1. Tarih Tekerrürden İbarettir
Türkiye Cumhuriyeti yönetimleri, daha önce bu uygulamayı iki defa denemişler ve ekonomik yükünün kaldırılamaz olduğunu, ayrıca diğer sakıncalarını da görerek ve yaşayarak kısa sürede bu uygulamadan vazgeçmişlerdir.
Aklın yolu birdir. Şu anda da aynı koşullar geçerlidir. Uygulama, sakıncalı ve sürdürülemez niteliktedir. Değişmek zorundadır.
2. Ekonomik Olarak Sürdürülemez Niteliktedir
Kamu sağlık giderlerinin, 10 yılda 5-6 milyar TL’lerden 70 milyar TL gibi Türkiye bütçesinin 4-5’te biri boyuta yükselmesinin baş nedeni, gereksiz yere Tam Gün Yasası’nı pompalama ve ayakta tutma çabasından dolayıdır. Bu durum iyi irdelenmelidir.
3. Hekim Maliyetlerini Yükseltmiştir
Daha önceki sistemde, saat 16:00’ya kadar devlete çalışan (8 saat, gerçekte tam gün sayılır), saat 16:00’dan sonra da kendi adına muayenehanesinde çalışan bir hekimin aldığı ücret 1.600-1.700 TL idi. Ek ücretlerle en fazla 2.000-2.500 TL arasındaydı. Brüt olarak devlete maliyeti de 3.000-3.500 TL oluyordu. Ve hekimlerin de % 82’si böyle çalışıyordu.
Tam Gün Yasası’ndan sonra, ortalama hekim maliyeti tahminen ortalama 7.000-8.000 TL net, brüt olarak da devlete maliyeti 10.000-12.000 TL civarındadır.
100.000 civarında hekimin bu koşullarda çalıştığını düşünün. Maliyet farkını hesaplayın.
Ayrıca, muayenehane sürdüren hekim, ek olarak muayenehane kirası, stopaj, çalışan ücreti, SGK, vergi, tabela vergisi gibi, ayda en az 10.000 TL’lik bir ekonomik aktivite oluşturmakta ve devlete ayrı bir katkı yapmaktaydı. Tam Gün Yasası ile, devlet bunlardan da yoksun kaldı.
Yani bir hekimin devlete maliyeti muayenehane sürdürürken 3.000-3.500 brüt miktardan, 10.000-12.000 TL brüt miktara yükseldi. Arada 7.000-8.000 TL’lik bir fazladan yük oluştu. Ayrıca, ekonomik hayat ve devlet hekim başına yaklaşık 10.000 TL’lik ek katkıdan da oldu denilebilir.
Devlet, tüm bu yükleri kendisi üstlendi. Şimdi de kaldıramıyor.
Bu durum zaten baştan açıktı. Görülemedi, ya da hükümet birileri tarafından yanlış yönlendirildi.
4. Tam Gün Yasası’nın Kardeşi Performans Sistemi,
Yolsuzluğu Yasal Hale Getirdi
Tam Gün Yasası, giden Sağlık Bakanı’nın her seferde söylediği ve hekimleri rencide eden “Bıçak parası” gibi abartılı söylemlerle getirildi. Ancak, belki gerçekte % 5 bile payı olmayan böyle bir sistem yerine, neredeyse % 100 uygulanan ve devlet eliyle yasal hale getirilen “Performans Sistemi” gibi bir yolsuzluk sistemi getirildi. Yolsuzluğa yasal kılıf giydirildi. Bu sistem, Tam Gün Yasası’nı desteklemek için kullanıldı.
Küçük yolsuzluğu göndermek için, yerine daha yaygın uygulanan büyük, yaygın ve yasal bir yolsuzluk sistemi konuldu.
5. Sağlık Bakanlığı, 520.000 Kişilik Abartılı Bir Orduya Dönüştürüldü
10 yılda Sağlık Bakanlığı mevcudu, sanıyorum 180.000-200.000’lerden, 520.000 gibi gereksiz ve abartılı bir sayıya yükseltildi. Bunun da nedeni Tam gün Yasası’dır. Çünkü her pozisyona adam gerek! Bu gidişle yakında TSK’nın mevcudunu geçecektir.
6. Tam Gün Yasası, Uzlaşmayı Yok Etti
Part-Time çalışma, akılcı bir paylaşma ve uzlaşmadan ibarettir.
Devlet diyor ki, “Ben sana 8 saatlik çalışma karşılığı 2.000-2.500 TL ücret verebilirim. Saat 16:00’ya kadar bana çalış. 16:00’dan sonra da nerede çalışırsan çalış”.
