Türk Kulak Burun Boğaz Vakfı Üyesi ve Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor Projesi Başkanı Prof. Dr. Ferhan Öz, işitme engelli çocuklara, hekimler olarak faydalı olabilmeyi amaçladıklarını söyledi.
KBB hekimleri, odyologlar, işitme cihazı sektörü temsilcileri ile yaklaşık 300 kişi 13 Kasım’da Vodofone İstanbul Maratonu’na farkındalık oluşturmak için katılacaklarına değinen Prof. Ferhan Öz, “İşitme engeli noktasında yaşanan eksikliklere dikkat çekebilmek ve bunları tamamlayabilme adına bir koşuya katılıyoruz. 10 kilometre koşacağız. Bu koşudan bağış bekliyoruz. Bağış miktarı vakfımızın fonunda toplanarak işitme engelli çocukların cihazının temininde kullanılacak” dedi.
İŞİTME ENGELİNDE ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Hacettepe Üniversitesi’nden KBB Uzmanı Prof. Dr. Levent Sennaroğlu, işitme kaybını hem sonradan hem doğuştan olabileceğini belirterek, çocuklarda doğumdan itibaren erken tanının önemine değindi.
Doğumdan itibaren işitme engelinin erken tanısının koyulmasıyla bu çocukların normale yakın bir konuşmaya kavuşturabildiklerinin altını çizen Prof. Sennaroğlu, “Artık doğumdan sonra iki, üç gün içinde yapılan testlerle işitme kaybının tanısını koyuyoruz. İki-üç aylık ileri kaybı olan bebeklere ise işitme cihazı veriyoruz. Cihazdan fayda görmeyenleri 1 yaşında implant yaparak, iyi bir eğitim, takip ve ameliyatla bu çocukları normale çok yakın düzeye getirebiliyoruz” diye konuştu.
“İŞİTME KAYBI TEDAVİSİNDE GELİŞTİK”
Sonradan işitme kaybı olanların, eskiden çok az kısmının tedavi edildiğini belirten Prof. Dr. Sennaroğlu, “Zaman geçtikçe işitme kayıplarının çok daha büyük kısmı tedavi edilebiliyor. İç kulak ameliyatları yıllar önce hiç yapılamıyordu. Hiç duymayanların bile, beyindeki işitme merkezine implant yerleştirerek duymalarını sağlayabiliyoruz. 1 yaşındaki bebeklere bunu yapabiliyoruz. Günümüzde işitme kaybından tedavi olma oranı çok yükseklere geldi. Ama geç kalan hastalara bir şey yapamıyoruz. En önemli nokta. İşitme kaybı 4-5 yaşına kadar hiç tedavi edilmemişse, çocuk konuşmayı öğrenememişse, bu yaştan sonra onlara bir şey yapamıyoruz. Zamana karşı bir müdahale var, erken teşhis ve tanı çok önemli” ifadesini kullandı.
“HER YENİ DOĞAN BEBEK İŞİTME TARAMASINDAN GEÇMELİ”
Her bebeğin işitme taramasından geçmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sennaroğlu, “O hakkı bu bebeklere vermemiz gerekir. Geç kaldıkça bu bebeklere müdahale şansımız kalmıyor. Çocuğun kulağına bakıldığı zaman her şey normal görülüyor. Ailelerde 3-4 yaşa kadar bekliyor. Buda çocuğun en değerli zamanının kaybına neden oluyor. O nedenle bebeklerde doğumun hemen ardından işitme taraması yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Hacettepe Üniversitesi’nden Odyolog Prof. Dr. Gonca Sennaroğlu da, işitme engelinin bir engel olmadığının altını çizerek, işitmeyi korumaya ve erken tanıya dikkat çekmek amacıyla, 100 öğrenci ve 20 araştırma görevlisi ile maratona katılacaklarını kaydetti.
“HER BİN BEBEKTEN 1-2’Sİ İŞİTME ENGELLİ DOĞUYOR”
Bebeklik döneminde işitme cihazının ödemesine devletin destek verdiğini belirten Prof. Sennaroğlu, “Her bin doğan bebekten 1-2’si işitme kaybı yaşayabiliyor. Nüfusumuza oranla işitme kaybı azalmadı. Ama avantajımız erkek teşhis edip, tedavi uygulayabilmek” dedi.
Türkiye Odyoloji Konuşma Ses Derneği Başkanı Doç. Dr. Özlem Konukseven ise katılacakları maraton ile toplumda işitme engelli farkındalığı oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti.