Sağlıkta Dönüşüm, Aile Hekimliği ve Güneydoğu'ya Hizmet

Dr.Recai Yahyaoğlu

‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ farklı ve yeni uygulamalarla birlikte her geçen gün değişip yenilenerek ve olumlu şekilde ilerlemesini sürdürerek hepimizin yaşamına katkıda bulunmaya devam ediyor. Hepimizden kastımız sadece hekimler değil ülke insanları, sağlık sektörünün her alanında hizmet veren ve alan insanlar…

Kimi insanlara ekonomik katkısı, kimilerine iş yükü fazlalığı, kimilerine statüko farklılığı ve hatta Anadolu’da köyünde yaşamakta olan vatandaşımıza bile kolaylık ve konfor bakımından katkı sunuyor… Emeği geçen her insan bu sürecin işlerliğine katkısı oranında ve yapabildiği hizmetle orantılı olarak gelecek kuşaklar için örnek teşkil edeceğini unutmamalıdır. Zira bu süreç on beş yirmi yıl sonra insanlar ve sağlık çalışanları tarafından; bir geçiş süreci olarak birçok sancıların yaşandığı kimi zaman sinirlerin bozularak yıprandığı unutulmayan bir dönem olarak hep hatırlanacaktır. 
 
Bu süreçte Aile Hekimliği Sistemi ülkemizin her tarafında yaygınlaşmaya devam etmektedir. Bu durum ülkemiz adına son derece sevindirici gurur verici bir gelişmedir.Artık ülkemiz insanları dünya insanları gibi daha kaliteli ve memnun olacağı sağlık sistemindeki yeniliklerle her geçen gün daha yoğun bir şekilde tanışmaktadırlar. Son aylarda Anadolu, Ege ve Karadeniz’in birçok ilinde Aile Hekimliği uygulanmaya başlanmıştır. Uygulamanın yapıldığı yerlerde yaşayanların uygulamadan memnun oldukları görülmekte ve bu memnuniyetin devlete olan bakışı son derece olumlu yönde etkilediği ortaya çıkmaktadır. Çünkü bizim toplumumuz devleti bir baba gibi algılanmakta ve onu diğer modern dünya ülkelerinde ve Avrupa’da olduğu gibi kurumsal hiyerarşik bir yapı olmaktan ziyade farklı bir bakış açısıyla görmeye çalışmaktadır.

 

Bu bağlamda düşünüldüğünde özellikle Güneydoğu Anadolu’da bu uygulamanın hayati bir önem taşıdığı ortadadır. Hizmet yapılacaksa öncelikle ihmal edilmiş bölge insanlarının gerçek manada hizmet almaya ihtiyaçları olduğunu düşünerek ve bunun gelecek yerel seçimlerle bağlantılı olmadığını iyi bir şekilde izah ederek bu bölgelere yoğunlaşmanın daha manidar olacağı açıktır. Zira burada yaşayan vatandaşlarımız yıllarca daha önceki hükümetler zamanında ihmal edilmişler adeta ikinci sınıf vatandaş gibi değerlendirilmeye maruz bırakılmışlar, hak ettikleri hizmeti her alanda maalesef eksik almışlardır. Üzülerek ifade etmek gerekir ki bu sorunda biz hekimlerin payı fevkalade yüksek oranda etkili olmuştur. Hekimler bu bölgelerde yaşanan kapsamlı ve derin sıkıntılar nedeniyle hizmet etmek istememişler ve bu bölgeleri adeta bir sürgün yeri gibi algılamışlardır.

 
Bu yüzden Bakanlığımızın Aile Hekimliği Sistemini ülkemizin değişik bölgelerine yaymaya çaba gösterirken, birinci derecede öncelikli illeri bu bölge insanlarının yoğun olarak yaşamakta olduğu illere vermesi daha doğru olacaktır.Zira insan memnuniyeti açısından değerlendirildiğinde, tutarlı ve dikkatli düşünüldüğünde, en öncelikli hizmetin sanki Aile Hekimliği Sistemi olduğu sonucu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Çünkü insanların kendilerine ait bir hekimleri olduğunu düşünmeleri ve bu hekimin sadece kendilerine hizmet karşılığında devletten maaş almakta olduğunu bilmeleri ciddi bir vatandaş-müşteri memnuniyetini ortaya çıkarmaktadır. Bu sistemin sihri ve psikolojik arka boyutunun gücü; insanların bu sistemle kendilerinin özel olduğunu düşünmeye başlamalarından gelmektedir.
 
