Gıda olarak zeytini, zeytinyağını, süt ve süt ürünlerini hep tükettim. Yeşillik yedim. Meyveleri de çok seviyorum. Elma, portakal, mandalina, muz sürekli yedim" diye konuştu.
İzmir'in Dikili ilçesine bağlı Bademli Köyünde yaşayan Zeynep Akyol, 105 yaşında sağl ıklı şekilde hayatını sürdürüyor.
1905 doğumlu olan ve İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali de dahil birçok tarihi olaya şahitlik eden Akyol, son 2 yıldan bu yana eskisi gibi ayağa kalkamadığını, ancak yazın yine de bahçeye giderek vakit geçirdiğini anlattı.
Anne tarafı Midilli'den gelen ve 3'ü erkek 1'i kız 4 çocuk, 20 de torun sahibi olan Akyol, Milli Mücadele döneminde genç kız olduğunu, Atatürk'ü Ayvalık'a geldiği zaman gördüğünü ve birçok tarihi olaya şahitlik ettiğini kaydetti.
Gençlik yıllarından bu yana tarlalarda çalıştığını ve çok hareket ettiğini ifade eden Akyol, "Sağlığımı beslenmeme dikkat etmeme ve çok harekete borçluyum. Gıda olarak ne gerekiyorsa onu yiyorum. Zeytini, zeytinyağını, süt ve süt ürünlerini hep tükettim. Yeşillik yedim. Meyveleri de çok seviyorum. Elma, portakal, mandalina, muz sürekli yedim" diye konuştu.
Akyol'un 76 yaşındaki oğlu İbrahim Akyol ise annesinin çok çalıştığını, yerinde hiç durmadığını, zeytin, tütün ekmeye gidip, hayvancılıkla uğra ştığını ifade ederek, "Annem hiç boş durmaz. Sürekli birşeylerle uğraşırdı. Birkaç ay öncesine kadar sağlığı daha iyiydi. Yazın bahçeye çıkar, oturur, gezer çi çeklerle uğraşır" dedi.
Kendisinin de yaşına rağmen hareketli olduğunu ve koşturarak iş yaptığını dile getiren Akyol, "76 yaşındayım ama hala koşturuyorum. Tarlada koşarak iş yapıyorum. Çuvalı arkama atar gezerim" dedi.
Annesine bakan 63 yaşındaki Seval Güneş de annesinin beslenmesine çok dikkat ettiğini belirtti. Annesinin Atatürk dönemini ve Milli Mücadele dönemini kendilerine hep anlattığını, çektiği sıkıntılardan bahsettiğini ifade eden Güneş, şöyle konuştu:
"Annem yaşayan tarih gibi. Bizlere hep tarihi olayları yaşadıklarını anlatır. Yunanlılar'ın İzmir'i işgaliyle birlikte buralara geldiği zamanları anlatır. Çektikleri sıkıntılardan bahseder. Annem köyün en sevilen kişilerinden biri. Misafirimiz hiç eksik olmaz. Komşularımız sürekli annemi görmeye gelirler.
Annem hep beslenmesine çok dikkat eder. Süt ve yoğurdu çok sever. Bir gün et yese 3-4 gün et yemez. Bol bol yeşillik yer. Hasta olmamak için bunlara çok dikkat eder. Son zamanlara kadar ayağa kalkar birşeyler yapardı ama şu anda biraz daha eskisine göre kötü. Yine de oturduğu yerden namazını kılmaya çal ışıyor."
