek için çaba harcamaya başlamalıdır. Özel sektörde taşeron işçilerinin sorunu daha büyük ve can acıtır nitelikte.