Sağlıkta Tasarruf Gerekli midir?
Sağlıkta tasarruf olur mu? Sağlığın bedeli olur mu? gibi hamasi nutukların geçerli olmadığını artık dünya deneylerinden görmek mümkün.
Kişi başı milli geliri 45.000 ABD Doları olan ABD’de bile hala nüfusun % 45’inin sağlıkta sosyal güvencesiz olduğu söyleniyorsa,
Avrupa ülkeleri birer birer sağlık giderlerini kısma yarışına girmişse,
Yunanistan’da bir yıl önce devlet hastanelerinde bile 165 Euro (400 TL) olan doğum ücreti bugün 750 Euro (1800 TL)’ya çıkarılmışsa,
Kişi başı 10.000 ABD Doları gelirinizle siz de sağlık harcamalarınızı gözden geçirmek zorundasınızdır.
Tüm paranızı sağlığa harcayamazsınız. Bunun yemesi, giymesi, ulaşımı, ısınması vb. birçok ihtiyaçlarınız var.
Sağlık Giderlerimiz Hangi Boyuttadır?
Sayın Sağlık Bakanımız gururla açıklıyor. Kişi başı sağlık harcamamız 550 ABD Doları diye.
Bu hesapla, eğer nüfusumuz 73 milyon ise, sağlık giderleri toplamda 40 milyar ABD Doları, bu da 75 milyar TL ediyor demektir.
2012 bütçemizde gelirimiz 330 milyar TL kadar hesaplanıyor.
75 milyar sağlık giderinin en az % 85’inin kamu harcaması olduğu söyleniyor. Bu da 63 milyar TL eder.
Yani 330 milyar TL bütçenin (gelirin), 63 milyar TL’si kamu eliyle sağlığa harcanıyor demektir (% 19). Hiç de az bir miktar değil.
Başka rakamlarda, sağlık giderlerinin toplamda 45-50 milyar olduğu söyleniyor. Ama hiçbiri 45 milyarın altında değil.
Bunun büyük kısmı Sağlık Bakanlığı tarafından harcanıyor. Sağlık Bakanlığı, genel bütçeden 17.5 milyar TL kadar alıyor. 14 milyar TL de global bütçe adıyla SGK’dan alıyor. Toplamda 31.5 milyar TL kadar. Muhtemelen, başka gelirleri de var. Ama sonuçta, her durumda tüm kamu sağlık harcamalarının en az % 50 ile % 70’i Sağlık Bakanlığı eliyle yapılıyor.
Kamu Sağlık Harcamalarının Adresi Belli: Sağlık Bakanlığı
O halde, eğer kamuda tasarrufu gerekli görüyorsanız, başka bir yere gitmenize gerek yok. Sağlık Bakanlığı harcamalarını gözden geçirmeniz ve burada tasarruf sağlamanız, sorununuzu büyük ölçüde çözecektir.
Türkiye’nin Ekonomik Göstergeleri
Açıkçası bize ürkütücü geliyor.
İhracatta rekor kırıyoruz: 134.5 milyar ABD Doları.
Ama ithalatta da rekor kırıyoruz: 234 milyar ABD Doları.
İhracatın ithalatı karşılama oranı % 56. Neredeyse bir satıp, iki alıyoruz.
Toplam borçlanmamız artıyor. Üretimimizden fazlasını tüketiyoruz. Enflasyonumuz yükseliyor.
Faizler artacak deniyor. Paramız değerini korumakta zorlanıyor.
Eğer ürettiğinizden fazla tüketiyorsanız, bu sonuçların hepsi normaldir. Kaçınılmaz olarak çıkmaza girer ve borçlanırsınız.
Kendinizi toparlamak, tasarrufa yönelmek zorundasınız.
Sağlıkta Kamu Harcamaları Uçuşa Geçmiş Durumda
Böyle bir ortamda, Sağlık Bakanlığı bütçesini artırdıkça artırıyor. Hem genel bütçeden alıyor (17.5 milyar TL), hem de SGK’dan 14 milyar TL alıyor. Toplamda bir devlet bütçesi gibi (31 milyar TL üzeri) bir bütçeye ulaşıyor.
Bir anlamda paraya boğuluyor.
Para bol olunca, harcaması da kolay oluyor tabii.
Bu defa fantazi projeler gündeme geliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın genelde bol harcamaya yönelik projelerini gördükçe, hayretler içinde kalıyoruz.
Çünkü Türkiye’nin ekonomik durumu, sorunları, gereksinimleri, imkanları ile Sağlık Bakanlığı projeleri ve harcamaları çelişki oluşturuyor.
