Maliye Bakanımız bir açıklamasında; obeziteyi tetikleyen ve sağlık harcamalarını arttıran ürünlere yönelik özel tüketim vergisi gündeme gelebileceğinden bahsetmiş. Bu durum obeziteyi önlemede ne kadar etken olabilir orası meçhul ancak eğer amaç gerçekten obeziteyle mücadele ise insanları bilinçlendirmeye gitmek daha doğru bir yöntem olacaktır. Bunun içinde en doğru kaynak tabii ki “Diyetisyenler”dir.
YÖK bir çok Beslenme-Diyetetik bölümü açıyor. Gazeteler “Hukuk ve Tıp'a rakip Eczacılığı geride bırakan meslek diyetisyenlik.” diye manşet atıyor. Diyetisyenliğe aşırı talep var ve dolayısıyla puanlar tavan gerçekten. Elliye yakın Beslenme-Diyetetik bölümü açıldı ancak bu bölümlerde doğru eğitimi sağlayabilecek diyetisyenlerden oluşan bir akademik kadro yok.
Öncelikle YÖK bu işe bir çare bulmalı. Sonrasında ise Sağlık Bakanlığı diyeti sade diyetisyenin yazabileceği ve aile hekimi, doktor vs. değil sadece diyetisyenlerin başrolünü üstlendiği obeziteyle mücadeleye ağırlık vermelidir. Hastanelerde, aile sağlık merkezlerinde her türlü sağlık kuruluşlarında diyetisyeni ön plana atıp diyeti sadece diyetisyenin yazabileceğini belirtmelidir. Tabii ki bu evrede beslenme ve diyet polikliniği için de döner sermayede bir düzenlemeye gidilmeli ve diyetisyenin poliklinik sahibi olduğu hatırlanmalıdır. Yapılan YÖK düzenlemeleriyle üniversitelerden kaliteli eğitim almış diyetisyenler var olacak ve sağlık bakanlığının döner sermaye ve diyetisyenin çalışma alanı hususundaki düzenlemeleriyle de işini şevkle yapan meslektaşlarımdan en iyi verim sağlanarak halka obeziteyle mücadelenin doğru yolları öğretilmiş olacaktır. Böylelikle hazır besinlere olan ilgi isterse sudan ucuz olsun azalacak ve maliye bakanımızın bu besinlerdeki ÖTV'yi arttırmak için hazırlık yapmasına gerek kalmayacaktır .
Amacımız sağlıklı ve sağlıksız besinlerin idrakinda olan bilinçli bir toplum haline gelebilmek olmalıdır.
Sağlıkla kalın..
Dyt. Seda GÜLER