Özel sektörün hastane yapıp Sağlık Bakanlığı'na kiralanmasını öngören kanun tasarısı Plan Bütçe Komisyonunda görüşüldü.
Sağlık Bakanlığı'nın kamu özel sektör işbirliğiyle dev şehir hastaneleri yapımına ilişkin tasarısı muhalefeti ayağa kaldırdı. 'Yerli ve yabancı yandaşlarınıza ülkenin geleceğini peşkeş çekiyorsunuz' '2.5 yıllık kira bedeliyle binayı yapacak, geri kalan 46.5 yıl kira alacak' 'Doktor, hemşire, sağlık teknisyeni 700 bin sağlık çalışanını işçi yapacaksınız" sözleri havada uçuştu. Tasarı görüşmelerine sendikalar gelmezken, Uluslararası Yabancı Sermaye Derneği hazır bulundu. Sağlık Bakanı Akdağ, "Türkiye'de bugün kimse öküzlerini ya da karısının kolundaki bilezikleri satarak sağlık hizmeti almıyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın İstanbul, Ankara, Kayseri, İzmir, Eskişehir gibi illerde kuracağı dev şehir hastanelerine ilişkin yasa tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki dünkü görüşmeleri sert tartışmalara neden oldu. Muhalefet milletvekillerinin sıkı bir hazırlık yaparak geldikleri toplantıda, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
FİYAT FARKI YÜZDE 60
CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı bu modelde sağlığın alınır satılır bir meta haline geldiğini belirterek, 25 yıllığına kira garantisi verilen Kayseri hastanesinin 3 yılda kendini amorti edeceğini, ama firmaya 22 yıl boyunca kira ödeneceğini ileri sürdü. Kayseri'de yatak başına 5.8 lira olan bakım bedelinin; Ankara Bilkent'te 7 liraya çıktığına dikkat çekti. "Hadi diyelim, Ankara daha pahalı. Peki o zaman aynı kentte, Bilkent'te 7 lira olan bakım bedeli, Etlik'te nasıl oluyor da 11,5 liraya çıkıyor. Fiyat nasıl oluyor da yüzde 60'tan fazla artıyor" diye sordu.
Aytuğ, "Hem bugünümüzü hem geleceğimizi satıyorsunuz. Bizi 49 yıl kira ödemeye mahkum ediyorsunuz" dedi.
"ÖNCE EVİN KİLİMİNİ ŞİMDİ KENDİSİNİ SATIYORSUNUZ"
CHP Milletvekili İzzet Çetin, sağlık tesislerinin kiralama karşılığı yaptırılması modelinin neden Kamu İhale Kanunu ile KDV ve harçlardan muaf tutulduğunu sordu. İngiltere'de bu model üzerine Sayıştay'ın yazdığı raporlara dikkat çeken Çetin, "Osmanlı'dan bu yana halkın birikimlerini kötü bir miras yedi gibi sattınız. Rahmetli Erbakan sizleri, 'evin halısını, kilimini satan hayırsız evlatlara' benzetmişti. Şimdi de evin kendisini satıyorsunuz" dedi.
Bu düzenlemeyle sağlığın bir kamu hizmeti olmaktan çıktığını belirten Çetin, Erzurum'da bin 200 yataklı bir kamu hastanesinin (Bakan 700 yatak, diye düzeltti) 193 milyon liraya mal olurken, Kayseri'de 1500 yataklı hastanenin nasıl oluyor da 650 milyon liraya mal olacağını sordu. "Yıllık 138 milyon lira kira vereceksiniz. Adam 3-5 yıllık kira karşılığı servete konacak. Bu bir peşkeş çekme modelidir. Kamudan yandaşa kaynak transferidir" dedi.
Kar amacıyla bu işe giren firmaların kredilerine ve bunların türevlerine Hazine garantisi verildiği gibi bir de KDV'den ve harçlardan muaf tutulduğunu vurgulayan Çetin, "Oysa adam zaten kar etmek için işi alıyor, burada zaten çıkarları var. Bu garanti niye? Tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi yerli yabancı yandaşlarınıza imtiyazlar veriyorsunuz" diye konuştu.
"PATRONLAR BURADA ÇALIŞANLAR YOK"
MHP Milletvekili Mehmet Günal, tasarının 700 bin sağlık çalışanını yakından ilgilendirmesine rağmen, hiçbir sendikanın komisyona çağrılmamasına sert tepki gösterdi.
