Kovid-19’un 2. dalgası nasıl hafifletilebilir?
Yakın Sürede 2. Dalga İhtimali Var mıdır?
Hayır. Yakın sürede 2. bir Kovid-19 infeksiyonu dalgası ihtimali görmüyoruz. Daha doğrusu, önemli sayılacak bir vaka sayısı yükselişi görmüyoruz.
Solunum yolu virüsleri, ısıya ve güneş ışığına duyarlı virüslerdir. Bu konuda, Kovid-19’un da bir ayrıcalığı yoktur. Tüm önlemleri kaldırsak bile, yaz döneminde Kovid-19 infeksiyonunda 2. dalga olarak nitelendirilebilecek bir yükselme olabileceği kanısında değiliz. Ancak, geçici ve sınırlı artışlar olabilir.
2. Dalga Ne Zaman Olabilir?
Büyük olasılıkla sonbahar-kış aylarına doğru olabilir.
Artan soğuklarla birlikte, kapalı ortamda yaşamın yoğunlaşmasıyla, soğuk havaları seven solunum yolu virüslerinde artışlar olmaktadır. Kovid-19’un da bu aylarda tekrardan ülkemizi ziyaret etmesi ve yükselişe geçmesi büyük olasılıktır.
Hangi Durumda 2. Dalga Olmayabilir?
Birincisi, hastalığı geçirerek bağışık hale gelinmesidir. Toplumun en az %50-60’ı geçirmelidir ki, hastalık tekrardan gelse bile, bu senedeki gibi toplumu yüksek oranda etkilemesin.
Şu anda, toplumumuzdaki geçiren ve bağışık hale gelmiş insan oranı, bu oranın oldukça gerisindedir.
İkinci yol, etkin bir aşı bulunması ve toplumun aşılanmasıdır.
Şu anda, henüz dünyada kısa sürede uygulamaya girebilecek bir aşı görünmemektedir. Çıksa bile, muhtemelen koruyuculuğu çok da yüksek olmayacaktır.
Üçüncü yol, virüsün kendi kendisini sınırlamasıdır. Bu yol da kolay görünmüyor. Çünkü virüs, Kuzey Yarımkürede sınırlansa bile, Brezilya gibi Güney Yarımküre ülkelerinde tırmanışa geçmiştir. Muhtemelen, önümüzdeki sonbahar-kış aylarında tekrardan Kuzey Yarımküre ülkelerini ziyaret edecektir.
Dördüncü yol, virüsün mutasyona uğrayarak, zararsız bir virüs haline gelmesidir. Bu durum da, tamamiyle şansa kalmış bir olasılıktır.
En Gerçekçi Yol, Bağışıklık Oranının Artırılmasıdır
Şu anda görünen en gerçekçi yol, hastalığı topluma kontrollü biçimde geçirterek, bağışıklık oranının artırılmasıdır.
Bunun için, uygun koşulların oluştuğunu düşünmekteyiz.
Sıcak yaz günlerine giriyoruz. Virüsün bulaştırıcılığı azalacaktır. Bulaşan virüs yoğunluğu da az olacaktır.
Sağlık sisteminin, şu anda böyle bir salgını karşılayabilme kapasitesi vardır. Kışın bu fırsat olmayabilir. Şu anda virüs, düşüş sürecindedir.
Kozlar, şu anda bizim elimizdedir. Kışın, virüsün eline geçebilir. O halde savaşı, kozlar bizim elimizde iken kabul etmek akıllıca olacaktır.
Yaşlıları ve risk grubu durumundaki insanları koruyalım. Genç ve orta yaşın, hastalığı geçirmesini sağlayalım.
Doktorların ve Bilim Kurulunun Önerileri, Yaşamın Gerçekleriyle Çelişmeye Başlamıştır
Doktorlar, insanları yaşatmak ve daha az insanın ölmesini sağlamak üzere eğitim alırlar. Bakış açıları ve yaklaşımları da bu yönde olmak durumundadır. Zaten, başka türlü düşünmeleri de, eşyanın tabiatına aykırıdır.
Doktorlara sorarsanız, bir yıl boyunca sokağa çıkma yasağı konulmasını isteyenler olacaktır. Nitekim, bazı doktorlar bunu açıkça da dile getirmiş durumdadırlar.
