Ülkemizde, laboratuvar testlerinin hangilerinin ne tür sağlık kuruluşlarında yapılacağı konusunda herhangi bir standart bulunmamaktadır.
Her kuruluş, rasyonel olup olmadığına bakılmaksızın, yer yer maliyet etkin olmayan sistemleri de yürütmeye çalışıyor. Laboratuvar uzmanı bulunmayan bazı kamu kuruluşları bile, oldukça geniş laboratuvar test panellerini yapmaya çalışıyorlar.
Bu konuda, aslında özel sektör kuruluşlarının fazlaca bir sorunu bulunmuyor. Onlar, genelde maliyet-yarar analizini daha dinamik şekilde yapıyorlar ve eğer maliyet etkin olmayan bir sistem kurmuş bile olsalar, hızla hatalarını düzeltiyor ve rasyonel bir işleyişe dönüyorlar.
Bu konuda, asıl problem kamu kuruluşlarının işleyişindedir. Bazı devlet ve üniversite hastaneleri, maliyet-yarar analizi yapmadan her türlü sisteme sahip olmak ve her türlü laboratuvar testini yapmaya çalışıyorlar. Daha doğrusu, bir paylaşım ve yardımlaşma kültürüne sahip değiller. Kendilerini son nokta ve dünyanın merkezi gibi görüyorlar. Böyle olunca da, kurulan sistemler maliyet etkin olmuyor ve düşük kapasiteler yüzünden, çoğunlukla da zarar ediliyor. Hem sistemleri kuran firmalar zarar ediyor, hem de kuruluş ve sonuçta da ülke atıl kapasite ve verimsizlik yüzünden ekonomik kayba uğruyor.
Hastaneler Rutin Testleri Yapmalıdır
Her hastane, her testi yapamaz. Bir iş bölümü ve mantıklı paylaşım olmalıdır. Tüm dünyada durum böyledir. Hastaneler, genelde rutin sayılan ve sık istenilen, kurulumları basit olan ve acil özellik taşıyan testleri yapmalıdırlar. Az istenilen, yapılabilmesi için özel ve zahmetli altyapılar ya da ilave yatırımlar gerektiren testleri her hastane yapmamalıdır.
Bu tür testler, ana işi laboratuvar hizmeti üretmek olan tıp laboratuvarlarına bırakılmalıdır.
Özel ve Kamu Ayrımı Olmamalıdır
Bu noktada da, özel ve kamu ayrımı yapılmamalıdır. Tek ölçüt, hizmeti sunacak olan kuruluşun altyapı yeterliliği, hizmet sunumunda düzenlilik ve kalite kriterlerine uygunluğu olmalıdır. Bu kriterleri karşılayan kuruluşlar arasında özel veya kamu ayrımı yapılmamalıdır. Hizmet sunucu kuruluşlardan da, özel veya kamu olduğuna bakılmaksızın, ilgili kalite kriterleri istenilmelidir.
Özelde ve Kamuda Maliyetler Aynı Değildir
Özel sektör kuruluşlarının verimliliği daha fazladır. Çünkü, eğer verimliliği yüksek bir sistem kurmazlarsa ayakta kalamazlar. Dolayısıyla, maliyet etkin bir sistem kurmak zorundadırlar.
Bir işlemin kamuya (dolayısıyla ülkeye) maliyeti özel sağlık kuruluşlarında 100 TL ise, kamu kuruluşlarında bunun 2-2.5 katı civarındadır. Çünkü bu kuruluşlar özel kuruluşlara SGK tarafından ödenen hizmet bedelini aynen, hatta çoğu zaman % 10 daha fazlasıyla SGK’ dan almakta, ayrıca da bunun %115 - %120 fazlası oranda genel bütçeden subvanse edilmektedirler.
Bu nedenle, bir işlemin (hizmetin) özel kuruluşlardan satın alınmasının kamuya olan maliyeti, devlet hastanelerine göre 2-2.5 kat daha ucuzdur.
Laboratuvar hizmet alımlarında da durum böyledir.
Bu durum da göz önüne alınmak durumundadır.
SONUÇ
1. Hangi kuruluşların hangi laboratuvar testlerini yapabileceği belirlenmelidir. Uzmanı bulunmayan kamu kuruluşları ve özel kuruluşların geniş panellerde test yapmalarına izin verilmemelidir.
2. Devlet hastaneleri maliyet etkin olmayan laboratuvar testlerini yapmamalı, genelde rutin ve acil testleri yapmalıdır.
3. Maliyet etkin olmayan, az istenilen, farklı altyapılar ve teknikler gerektiren testler, bu konuda uzmanlaşmış, kalite ve akreditasyon sistemlerine sahip merkezi laboratuvarlarda yapılmalıdır.
4. Bugüne kadar süregelen önyargılara son verilmeli, hizmet alımlarında özel ve kamu kuruluşları arasında ayrım yapılmamalıdır.
5. Özel kuruluşlarda üretilen hizmetin kamuya maliyetinin daha ekonomik olduğu bilinmeli ve bu durum göz önüne alınarak düzenlemeler yapılmalıdır.
TıpLab Tıp Laboratuvarları Derneği
e-mail: tiplab@tiplab.org