"Bütün hastaneler yerle bir oluyor, bütün çalışanların yerleri, statüleri değişiyor. Ama temsilcileri buraya çağrılmıyor" diyen Günal, Memur-Sen, Kamu-Sen ve KESK gibi memur konfederasyonları ile işçi konfederasyonlarının da toplantıya çağrılarak görüşlerini bildirmelerini özellikle talep etmelerine rağmen çağrılmamalarını eleştirdi.
Bunun üzerine Türk Tabipleri Birliği ve Uluslar arası Yabancı Sermaye Derneği'nin (YASED) davet edilmediği halde toplantıya geldiği bilgisi verilmesi üzerine CHP Milletvekili İzzet Çetin, "Demek ki YASED yandaş kuruluş, kendilerine haber verilmiş ama sendikalara haber verilmemiş" yorumunu yaptı.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan ise davetlerin sadece konuyla doğrudan ilgili sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapıldığını ancak dolaylı ilgisi olup da gelmek isteyen kimseyi geri çevirmediklerini vurguladı.
TÜRKİYE İÇİN VAZGEÇİLEMEZ BİR MODEL
AKP Milletvekili Recai Berber, bu modelle sadece inşaat yapılmadığını, bu nedenle klasik yöntemle yapılan hastane bedelleriyle bunların karşılaştırılamayacağını savundu. Kamu özel ortaklığının Türkiye için vazgeçilmez bir model olduğunu belirten Berber, bu yöntemle özel sektör kaynaklarını da yatırımlara dahil ettiklerini söyledi.
"2.5 YILLIK KİRA MALİYETİNİ KARŞILAYACAK 46.5 YIL KİRA ALACAK"
CHP Milletvekili Aydın Ayaydın tasarı ile sağlığın bir emtia haline getirildiğini belirterek, milyarlarca dolarlık hastane yapımlarının Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarıldığına dikkat çekti. "Yüklenici firma tesisleri yapacak, devletten 49 yıla kadar uzanan sürelerde kira alacak. Yani 2.5 yılda yaptığı yatırımı geri alırken, 46.5 yıl boyunca devlet kendisine kira ödemeye devam edecek" diyen Ayaydın, Etlik, Bilkent ve Elazığ şehir hastanelerinin ihalelerinin Danıştay tarafından durdurulduğunu anımsattı.
Sağlık Bakanlığı Yasasını 'asli görevlerini' devrettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığını söyledi. "Bırakın kamunun yararını kamu zarar etme noktasına gelmiştir" diyen Ayaydın, klasik yöntemle çok ucuza yapılabilecek hastanelerin, bu sistemle kat be kat pahalıya çıkacağını söyledi.
"DOKTOR İŞÇİYE DÖNÜŞÜYOR"
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, alt komisyonda bulunmalarına karşın görüşlerinin sadece doktorlarla sınırlı tutulması konusunda uyarıldıklarını anlattı. Ancak TTB'nin sağlık konusunda kamusal sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Beyazıt, bu tasarının sadece finansman tasarısı olmadığını, 700 bin sağlık çalışanının özlük haklarını, çalışma koşullarını yakından ilgilendirdiğine dikkat çekti. Kamu-Özel sektör ortaklığının bir özelleştirme modeli olduğunu vurgulayan İlhan, İngiltere'de uygulanan bu modelin birçok sağlık çalışanının işten atılmasıyla sonuçlandığını söyledi.
"DOKTORLAR İŞTEN ATILDI"
Bu modelin yüklenici firmaya yapılacak yıllık kira ücretlerini döner sermayeden ödenmesini öngördüğünü, İngiltere'de kirasını ödeyemeyen hastanelerin çalışanları işten attığını anlattı.
"Tasarıda net olarak görüyoruz ki; Sağlık Bakanlığı kendi tesis ve hastanelerinde hatta toplum sağlığı merkezlerinde kiracıya, sağlık çalışanları ise işçiye dönüşüyor. Çekirdek sağlık hizmetleri, hekim, hemşire, sağlık teknisyenlerinin yaptığı işlerin de ihaleyi alan firma aracılığıyla yapılmasının önü açılıyor. 130 bin hekim adına talep ediyoruz ki, bu madde değişmeli" dedi.
