Tümsad Başkanı Dr. Ahmet Karataş yaptığı açıklamada; "Yürürlüğe girecek olan fark ücreti tavan fiyat kısıtlamasının başarılı olması ve vatandaşın mağdur edilmemesi için tıp merkezlerinin SGK hastası bakmaya devam etmesi gerekmektedir." dedi.
Dr. Ahmet Karataş, "Duyumlarımızda poliklinik hizmetleri için tıp merkezlerine daha düşük fiyat verileceği, fark ücretinin daha düşük tutulacağı belirtilmektedir.
Bu duyum bizleri endişelendirmektedir. Çünkü 15 haziran 2007 sonrası tıp ve dal merkezleri SGK hastası bakmaya başladıktan sonra hastalar daha kolay hizmete ulaştığı için hasta memnuniyeti arttı. Çoğu kurumda kuyruklar kalktı. Fark ücretleri önemli oranda azaldı. Çünkü tıp merkezleri daha düşük fark ücretler ile ayaktan tedavi hizmetini vermeye başladı. Ancak bu süreçte sayıları hızla artan tıp, dal merkezleri ve zincir hastanelerden dolayı kamu kurumlarından özel sektöre doktor geçişleri başladı. Kamu kurumlarında doktor eksikliğinden dolayı hizmet aksamaya başladı. Sağlık bakanlığı geç de olsa yeni sağlık kurumu açılışını hemen hemen imkansız hale getirerek ve sağlık personeli ilave alımını durdurarak gidişe set koydu.
Aynı hizmet için paket fiyat ve fark ücreti aynı olmalıdır. Aynı muayene için hastanede ayrı fiyat tıp ve dal merkezlerinde farklı fiyat olması adil değildir. Aynı uzman tıp merkezinde muayene ettiğinde farklı fiyat hastanede muayene ettiğinde farklı fiyatlandırılması doğru olmayacaktır. Bu durum haksız rekabete neden olur.
Cerrahi birimli tıp merkezlerinin cerrahi müdahale listeleri genişletilerek daha verimli kullanılması sağlanmalıdır. Hastanelerle aynı donanıma sahip ameliyathanelerimiz atıl durmaktadır. Cerrahi müdahale listesi genişletilerek aleyhimize olan rekabet koşulları düzeltilmelidir. Yeni fiyat farkı kısıtlaması yürürlüğe girdiğinde birçok hastane sistem dışında kalacaktır. Bu açığı kapatacak kurumların başında cerrahi birimli tıp merkezleri gelmektedir. Çünkü cerrahi birimli tıp merkezleri mevcut fiyatlarla ve çoğu farksız cerrahi müdahaleleri yapacaktır. Halen mevcut cerrahi listedeki ameliyatları cerrahi birimli tıp merkezlerinin çoğu ya hiç farksız ya da çok düşük farkla yapabilmektedir. Yeni yönetmelikte yapılan müdahaleden dolayı gelişen komplikasyonların maliyetini müdahaleyi yapan merkez ödemek zorundadır. Bu uygulama ile cerrahi müdahalelerin maliyetleri gerek hasta gerekse devlet tarafından düşecektir.
%30 fark ücreti ve enflasyon oranında artırılacak paket fiyatlarla sağlık hizmetini kaliteli ve verimli sunacak yegane özel sağlık kurumu tıp merkezleridir. Eğer fiyatlarla aşağı çekilerek tıp merkezleri SGK hastası bakamayacak hale getirilirse sonuçlar.
Hizmet kalitesi hızla düşecek; kurumlar tahlil ve görüntüleme tetkiklerini en aza indirecek, hatta kurumların büyük çoğunluğu neredeyse tetkik istemeden poliklinik hizmeti veren kurumlara dönüşecek.
Poliklinik muayene süresi azalacağından ve tetkikler en aza ineceğinden teşhis hataları artacak, doktorlar daha güçlü ve daha fazla sayıda ilaca yönelecektir. Bu durum ilaç harcamalarını artıracaktır.
Hasta memnuniyeti azalacağından her defasında başka kuruluşlara gitmeye başlayacak. Bu durum poliklinik sayısını dolayısıyla ayaktan tedavi harcamalarını artıracak.
Yüksek fark ücreti ile hizmet veren özel hastanelerin çoğu sözleşmeleri feshedecek. Branş anlaşmasına izin verilirse sadece belli branşlarda (Kalp damar cerrahisi, tüp bebek, organ transplantasyonu…) hizmet verecek. Dolayısıyla gerek özel gerek kamu hastanelerinin poliklinik yükü artacağından kuyruklar artacak hasta memnuniyeti daha da düşecektir.
Karnesi ile istediği hizmeti alamayan ( para teklif etse dahi alamayan) hasta grupları oluşmaya başlayacak, hastalar artık sayıları hızla artan sadece özel hastalara bakan kurumlara veya kamu kurumlarında çalışan doktorların muayenelerine gitmek zorunda kalacaklar. Bu sonuç sağlık bakanlığının yıllarca mücadele edip başarıya ulaştığı; bıçak parasının kaldırılması, vatandaşın muayeneye uğramadan tedavi olamaması …vb gibi olumsuzlukların tekrar geri gelmesi sonucunu doğuracaktır.
Özel sağlık kurumlarında mevcut duruma ayak uyduramayan yüzlerce kurum küçülmeye başlayacak. Büyük hastane grupları tarafından satın alınacak ya da kapatmak zorunda kalacak. Sağlıkta kartelleşmeyi getirecektir. Ülkemizde tıbbi cihaz çöplüğü oluşacaktır. Milyarca dolarlık milli servet heba edilecektir.
Devletimizin daha ucuza ve kaliteli hizmeti alabileceği tıp merkezlerini fiyatları indirerek ve fark fiyatını düşürerek almaya karar verirse sağlıkta kaos meydana gelecek. Hastalarımız mağdur olacaktır. 1 ay gibi çok kısa sürede kimsenin tahmin edemeyeceği ve bedelini ödeyemeyeceği sonuçlar meydana gelecektir" dedi.