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Aile Hekimliği çalışmalarının yoğunlaşması her ne kadar yakın gelecekte yerel belediye seçimlerinin hemen öncesinde populist uygulamalar şeklinde algılanacak olması sakıncasını ortaya çıkarsa da bu uygulamanın alt yapısının şimdilerde daha yoğun olarak yapılmaya başlanması ve bu durumun doğal ülke sürecinden bağımsız olmadığının iyi bir şekilde izah edilmesi bölge halkının algılama hatasını ters yüz edecektir. Bölge insanının samimi bir şekilde kendisine hizmet edenleri doğru kıstaslarla değerlendirdiği son seçim sonuçlarından belli olmuştur.Yapay ve gösteriye dayanan geçici ilgilere bu insanlar pirim vermeyecek kadar akıllıdırlar. Bölge halkı aradan geçen bunca yıldan sonra dertlerine derman olacağına inandıkları insanları belirleme ve onları sevme tutarlılığına fazlasıyla sahiplerdir. Böylelikle ezildiğini ve bir çok hakkından mahrum bırakıldığını düşünen bu insanlar ideolojik söylemin ve ırklar üzerinden yapılan siyasetin boyunduruğundan kurtulma başarısı göstereceklerdir.
 
Aile Hekimliği Bilgi Portalı içinde hekimlerin forum köşelerinde yazdıkları incelendiğinde başlangıçta bir takım sıkıntılar yaşadıkları görülse de hekimler içinde aynı memnuniyeti taşıyan düşüncelerin paylaşıldığını ifade etmek mümkündür.Hekimlerde kendilerine bağlı olan bir nüfusa hizmet vermeyi doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olarak kabul etmektedirler. Olayın psikolojik arka boyutuna bakıldığında; insan duygulanım durumunun hassasiyetlerini gözeten bu sistemin en gelişmiş sistem olduğu görülecektir. Zira hekimlerin sadece belirli ve kısıtlı bir nüfusa hitap ediyor olmaları, onlarla samimi diyaloglar geliştirmelerini bir bakıma zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk korku yada daha başka olumsuz düşüncelerden kaynaklanmamaktadır. Karşılıklı saygıyla birlikte sevgiye dayalı ve asıl olarak temelinde müşteri memnuniyetinin olduğu bir duygu ve davranış durumundan köken almaktadır.Bu durum; duygu ağırlığı bulunan davranış şekliyle birlikte evrensel bir gerçek olarak empatinin gücünü ortaya çıkarmakta ve diğer insanın yaratılış doğasına yumuşak bir dokunuş etkisi yapmaktadır.
 
Bu denli faydalı ve memnuniyet derecesi yüksek bir uygulama olan Aile Hekimliği uygulamasına Bakanlığımızın daha fazla yoğunlaşması gerekmektedir. Görülen o ki Bakanlık hakikaten Aile Hekimliği Sisteminin halkımız tarafından memnuniyetle karşılandığının farkına varmış, bu gerçeği anketlerle belirlemiş ve uygulamayı ülkemizin her kentine yayma çalışmalarını başlatmıştır. Bu uygulama en kısa zamanda büyük illere de yayılmalıdır.İstanbul’da bu çalışmanın başlatılması çok değerli bir gelişmedir. Zaten İzmir gibi bazı büyük illerimizde uygulama halen sürmektedir.Uygulayan ve uygulamadan faydalananların karşılıklı memnun olduğu sistemler; ‘kazan-kazan ilkesi’ gereğince işlerliği olan ve karşılıklı faydalanmanın uyum içinde yaşandığı uygulamalar olmaları sebebiyle Sağlık Bakanlığı bunları desteklemekte ve akıllıca davranarak yaygınlaştırmayı temel prensiplerinden kabul etmektedir.
 
Özel şirketler ve uluslar arası profesyonel kuruluşlar için geçerli olan bu mantık süreci; artık dünyanın zihinsel ve performansa dayalı başarıya odaklandığı günümüzde devletin mantığı haline gelmiş olması her türlü övgüye değerdir. Devlet elitlerin ve seçkinci aristokratların devleti değil geniş halk kesimlerinin devleti olduğunu en çarpıcı şekilde bu uygulamayı yaygınlaştırmaya çalışmasıyla ortaya koymaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın ‘müşteri memnuniyeti’ kavramından hareketle ‘Hasta Memnuniyeti’ kavramını düşünerek bu doğrultuda adımlar atmaya devam etmesi çok güzel bir gelişmedir. Bu mantık farklılığı ve kat edilen mesafe anlamında elde edilen başarılar son derece anlamlıdır. Eskiden devletin yönetilme sürecinde veya insanlara hizmetin götürülme koşullarında vatandaşın bu kadar çok korunduğu ve memnuniyetinin sorgulandığı örnekler maalesef yoktu. Tüm gelişmeler Ak Parti iktidarının Sağlık Sisteminde yapmaya çalıştığı ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ kapsamında bu uygulamalara ne kadar çok önem verdiğini ve değişimin sürdürülebilirliği konusunda çok ciddi seviyelerdeki hassasiyetini ortaya koymaktadır.
 
