Sağlıkta yeni dönem, biraz nostalji, buruk ayrılış, bir fotoğraf karesi

Dr.Recai Yahyaoğlu

Sağlıkta yeni bir döneme hızla yol alıyoruz… Bu yeni dönemin en önemli bölümü kuşkusuz şehir hastaneleri projesi olacak… Buraların inşa edilmesinden sonra Türkiye’de sağlık sistemi bambaşka bir ivme kazanacak ve dünya standartlarının oldukça önüne geçecek…

Bu durumun sadece iç siyasette değil aynı zamanda dış politikada, sağlık turizminde, yetişen hekim kalitesinde, hastalara verilen sağlık hizmetinin nitelik ve niceliğinde ciddi değişimler yapacağından, ülkemizin gelişen vizyonuna sayılamayacak kadar çok faydaları olacağından kuşkumuz yok…

Yeni Sağlık Bakanımız gelecek dönemde Bakanlığını devam ettirirse o da tıpkı Recep Akdağ gibi önemli başarılara imza atan bir bakan olarak tarihimizdeki yerini alacak. Onun da başarılı olacağı açık… Şimdiden Sağlık Bakanımız doğru tercihleri ile dikkat çekiyor… Ali İhsan Dokucu’yu Türkiye Kamu Hastaneleri Başkanlığı’na ataması gibi…

Ali İhsan Dokucu İstanbul’a ilk geldiğinde İl Sağlık Müdürlüğünde Müdür Yardımcılığı yapıyordum. Mehmet Bakar’ın odasında her ikisini de ilk tanıştıran kişiyim... Ali İhsan Hoca ile Eyüp’te aynı semtte yetişmiş ve ilk gençlik yıllarımızda oldukça yakın arkadaşlığımız olmuştu… Burada çok enteresan şeylerden bahsedebilirim fakat onun izni olmadan böyle bir şeye müracaat etmem doğru olmaz…

Mesela basından okuyorsunuz… Ustanın Hikayesini… Başbakanımızın gerçekten enteresan bir yaşam öyküsü var… Ben de Hocanın Hikayesini yazarsam aynı şekilde ilgi çekici pek çok anektodları paylaşabilirim. İnsanlar bulundukları yere kolay gelmiyorlar. Her insanın kendine has orijinal bir hikayesi var... Ve her hikaye sadece hikaye olarak kalmıyor bizi geliştirerek büyütme gücünü içinde barındırıyor…

Hoca Şişli Etfal Hastanesinde Çocuk Cerrahisi Klinik Şefi ve Hastane Başhekimi olarak güzel hizmetlerde bulundu. Şimdilerde Türkiye siyasetinin vitrinine getirilmeye çalışılan Mustafa Sarıgül ile uyumlu işler yaptığını biliyorum. Müdürlüğe geçmesi biraz sıkıntılı oldu. Mehmet bey’le aralarında birkaç söz düellosu yaşandı. Bunlar daha sonra telafi edilebilirdi fakat maalesef bir gelişme sağlanamadı…

Birlikte çalıştığım ve ilk gençlik yıllarında aynı semtte yetiştiğim için çok iyi tanıdığım bu iki insan aynı düşüncenin insanları olmalarının yanında kişilik olarak çok faklı çalışma metotlarına sahipler… Psikoloji Yüksek Lisans programında Sosyal Psikoloji derslerini alırken Liderlik konusunda öğrendiklerim onların hangi tarza sahip olduklarını, farklılık ve benzerliklerini çözümlememi sağladı…

Bu farklılık ve benzerlikleri akademik bir disiplin içinde her ikisini de incitmeden yapabilecek çok nadir insanlardan birisi olduğuma inanıyorum… Fakat bunu tabi ki yapmayacağım… Her ikisinin diyaloglarının aradan geçen bu süre zarfında düzelmesi gerekirdi. Fakat olmadı. Şimdi yazacaklarımı kimse bilmez ama ben burada kısaca açıklayayım…

Mehmet beyin müdürlükten ayrılma sürecinde ‘Efsane Müdürün Buruk Ayrılışı’ adlı makalem www.haber7.com gibi birkaç farklı web sitesinde yayınlandı. Bu makalemi okuduğunu öğrendiğim Ali İhsan hoca o zamanlar bana ‘Recai iyi yazmışsız az bile yazmışsın’ diyerek Mehmet ağabey hakkında ne kadar da iyi niyetli olduğunu çok net olarak belirtti…

Sonrasında Mehmet ağabeyle birkaç kez telefon görüşmemiz oldu. Fakat başka mevzular vardı ve ben bunu kendisine söyleme fırsatını maalesef bulamadım. Konuşmamız sırasında sadece her ikisini de ilk tanıştıran olduğumu hatırlayamamasının yanında hala diyaloglarının mesafeli olduğunu öğrenebildim. İçimde kalmasın Ali İhsan beyin onun hakkındaki olumlu kanaatini yeri gelmişken şimdi bu makale vesileyle belirtmeyi uygun buldum…

Ne yazık ki sonrasında yaşanan bir olay halef selef ilişkisinin soğuk olarak devam etmesine neden oldu. Bunları biraz da şunun için yazdım. Geçenlerde Sağlık Bakanı’nın her iki tarafında yeni ve eski müdürleri birlikte gördüğümde çok mutlu oldum. Verdiği bir demeçte Bakanımız ortada yeni müdür olarak atanan Selami Albayrak ve Ali İhsan Dokucu her iki yanında aynı fotoğraf karesindeydiler… Bu kare beni geçmişe alıp götürdü…

Neyse fazla uzatmayayım… Aslında yazacak çok şey var… Fakat bazıları yazılmıyor işte… Hatalarımızdan, işgal ettiğimiz makamlarımızdan, insanlardan, kötülük ve iyiliklerden çok şey öğreniyoruz. Yine de en güzeli ve bilgece olanı susup bir köşede sakin huzurlu yaşam sürmek… Makamları işgal edip sorumluluk sahibi olmak evet insana çok şey öğretiyor ama aynı zamanda fazla yıpratıcı… Herkesi anladım da makam heveslisi olanları bir türlü anlayamadım... Ateşten gömleğe ihtiyaç duymak normal akıl sağlığıyla bağdaşmıyor...

Dr. Recai Yahyaoğlu
http://twitter.com/dryahyaoglu