"HASTANELERDE LASTİK SATMA DÖNEMİ"
BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt ise bu yasanın bir AVM yasası olduğunu, hastane alanlarında oto lastikçisine kadar izin verdiğini, hastanelerin AVM'ye dönüştürüldüğünü söyledi. Devletin hemşire, laborant, teknisyen çalıştırmayacağını bunları taşeron işçiye dönüştüreceğini belirten Kurt, "Yüklenici firmalara çalışanların emeği üzerinden kar sağlayacak bir sistemin neresi doğrudur" diye sordu.
CHP Milletvekili Müslim Sarı ise 30 milyar dolarlık sağlık yatırımının yanı sıra ulaştırma, enerji ve eğitim yatırımlarının da bu modelle yapılacağı düşünüldüğünde 100 milyar dolara ulaşmasının hesaplandığını söyledi. Hazine garantilerinin sadece yatırım için gerekli finansman tutarını değil, türev ürünlerini de kapsadığına dikkat çeken Sarı, "Olası bir riskte Hazine ne kadar garanti üstlenecek" diye sordu. Bunun gelecek nesillere çok büyük yükler getireceğini belirten Sarı, "Olası ödemelerin yapılamaması durumunda doktor ve sağlık çalışanlarının döner sermaye paylarının düşmesinden, vatandaştan alınan katkı paylarının artmasından endişeliyim" dedi.
700 BİN ÇALIŞAN İŞÇİ Mİ OLACAK?
Muhalefet milletvekilleri ve Türk Tabipleri Birliği Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel Sektör İşbirliği Modelince Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi, ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarının 1. maddesinin e fıkrasının 700 bin sağlık çalışanını kamu çalışanı statüsünden çıkarıp, işçi yapacağını iddia ettiler. Buna neden olan fıkra ise şöyle:
e) Hizmet Bedeli: Bedelin bir unsuru olup 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 36.maddesinde belirtilen yardımcı hizmetler sınıfı ile sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personeli tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerden yükleniciye gördürülecek hizmetlerin sunulması karşılığında iadere tarafından yükleniciye ödenen ve dönemsel piyasa testi ile güncellenen bedeli.
"SAĞLIK İÇİN ÖKÜZ YA DA BİLEZİK SATILMIYOR"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından sonra eleştirileri yanıtladı. Amaçlarının hastaneleri şehir dışına çıkarmak olmadığını, ilçe hastanelerinin yapımının devam ederken, şehir hastaneleri ile bölgedeki hastalara hizmet vermeyi hedeflediklerini anlattı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün geçen yılki raporunda başarılı sağlık sistemleri içinde Türkiye'yi de anlattığına vurgu yapan Akdağ,sağlık göstergelerinde son 10 yılda önceki on yıllarla kıyaslanamayacak şekilde iyileşmeler sağlandığını söyledi. Akdağ, "Türkiye'de bugün kimse öküzlerini ya da karısının kolundaki bilezikleri satarak sağlık hizmeti almıyor" dedi.
Yapılacak hastanelerle ilgili etki analizi yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Akdağ, komisyon üyelerine, "Biz sizden yatırım bütçesi istemiyoruz. Bu bir ihale kanunu, bir model. Bu kanunla 1 hastanede yapılabilir 100 hastane de yapılabilir" dedi.
Muhalefetin iddia ettiği gibi yüklenici firmaların maliyetlerini 3-5 yılda değil; 12 yılda geri alacaklarını bunun da makul, kabul edilebilir bir süre olduğunu ifade eden Akdağ, "Biz bu modelde sadece binayı yaptırmıyoruz. Aynı zamanda tüm donanımı ile bunların kiralama süresi boyunca tüm bakım hizmetleri de bu bedeller içinde. O nedenle klasik yöntemle yapılan bir hastanenin maliyetiyle bu karşılaştırılamaz" dedi.
Danıştay'ın hastane ihalelerini, Türk Tabipler Birliği'nin dava dilekçesinde yer almayan bir nedenden iptal ettiğini belirten Akdağ, konuyu Anayasa Mahkemesine götüren 13. Dairenin ise, daha önce uygun görüş bildirdiği bir konuyu mahkemeye götürerek kendisiyle çeliştiğini söyledi.