Ancak, yaşamın gerçekleri bu önerilerle bağdaşmamaktadır.
Doktorların ve Bilim Kurulunun önerileri aynen uygulanmış olsa, Türkiye muhtemelen kısa sürede ekonomik olarak batışa sürüklenmiş olurdu.
Hükümet, Olaya Her Cepheden Yaklaşmak Durumundadır
Hükümet, ülkeyi yönetirken yalnızca doktorların ve Bilim Kurulunun önerilerine göre hareket edemez.
Aynı farklı yaklaşımı ABD’de de görmekteyiz. Trump’ın yaklaşımı ile, doktorların ve Kovid-19 Görev Gücü üyelerinin yaklaşımı arasında farklar bulunmaktadır.
Hükümet, bir taraftan ülkede daha az insanın can kaybı olması için mücadele ederken, bir taraftan da insanlara iş ve aş sağlamak durumundadır.
Bunun için de işyerlerini açık tutmak, kapananları bir an önce açmak, üretimi artırmak, Türkiye’nin en önemli gelir kaynağı olan turizmi açmak, THY’yi uçurmak durumundadır.
Bu faaliyetlerin tümünün hızlandırılması, Bilim Kurulunun önerileriyle çelişmektedir.
Ancak, Türkiye’nin dayanma gücü de sınırlıdır. Ekonomi ve yaşam bir an önce normale dönmediği takdirde, Türkiye’yi Kovid-19’dan da beter sorunlar beklemektedir.
Bu nedenle hükümet, olaya tek cepheden bakamaz. Çok yönlü gözlükler kullanmak durumundadır. Yalnızca at gözlüğü ile hareket edemez.
TÜRKİYE, BİR KEZ DAHA EKONOMİYİ DURDURMA VE EVE KAPANMA SÜRECİNİ KALDIRAMAZ
Şu andaki Kovid-19 nedeniyle yaşanan, eve kapanma ve ekonomiyi yavaşlatma sürecinin, Türkiye ekonomisine etkileri oldukça ağır olacak gibi görünmektedir.
Bu sürecin bedelini birkaç yıl ödeyeceğiz.
Türkiye, böyle bir süreci bir kez daha yaşayamaz. Kaldıramaz. Yaşamamalıdır da.
Toplumu, bir kez daha eve kapanmaya kolay kolay ikna edemezsiniz.
SORUYORUZ: “GELECEK YIL İÇİN PLANINIZ NEDİR?”
Bilim Kurulundaki uzmanlara soruyoruz. “Gelecek kış için beklentiniz ve plan öneriniz nedir?”
Hala “Eve kapanalım”, “Sokağa çıkmayalım”, “İşe gitmeyelim”, “Uçağa binmeyelim”, “Otelleri açmayalım” demeye devam ediyorsunuz.
Bunların hepsini yapar ve süreyi de daha uzatırsak, ekonomik olarak tam çöktüğümüzün resmidir.
Haydi ekonomiyi es geçtik diyelim.
Bu bağışıklık oranıyla gelecek sonbahar-kışa girersek, büyük olasılıkla Kovid-19 tekrardan gelecek ve yine kırılmaya başlayacağız.
Yine mi “Eve kapan”, “Sokağa çıkma”, “İşe gitme” diyeceksiniz.
Ya da bizim bilmediğimiz, sizlerin bildiği bir güvenceniz mi var?
Aşı mı buluyorsunuz?
Virüsün Türkiye’ye torpil yapıp, gelmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
Virüsün mutasyona uğrayıp, kendi kendine nokta koyacağına mı güveniyorsunuz?
Toplumu, önümüzdeki kış muhtemel bir Kovid-19 salgınından nasıl koruyacaksınız?
Plan ve öneriniz nedir arkadaşlar?
Alternatifli senaryolarınız var mı?
Gelecek yıla yönelik projeksiyonlarınız var mı?
Eğer var ise, biz de bilmek ve ona göre plan yapmak istiyoruz.
Eğer yok ise, işimiz Allah’a kaldı demektir.
Çünkü güçlü bir plan, başarmanın yarısı demektir. Planınız yoksa da, akıntılarda sürüklenir durursunuz.
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Paşa Göktaş
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Mail: tiplab@tiplab.org
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır.