Özel Sağlık Sektöründe Kıyamete Beş Kala Bu Ne Rahatlık ?

Sizden Gelenler

Mutfaktan gelen haberler hiç iç açıcı değil. Sağlıkta 2009 yılı için öngörülen kaynak daha yılın ikinci yarısının başlarında neredeyse tükendi. Bu kadar açığın en büyük sebebi olarak ilaç giderleri, bunun en büyük müsebbibi olarak da ayaktan tanı-tedavi merkezleri göze kestirilmiş durumda.

Bütün politikalar bu maliyeti çok yüksek olan ayaktan hasta kitlesini doktor havuzunu seferber ederek büyük ölçüde kamunun sırtlaması, özelin ise bu kitleden ziyade kamunun yetişemediği yatan hasta ve ekstrem ameliyat (organ nakli, vs) kitlesini sırtlanıp ödeme alması üzerine kurulmakta. Tabii ki şu hastalar özele bunlar kamuya diye net bir sınır konulmuyor, ancak gerek SGK ödemeleri, gerek fark alma düzeyi ve katkı payları gibi argümanlar kullanılarak bunun kendiliğinden böyle oluşmasını sağlayacak çok belirgin bir yönlendirme mekanizması kuruluyor.

Fark ücreti aralığının %70’e kadar olacağı kesin de, %30’dan başlayacağı diye bir şey yok. Eğer puanınız ve yıldızınız elvermiyorsa yeriniz 0 fark ücreti basamağı bile olabilecek. Reel hesaplardan sonra neredeyse eksi fark ücretine düşen merkezler bile olacak. Şaka değil!

Peki neye göre oluşacak bu puan ve yıldızlar? Pek çok kriter var. Ama bunu büyük ölçüde yatan hasta, opere olan hasta, ekstrem türde opere olan hasta/poliklinik hastası ciro oranınız belirliyor. Son 1 yılda veya eğer yeni açılmış iseniz son 3 ayda bu cirosal oran ne kadar yatan hasta, operasyon ve hele öyle her yerde yapılamayan karaciğer veya kalp nakli gibi ileri operasyonlar lehineyse merkezinizin de o kadar lehine, ne kadar poliklinik veya her yerde yaygın olarak yapılan işlem lehineyse merkezinizin de o kadar aleyhine olacak. Yatan hasta ve yaptıklarınızla aynı cins operasyonlar bakımından Türkiye ölçeğinde pastadan ne kadar büyük bir dilim alıyorsanız, %70’e yaklaşan bir fark ücreti ve global bütçeden daha büyük bir pay alabilme şansınız da o kadar artıyor. Yönetmelik şu anda yazılmış durumda.

Bunların poliklinik ağırlıklı veya basit işlemler yapan merkezler açısından anlamı çok açık ve söylemeye dilim varmıyor. 1-2 ay içinde yayımlanacak olan bu yönetmeliğin çalışması sürecinde demiyorum, daha yayımlandığı gün çok ama çok sayıda işletmenin ben artık bittim deyip topu atacağı o kadar açık ki.

Fark ücreti ve global bütçeden alacağı pay açısından eli nispeten daha serbest olan merkezler bile finansal dengeleri sürdürebilmek adına doktor ödemelerini düşürmek zorunda kalacak. Pek çok doktorun bu süreçte ya işini ya da eski gelir düzeyini kaybedeceği kesin.

İşte tam da bu noktada, daha önce istifa etmiş doktorların kamuya dönmesini (belki ayrıldığı yere) teşvik eden ve yüksek performans ücreti vaat eden düzenlemeler devreye sokulacak. Hala ayakta kalabilmiş merkezlerin pek çoğuna son öldürücü darbeyi de bunun vuracağı ortada. Ancak mutfaktan gelen haberler, ekonomi kurmaylarınca kamudaki doktor performans ücretlerinin de uzun müddet sürdürülebilir bulunmadığı ve gürültü bitip taşlar yerine oturduktan, doktorlara gidilebilir fazla bir özel merkez kontenjanı bırakılmadıktan ve birkaç aylık veya 1 yıllık bir balayı dönemi geride kaldıktan sonra, çeşitli finansal mazeretlerle bu konunun da güzelce bir ele alınacağı yönünde.

Son sözüm, ister kamuda ister özelde olsun tüm meslektaşlara. Yıldızı yüksek bir merkezde çalışıyor olsanız bile en kısa zamanda tüm borçlarınızı kapatın ve yeni borçlanmalara girmeyin. Bir yandan da SGK’sız hekimlik üzerine fikir jimnastikleri yapmaya başlayın. Gayet büyük bir fırtınaya tutulmak üzereyiz.


Dr. C.Turan, İstanbul