Her biri 3-5 milyar dolara 10-15 şehirde mega sağlık kentleri kurulacakmış.
Peki, mevcut hastaneleri iyileştirmek daha az giderli değil mi? İnsanları şehir dışına taşımak ne ölçüde akılcı? Ulaşım giderini, çevre kirlenmesini, zaman kayıplarını hesapladınız mı? Sağlığı mahallinde çözmek daha akılcı değil mi? Bu kadar para nereden bulunacak? Borçlanmayla değil mi? Yükü taşıyacak olan zavallı SGK’ya yazık değil mi?
Açıkçası, bize hiç de gerçekçi ve akılcı gelmiyor. Gönlümüz de razı olmuyor. Konu da zaten kamuoyunda hiç tartışılmadı. Tepeden inme geldi. Rant kokuyor gibi görünüyor.
Sağlık Bakanlığı’nda bazı yöneticilerin Audi A4’ü beğenmedikleri, A8 istedikleri yazıldı. Bol gelen bütçenin bunları yaptırması şaşırtıcı görünmüyor.
Uçak ambulanslar, çeşit çeşit ambulanslar vb. alınıyor.
Muhtemelen, ölçüler kaçırılmış gibi görünüyor.
Evde bakım hizmetlerini Sağlık Bakanlığı üstlenmeye kalkıyor. 50.000-100.000-200.000, hedef sürekli artıyor. Bunların hepsi para, ekip, harcama. Peki bu paralar nereden gelecek? Zavallı borçlu SGK’dan, borçlu delik bütçeden. Gerçekten popülizmin bu kadarına helal olsun doğrusu. Ama tüm bunlar ölçüsüz ve hayalcilik kokuyor. Kaynağı sürdürülemez görünüyor.
Onlarca hastane binasının yıkılıp yapılacağı söyleniyor. Halbuki bunların bir kısmı, yakında yapılmış veya onarılmıştı. Muhtemelen, para bolluğu bunları yaptırıyor.
Acaba tüm bakanlıklar mı böyle rahat harcama yapıyor? Sanmıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın harcama rahatlığı herhalde onlarda yok. Bütçelerinden belli.
Onbinlerce doktorun muayenehanesi kapatılarak hastanelere döndürüldüler. Ama bunların beslenmesi, tatmin edilmeleri gerek. Şu anda çoğunluğu huzursuz ve mutsuz, kaynama halindeler. Bunları nasıl böyle tutacaksınız? Nasıl besleyip, tatmin edeceksiniz? Mesleki tatminlerini nasıl sağlayacaksınız? Çalışma enerjilerini nasıl karşılayacaksınız? Asıl bundan sonra işiniz zor.
Eski sistemin işi kolaydı. Mütevazi bir ücret veriyordu. Hastaneden sonra da, “gidin, çalışın, muayenehanenizde kazanın” diyordu. Gerisine karışmıyordu.
Sizin işiniz gerçekten zor. Büyük yük aldınız. Büyük sıkıntı ve sorun da aldınız.
Bütün bu yükler de, tartışmasız yuvarlanıp Maliye’nin ve SGK’nın üzerine yüklenecek. Asıl sıkıntıyı onlar çekecekler.
SONUÇ
Sağlıkta, kamuda tasarrufun er veya geç masa üzerine yatırılacağı apaçık görünüyor.
Özellikle de, Sağlık Bakanlığı bütçesi ve harcamaları incelemeye ve baskıya uğrayacaktır.
Ekonomideki sıkıntılar ve daralmalar, dönüp Sağlık Bakanlığı harcamalarını kısıtlamaya yönelecektir.
Sağlık Bakanlığı’na genel bütçeden aktarılan ödenekler azalabilir.
SGK’dan aktarılan pay da, muhtemelen azalma baskısına uğrayacaktır.
Tüm gelişmeler ve hesaplamalar, bu sonucu doğuracak gibi görünmektedir.
Muhtemelen, her alanda tasarruf zorunluluğu bulunan Türkiye’nin, bir alanda savurganlık lüksü de bulunmamaktadır ve bu tasarruf gereği sağlık harcamalarını da kapsamına alacaktır.
Sağlıkta devasa boyutlara ulaşan kamu harcamaları, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere adım adım azaltılacak, sağlığın finansmanı çeşitli biçimlerde ve artan oranlarda vatandaşla paylaşılacaktır.
Aslında, krize daha fazla batmamak için, doğru olan yol da budur.
06.01.2012
Dr. Paşa Göktaş