Kızından alınan karaciğerin nakledilmesiyle sağlığına kavuşan Asım Bekdemir: "Kızım, 'Babam için her şeyimi veririm.' demiş. Çok şükür şimdilik her şey yolunda gidiyor. Kızım da ben de iyiyiz"
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp: "Unutulmamalıdır ki hiçbir şikayet olmasa da karın içinde ciddi bir hastalık gelişebilir. Ancak sorun çok büyüdüğünde ortaya çıkabilecek belirtilerle kendini gösterir"
Yeditepe Üniversitesi Hastanesinden yapılan açıklamaya göre, yaklaşık 3 ay önce göğsünde yaşadığı yoğun ağrı nedeniyle hastaneye başvuran Bekdemir'in yapılan incelemeler sonrasında karaciğerinde tümör tespit edildi.
Bekdemir, kızından aldığı karaciğerle hem hepatit B ve sirozu yendi hem de kanserden kurtuldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bekdemir'in tedavisini gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, hastanın hepatit B'ye bağlı bir karaciğer rahatsızlığı olduğunu, daha sonrada hepatit B üzerine sirozun geldiğini aktardı.
Kayaalp, şunları kaydetti:
"Kendisi hastaneye gitmek istemediği için küçük kızı Buse bana ulaştı, daha önce yapılan görüntüleme ve laboratuvar sonuçlarını getirdi. Babasını kesinlikle hastaneye gelme konusunda ikna edemediklerini söyledi. Hastanın raporlarını incelediğimizde zaman kaybetmeden nakil olması gerektiğini gördük. Zira hepatit ve sirozla birlikte karaciğerinde tümör de gelişmişti. Bunun üzerine Asım Bey ile telefonda görüşerek durumunu anlattım ve karaciğer nakli olması gerektiğini söyledim. Asım Bey'in karaciğerindeki tümör 7 santimin altında olduğu için nakil için uygun bir adıydı. Eğer tümör 15 santime ulaşsaydı hastamızın karaciğer nakli başarılı olamayabilirdi."
Karaciğerde gelişebilecek hepatit B, siroz ya da tümör gibi sorunların hastalarda herhangi bir şikayete neden olmadan ilerleyebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Kayaalp, "Unutulmamalıdır ki hiçbir şikayet olmasa da karın içinde ciddi bir hastalık gelişebilir. Ancak sorun çok büyüdüğünde ortaya çıkabilecek belirtilerle kendini gösterir. Bu durumda da tedavi açısından zaman kaybedilmiş olur. Örneğin karaciğer tümörleri 15 santimetrenin üzerindeyse hastanın nakil şansı kalmayabiliyor. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri çok önemli." değerlendirmesini yaptı.
Kayaalp, siroz ve hepatiti olan hastaların mutlaka düzenli olarak kontrol altında olmaları gerektiğini, erken tanıyla karaciğerdeki tümörle birlikte sirozun da tedavi edilebileceğini vurguladı.
Nakil sonrasında da hastaların özellikle enfeksiyondan korunmak için çok dikkatli olmalarını gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, "Asım Bey için de yeni karaciğeriyle yeni bir hayat başlıyor. Bundan sonra da korumak onun görevi." dedi.
- "Babam için her şeyimi veririm"
Hayatı boyunca hastaneye gitmekten hep kaçtığını ama bugün düzenli aralıklarla doktora gitmenin ne kadar önemli olduğunu anladığını belirten Asım Bekdemir de yaşadıklarını şöyle aktardı:
"Yaklaşık 3 ay önce sol göğsümdeki ağrı nedeniyle hastaneye gitmek zorunda kaldım. Bir doktor arkadaşımın ısrarlarıyla tahliller yapıldı. Karaciğerimde sorunlar olduğu anlaşılınca küçük kızımın yaptığı araştırmalar sonunda Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp'e ulaştık. Kendisi benim kesin tedavimin ancak karaciğer nakliyle olabileceğini söyledi. Başta kabul etmesem de başta çarem olmadığını anladım. Uygun verici için önce çocuklarıma bakıldı. Kızım Ebru uyumlu çıkınca önce almak istemedim. 'Ya olumsuz bir şey olursa' diye vicdanım rahat değildi. Ama kızım, 'Ben babam için her şeyimi veririm.' demiş. Çok şükür, şimdilik her şey yolunda gidiyor. Kızım da ben de iyiyiz. Çok daha iyi olacağım."