Hatta En Çok Demokrasi Sağlığa Gerek
Sayın Başbakanımız, sık sık “İleri Demokrasi” den söz etmektedir. Gerçekten, çeşitli alanlarda liberal bazı uygulamalar görüyoruz ve ülkemizde daha fazla demokrasi yönünde gelişmeler olabileceği yönünde umutlanıyoruz.
Ancak, maalesef Sağlık Bakanlığı uygulamaları negatif yönde bu genel doğrultudan ayrışmaktadır.
Son beş yıllık uygulamalarda, Sağlık Bakanlığı faaliyetlerinde aşırı otokratik bir yönetim tarzı göze çarpmaktadır. Öneriler dinlenilmiyor. Eleştiriler yokmuş gibi davranılıyor. Diyalog kurulmuyor ve diyalog girişimleri reddediliyor. Tamamıyla tek yönlü bir politika yürütülüyor. Sağlığın hizmet sunanla, hizmet alan arasında bir faaliyet olduğu unutuluyor. Hizmet alana alabildiğine hoş görünmeye çalışılıyor. Ancak hizmet sunanların hiçbir önerileri dikkate alınmıyor ve yok sayılıyorlar
BAZI ÖRNEKLER
1. Efendim bu paket fiyat oldukça sakıncalı. 20 TL’ ye bir hastanın hem muayenesi, hem laboratuvar tetkikleri, röntgenleri, hem de ilk tedavisi yapılamaz. Muayene ile laboratuvar paketini birbirinden ayırmak gerek.
-Hayır olmaz. Böyle uygulanacak.
Sonuç: Hastalar tetkik edilmiyor. Bir reçete verilerek yollanıyor. Ayrıca, çeşitli adlarla değişik ücretler alınıyor.
2. Rektör: Efendim üniversite hastanesi kasaba hastanesi değildir. Farklı ve ileri işlem yapar. Aynı fiyatlandırma sistemine tabi tutulamaz. Eğer bunu uygularsak batarız.
-Hayır yasak. Siz de aynı sisteme tabisiniz.
Sonuç: Üniversite hastaneleri boğazına kadar borçta. En iyi hastane Hacettepe iflasta.
3. Özel Hastane –Tıp Merkezi yöneticisi: Efendim bizim maliyetimiz kamu hastanelerine göre %120 - %160 daha fazla. Biz personel ücretini kendimiz veriyoruz. Kira ödüyoruz. Vergi veriyoruz. %20 - % 30 farkla ayakta kalmamız mümkün değil. Fark serbest olmalı. İsteyen gelsin, istemeyen gelmesin.
- Hayır fark almanız yasak. En fazla % 30
Sonuç : Çoğu tıp merkezi kapandı veya sahip değiştirdi. Çoğu özel hastane sahip değiştirdi ya da çırpınıyor. Hastanelerin önemli kısmı yabancılara satıldı. Çoğu ayakta kalmak için yasa dışı, açıktan fark almaya devam ediyor.
4. Doktor: Efendim ben mesaiden sonra muayenehanemde ek çalışma yapmak istiyorum.
- Hayır. Hekim olarak fazladan çalışmak yasak. Ancak balıkçılık, çiçekçilik vb. yapabilirsin.
SONUÇ: Hekimler şaşkın ve çıkmazda.
5. Efendim ben eşimle 20 yıldanberi aynı muayenehanede çalışıyorum. Büyükçe, 200 metrekarelik bir muayenehanemiz var. Engel çıkarılıyor.
- Hayır çalışamazsın. Yasak. Aynı kapıdan iki doktor birlikte giremez. Her doktor için ayrı bir kapı girişi olmalı. Yani bir dairede bir doktordan fazlası çalışamaz.
- Neden ?
- Neden yok. Yasak.
- Ama 5 aile hekimi birlikte çalışıyorlar.
- Sana yasak.
SONUÇ: Hekimler şaşkın, öfkeli ve isyanda.
6. Efendim ben 15 yıldanberi bu muayenehanede çalışıyorum. Biliyorsunuz şimdi 110 cm’ lik kapılar istenilmeye başlandı. Halbuki binalarda standart olarak 80-90 cm’lik kapılar var. Ne yapacağım? Ayrıca biz muayenehaneyiz. Hastane acil servisi değiliz. Ne yapacağım şimdi ?
- Anlamam. Ya bu binayı yeniden yapacaksın ya da kapatacaksın. Yasak. Devam edemezsin.
SONUÇ: Hekimler adaletsizliğe maruz kaldıkları duygusundalar. Şaşkın, öfkeli ve isyandalar.
7. Efendim devlet hastanelerinde uygulanan bu performans sistemi büyük adaletsizliklere neden oluyor. Bölümler arasında büyük uçurum oluştu. Hekimler birbirine düşmeye başladı. Herkes kağıt üzerinde performans üretmeye başladı. Hastalar unutuldu, performanstan başka bir şey düşünülmüyor. Hastanın aleyhine bir sisteme dönüştü.
- Ne diyorsun ? Diğer ülkeler bizi örnek almaya başladı. Devam edecek. Mükemmel sistem.
SONUÇ: Performans tiyatrosu ve kargaşası sürüyor.
Daha bunlara benzer pek çok örnek var
YENİ SAĞLIK BAKANINDAN BEKLENEN
1. Öncelikle diyalog. Konuşulabilmeli. Konuşmaya açık olmalı.
2. Dinlemek yönetici için en önemli erdemdir. Dinlemeye yatkın olmalı.
3. Önerileri dikkate almalı.
4. Eleştirileri bir hasım gibi algılamamalı. Kendisi için hatayı engelleyen en önemli hazine olarak ele almalı.
5. Aklın ve mantığın sınırları içinde iş yapmalı.
6. Adaletli olmalı. “Ben karşı tarafın yerinde olsaydım ne düşünürdüm” diye empati yapabilmeli.
Görüyorsunuz, hekimler tarafından çok şey istenilmiyor. Sadece ve sadece diyalog ve demokrasi isteniliyor.
Acaba bu o kadar zor mu ?
16.06.2011
Doç. Dr. Paşa Göktaş
e-mail: tiplab@tiplab.org