Ankara Gölbaşı'nda yaşayan, üç çocuk babası, Türk Telekom'da işçi olarak çalışan 47 yaşındaki Mustafa Şanlı, mide ekşimesi ve hazımsızlık şikayetleri yaşayınca bunun sabah çok erken saatte iş yerine gittiği için bunu üşütmeye bağladı ancak, bu şikayetlerine yutma güçlüğü, hızlı kilo kaybı ve göğsünde yanma hissi eşlik edince hastaneye başvurdu. Yemek borusu kanseri teşhisi konulan hastanın tedavisine başlandı ancak, yemek borusunu tıkayan tümör nedeniyle hiçbir şey yiyemez hale geldi.
Son olarak bu konudaki uzmanlığını duyduğu Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü'ye tedavi olmak için Adana'ya geldiğini belirten hasta, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.
"Oturamıyor, su bile içemiyordum"
Mustafa Şanlı, "Neredeyse gitmediğim doktor ve hastane kalmadı. Mardin'de çalışan kardeşim Yüksel hocanın adını duymuş bir de orada şansımızı deneyelim dedik ama umudum yoktu. Yüksel hocaya geldiğimizde su bile içemiyordum. Bana 'Adana kebabı yiyerek evine döneceksin' diye söz verdi. Sözünü de tuttu" dedi.
Hastanedeki iki günlük tedavinin ardından taburcu olur olmaz en yakın kebapçı salonuna giden Mustafa Şanlı, bir oturuşta iki kişilik kebap yedi.
"İlk kez doydum"
Yaklaşık 1,5 yıl aradan sonra ilk kez doyduğunu belirten Mustafa Şanlı, "Açlıktan midem neredeyse belime yapışmış haldeydi. Suyu içemiyor sadece dudaklarımı ıslatırken, şimdi iki kişilik kebabı yeyip, üzerine ayranımı, şalgamımı bile içtim. Allah doktorumdan razı olsun. Bana hayat ve yaşama umudu verdi" dedi.
Eşine ve çocuklarına kavuştu
Kebabını yedikten sonra Ankara'daki evinin yolunu tutan Mustafa Şanlı, çocuklarına kavuştuğunda ise "Allah'a şükürler olsun ki bugünleri gördüm. Aylarca hastane hastane, doktor doktor gezdim. Kimse derdime çare olamadı. Adana'ya umutsuz gitmiştim. Artık yürüyebiliyor, oturtabiliyor, doya doya yiyor, içiyorum" dedi.
"Açlıktan bu hale gelmiş"
Özel bir hastanede tedaviyi gerçekleştiren İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü ise, hastanın yemek borusu alt ucu kanseri olduğunu belirterek, "Bu yüzden yemek borusunda darlık vardı. Yemek borusu tıkandığında akciğere doğru delinme olur. Biz buna fistül diyoruz. Hasta su bile içtiğinde öksürüyordu" dedi.
Yaptığı operasyonda, yemek borusunda oluşan dar alanı genişlettiğini ve arkasından metalik stent takarak alınan gıdaların geçişini sağladığını belirten Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, şöyle devam etti:
"Hasta zaten kanser hastalığından dolayı değil, açlıktan bu hale gelmiş. Bu yüzden hastamız yedikçe düzelecektir. Zaten Adana kebabı her derde devadır derim ben. İçinde antioksidan dediğimiz soğan, sumak, biber, domates kısaca her şey var. Hastaya kebap yemesini ben önerdim. Zaten hastaneye geldiğinde kendisine 'sana kebap yedirip göndereceğim' demiştim. Hasta yemeğe başlayınca düzeldi" dedi.
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hastaya neden Adana kebabı sözü verdiği yönündeki soruya ise, "Adana kebabı dünyaya mal olmuştur. Adana'ya gelen birine kebap yedirmemek ayıp olur. Adana'ya gelen biri de kebap yemezse kebaba ve Adana'ya ayıp olur. Dünyada herkes bilmez kebap yiyecek, hedefimiz budur" diye yanıt verdi.
