Değerli hükümetimizin çok iyi niyetlerle girişimde bulunduğu Sağlık Reformu, artık ne yazık ki sağlık deformasyonu haline gelmiştir.
Yapılan bir çok hukuki düzenleme ile sayın vatandaşlarımıza Özel Sağlık kurum ve kuruluşlarına, yani Özel Poliklinikler, Özel Dal ve Tıp Merkezlerinin yanı sıra, çok daha büyük kapasiteli Özel Hastanelere rahatlıkla gidebilme yolunu açan reform, öncelikle vatandaşlarımız, sonrasında özel sağlık sektörü açısından çok olumlu ve takdirle karşılanmıştır.
Ancak şu ana bakılacak olursa, mevcut durum Özel Sağlık sektörü açısından –belki bir kısım hariç olmak üzere – hiç de iç açıcı değil, aksine İÇ ACITICIDIR!
Hayatları boyunca çalışarak edindikleri birikimleri ile yapmış oldukları yatırımlar sayesinde bir -Poliklinik veya Hastane- açabilmiş olan şirket ortakları olan hekimlerimizin kurumlarında hizmet veren hekimlerimiz ve yanı sıra istihdam edilen sağlık çalışanlarının maaşları, SGK primleri, ödenen vergiler , diğer giderler (elk. su v.s) merkezlerin mülk sahiplerinin kiraları, merkezlerin civarındaki sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız , eczaneler ve ilaç firmaları, kim şu an önünü görebiliyor? Kim bu durumdan hoşnut?
Peki bu durum bizlere nasıl yansıyor?
1-) Öncelikle milyonlarca liralık yatırım yapmış müteşebbislerimiz artık önünü göremez hale gelmiştir, yaptığı yatırımlar atıl hale gelmek üzeredir, hele ki doğu bölgemiz kan ağlamaktadır, o bölgede yaşayan vatandaşımızın, değil 15 TL katılım payı vermesi, 15 kuruş dahi verecek hali yoktur! Milyonlarca TL yatırım yapan hastaneler şu an atıl hale gelmek üzeredir, bunu yanı sıra ülkesine hizmet vermek isteyen müteşebbis pişman olmuş, bir daha asla bu bölgeye herhangi bir yatırım yapmama kararı almak üzeredir, bu ülkemize fayda değil zarar getirecektir. Bu konuya çok dikkat edilmesi gerekmektedir.
2-) Özel Sağlık kurum ve kuruluşlarının yöneticileri telafisi mümkün olmayan maddi zarara girmiştir, finansal kiralama ile borçlanmışlar, yıllara yayılan borç ödeme planı ile mevcut durumun devam edeceğine güvenerek yatırım yapmış kredi ödeme planı oluşturmuşlardır, ancak her gün yeni bir mevzuat değişikliği ile ne yapacaklarını bilemez hale gelmişler, bunun sonunun ne olacağını “kara kara” düşünmektedirler. Banka ve finans kurumları sektöre artık kredi vermez hale gelmiş, sıkıntı daha da büyümüştür. Ülke ekonomisini canlandırmayı isteyen kesim, belki istemeyerek bu durumu engellemektedir.
3-) Sağlık Sektöründe Hizmet veren hekimlerimiz açısından ise; hekimlerimiz artık aylık düzenli maaşlarını alamamaktadırlar, her gün hizmet verdikleri vatandaşlarımıza karşı geçmiş zamanlarda olduğu gibi güler yüzlü ve ilgili davranamamaktadırlar! Neden? Çünkü onlarda geçim sıkıntısı yaşamaktadırlar, işlerine severek ve isteyerek gelmemekte, gelen hastalara doğal olarak istedikleri ve sevdikleri meslekleri doğrultusunda ilgi gösterememektedirler.
4-) Sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız; İlk zamanlardaki alışmış oldukları ilgi ve memnuniyetten uzaklaştıklarının farkındalar, önceden katılım payı adı altında bir ücret ödemiyorlardı, istedikleri gün, saat, branşta, istedikleri hastaneye veya doktora gidebiliyorlardı! Ancak şu an önlerine çeşitli yaptırımlar konuldu, bu durumda onlarda bu durumdan rahatsızlar. Baştan bu şekilde alıştırılıp, sonradan alışkanlıkları kısıtlamak yerine, en baştan uygulamaya sağlıklı başlamak gerekirken, “önce gevşet sonra sık” politikası her kesimde sıkıntı yaratmıştır.
5-) En son olarak Özel Polikliniklerin (devredilen Emekli Sandığı) ve Maliye Bakanlığı ile sözleşmelerinin fesih edilmesi, yüzlerce polikliniğin kapanmasına ve binlerce sağlık çalışanının işsiz kalmasına sebep olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
Hepimizin en yakınında 24 saat hizmet veren mahalle bakkalımızdan daha yakın hissettiğimiz Polikliniklerimizin kapanmaması için “Aile Hekimliği Hizmet Birimlerine” dahil edilmesi, hem Polikliniklerin yaşaması için, hem vatandaşlarımız için, hem de hekimlerimiz için faydalı olacaktır.
Bir aile hekimine 3.500 hasta düşeceğine, bu rakam 1500’lere belki daha alt rakamlara düşecek, hasta ve hekim daha memnun olacaktır.
Hastaya ilgi artacak, hekime yoğunluk azalacaktır, bunun kime ne zararı olabilir?
Sonuç olarak; Ülkemizi yöneten değerli büyüklerimiz çok iyi niyetlerle bir şeyler yapmaya çalıştılar, ancak “Sağlık Reformu Sağlıklı Gitmedi.”
Bu sağlıksız durumu değiştirmek yine sizlerin elinde sayın büyüklerimiz! Umarız her şey en kısa zamanda, hem sizin, hem vatandaşlarımızın, hem de tüm sağlık hizmeti veren değerli çalışanların istediği gibi olur, saygılarımla.
Av.Bülent Özer