Sağlıkta Dönüşüm Projesinin en önemli ana başlıklarından birisi olan Aile Hekimliğinin yaygınlaşması ülkemizde hekim açığının ne boyutlarda olduğunu ilerleyen zamanlarda çok daha açık bir şekilde ortaya çıkaracaktır. Hala şu anda bile başta Tabip Odaları olmak üzere sadece muhalefete ve yapılan her ne iş olursa olsun eleştirme kolaycılığına kapılanlar için ülkemizdeki hekim sayısı yeterli sayıda bulunmaktaymış. Bu çarpık düşünce; maalesef kesinlikle her türlü akıl ve insaftan yoksun bir düşüncedir. Daha önce yapılan açıklamalarda ortaya konulan araştırma verileriyle nüfus sayısına göre hekim sayısı bakımından AB ülkeleri içinde son sırada olduğumuz gerçeğini bir türlü kabul etmemeleri, yaşadıkları ideolojik saplantının bir açmazı olarak orta yerde durmaktadır. Kendileri de çalıştıkları kurumlarında hekim sayısı yetersizliğini göremiyorlarsa onlara bir şey demenin çok anlamlı olmayacağı açıktır. Akıl sahipleri için bu süreçte izlenecek yol; her şeye karşı çıkmak değil, bazı yanlışları usturuplu bir şekilde ifade etmek, maksadı aşan söylemlere saplanıp hata yapmadan güzel olanları sahiplenmek olmalıdır.
 
Aile Hekimliği Sisteminin İstanbul’da başarıyla işlerliğe kavuşacağını şimdiden söylemek mümkündür. Zira daha önceki pek çok uygulamada olduğu gibi Müdürlüğün bu konuda da başarılı olacağını ifade etmek bir kehanet değildir. Bu konuda çalışmalara başlandığının müjdesi tüm hekimler arasında şimdiden heyecanla konuşulmaya başlanmıştır. İlk önceleri personel ve hekim yetersizliği nedeniyle tüm kentte yaygın bir şekilde uygulama başlatılamayabilir. Fakat özellikle büyük şehirlerin varoş diye adlandırılan kenar semtlerinde bu uygulamanın başlatılmasında büyük yarar olduğu ortadadır. Aile Hekimliği Sistemi bu gibi kenar semtlerde sağlık sorunlarını çözmek adına yapılabilecek en köklü çözüm gibi gözükmektedir.
 
İstanbul’da pilot bölge olarak bazı yerlerde Aile Hekimliği uygulaması başladığında çevreden merkeze müracaat eden hasta sayısındaki azalmanın ve diğer faktörlerin yanında halkımızda oluşturacağı psikolojik memnuniyet her şeyin üzerinde olacaktır. Sonuçta büyük kentin varoş semtinde yaşayan bir ailenin bir hekimi olacaktır…Aile Hekimi….Adı üstünde aileden biri gibi…. Halkın ve hekimin karşılıklı birbirlerini savunarak koruyacakları çok güzel bir sistem…Elbette mükemmel değil…Fakat mevcut şartlar içinde olabilecek en güzel sistem…
 
Bilinmelidir ki bu uygulama kenar semtlerde yaşayan insanların ruh dünyalarında yaşayacakları büyük bir depremin artçı sarsıntısı gibi bir etkiye sahiptir…Halkın içinde yaşayan insanlar olarak bizlere bu sistemden ne zaman yararlanmaya başlayacaklarını soran o kadar çok insan var ki…Bu güçlü etkiyi ve arzulanan beklentiyi elbette her hekim hissedemeyebilir…Fakat böylesi muhitlere uzun yıllarını vermiş halkla iç içe olmuş hekimler her şeyi daha iyi bilir ve hissederler…
 
Bu gelişmenin vereceği heyecan; bu insanlar ve bu bölgelerde çalışan hekimler için gerçekten çok büyüktür…Ortaya çıkaracağı sonuçta hayırlı olur inşallah. Son söz olarak şöyle diyelim: Sebep olanların hepsi sağ olsunlar, var olsunlar…Onları tarih hep hatırlayacaktır…İnanıyorum ki bu millette hiç unutmayacak…

Dr.Recai Yahyaoğlu
www.tamtip.com