Prostata özgü antijenleri (PSA) içeren testin yüzde yüz güvenilir olmayıp zaman zaman yanlış sonuçlar verdiği için, bazı bilim insanları ise bu öneriye karşı çıkıyor.
Fakat İsveçli araştırma ekibi, 45-49 yaş grubundaki bütün erkeklerin teste tabi tutulmasıyla prostat kanserinden dolayı ölümlerin yarı yarıya azalabileceğini öne sürüyor.
Avrupa'da yapılan bir prostat kanseri tarama denemesi, taramanın ölüm oranını % 20 azalttığını ortaya koymuştu.
Ancak bu tarama sonucunda yüksek düzeyde "gereksiz tedavi" de söz konusu olmuş, bir hayat kurtarabilmek için 48 ek prostat kanseri vakasını tedavi etmek gerekmişti.
Neden 45-49 yaş?
Profesör Hans Lilia ve İsveç ve Amerikalı araştırmacılardan oluşan ekibi, düzenli PSA testinin yararına vurgu yaparak 45-49 yaş grubundaki erkeklerin hedeflenmesi gerektiğini belirtiyor. PSA oranı, basit bir kan testi ile tespit edilebiliyor.
1974-84 yılları arasında 21 binden fazla erkek üzerinde yapılan bir araştırmayı inceleyen ekip, test sonucunda yüksek PSA oranı çıkan erkeklerin daha sonra prostat kanserine yakalanma riskinin de arttığını gördü.
Ekip daha sonra test için en uygun yaş grubunu tespit etmeye çalıştı. 45 yaş altındakilerde yapılan testlerde çok az ölümcül prostat kanseri bulunduğu, 50 yaş üzerine çıkıldığındaysa çok sayıda kanser vakasının erken saptanamadığı görüldü.
45-49 yaş grubu erkeklerde yapılan test sonuçları incelenerek kanser vakalarının % 44'ünün ölümle sonuçlandığı tespit edildi.
British Medical Journal'da yayımlanan makalede, PSA sonucu yüksek çıkanların sık sık taramaya ve gerekirse tedaviye tabi tutulması, normal olanların ise yeni tarama için 50 yaş sonrasını bekleyebileceği ifade ediliyor.
Makale şöyle devam ediyor: "Erkeklerin en az yarısı düşük risk grubunda bulunuyor ve ömür boyu belki de üçten fazla PSA testine tabi tutulmaları gerekmeyecek. Testin bu yaş grubuna uygulanmasıyla aşırı teşhis riski ortadan kalkabileceği gibi, erken teşhis de mümkün olacak."
21 bin erkek üzerinde incelemelerde bulunan ekibin bulguları BMJ adlı tıp dergisinde yayımlandı.