Bu formül, 90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin akılcı formülüydü. Başarılı da oldu. Hekimler, saat 16:00’dan sonra da gönüllü olarak 4-6 saat fazladan çalıştılar ve sağlık hizmeti ürettiler.
Hekim emeği, gönüllü olarak ve akılcı şekilde devlet ile hekimler arasında uzlaşıldı ve paylaşıldı.
Tam Gün Yasası ile, deniyor ki: “Saat 16:00 değil de, 17:00’ye kadar kal. Ama 17:00’den sonra çalışmak yasak. Git balık tut! Ama hekimlik yapamazsın”.
Ne kadar akılcı bir formül değil mi?
7. Doktor Açığına Çare De Part-Time Çalışmadır
Sürekli olarak, hekim sayısının yetersizliğinden yakınıyordu eski Sağlık Bakanı.
Halbuki, hekim açığını azaltmanın en iyi çaresi de, uzlaşmaya dayalı gönüllü fazladan çalışma sağlayan eski sistemdi. Bu şekilde, hekim açığına % 24 gönüllü fazladan katkı sağlanıyordu. Yani ülke, yaklaşık 30.000 hekim fazlasıyla, toplamda 124.000 + 30.000 = 154.000 hekimle hizmet sunuyor gibi olmaktaydı.
Şimdi, her pozisyona bir hekim gerekiyor. Bunun sınırı yoktur.
8. Memurlar Arası Dengesizlik Meselesi
Diğer meslek mensupları, hekimlere ve Sağlık personeline yüksek ücret verildiğini düşünüyor. Onlar da benzer ücretleri istiyorlar. Bu durum huzursuzluk doğuruyor. Huzursuzluk daha da yayılabilir.
9. Hekimlere Karşı Saldırıların Da Nedeni Olabilir
Muhtemelen, hekimlere karşı saldırıların artışının baş nedenlerinden birisi, Tam Gün Yasası ile hekimlere verildiği söylenen 12.000-18.000 TL gibi, halka fazla görünen ücretlerdir. Bu durum, halkta tepki oluşturuyor ve saldırıları artırıyor olabilir.
10. Tam Gün Yasası: Kompleks ve İnat Yasası
Tam Gün Yasası’nın, tam bir kompleks ve inat yasası olduğunu herkes bilmektedir. Serbest çalışan doktorlara duyulan kıskançlık ve anlaşılmaz kompleksler, bu yasanın özünü oluşturmaktadır. İnatla bu politika sürdürülmüştür. Bunu kimin (kimlerin) sürdürdüğünü herkes bilmektedir.
Tuhaf ve acı olan, sağlık politikasının böylesine kinci ve kompleksli birisine teslim edilmesiydi.
11. Tam Gün Yasası, Çalışma Özgürlüğüne Aykırıdır
Bir hekim diyor ki, “Ben saat 16:00’dan veya 17:00’den sonra da çalışmak ve hizmet üretmek istiyorum”
Yasa diyor ki “Hayır. Çalışman yasak”.
Çalışmayı yasaklayan böyle acayip yasa olsa olsa “Tam Gün Yasası !” olabilir.
12. Hekimler Yine De Mutsuzdur
Tam Gün Yasası ile, hekimlere hatırı sayılır miktarda ücretler ödenmesine rağmen, hekimler yine de mutsuzdur. Eski Sağlık Bakanı’nın helallik istemine, % 89’u “Helal etmiyorum” şeklinde yanıt vermiştir. Çünkü, hekimlerin gelecek hayalleri yok edilmiştir. Hem para veriyorsun, hem de sevilmiyorsun.
İlginç bir durum. Demek ki, başka şeyler gerekiyor.
SONUÇ
Tam Gün Yasası her yönüyle hastalıklı bir yasadır. Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalmaktadır.
Akılcı işletmecilik kurallarına aykırıdır.
Ekonomik boyutu, Türkiye’nin kaldıramayacağı yükler getirmektedir.
Yolsuzluğu performans sistemi ile yasal hale getirmiştir.
Çalışma özgürlüğüne aykırıdır.
Hekim açığını büyütmektedir.
Sağlıklı bir ruh haliyle çıkarılmamıştır. Birilerinin komplekslerine ve inadına kurban edilmiştir.
Bu nedenle değişmesi gereklidir.
Esnek, akılcı, uzlaşmaya ve paylaşıma dayanan, çalışma özgürlüğünü ve insan haklarını gözeten yeni kurallarla yer değiştirmek durumundadır.
Dr. P. Göktaş
e-mail: tiplab@tiplab.org