KAMUNUN MERKEZ LABORATUVARLARI OLUŞTURMA GİRİŞİMİ HİÇ DE AKILCI GÖRÜNMEMEKTEDİR
A. KAMUDA MERKEZ LABORATUVARLARI OLUŞTURMA GİRİŞİMLERİNİN NEDENLERİ
Gözlemlediğimiz kadarıyla, kamuda merkez laboratuvarları oluşturma girişimleri başlıca aşağıdaki nedenlerden kaynaklanmaktadır.
1. İyi Niyetle Etkin İşler Yapma Amacıyla
Bazı yöneticiler, iyi niyetle etkin ve farklı, kamu yönünden yararlı işler yapma amacıyla merkez laboratuvarları oluşturma girişimleri içinde bulunmaktadırlar.
2. Kamunun Gücünü Kanıtlamak Amacıyla
Bazı yöneticiler, göreve geldiklerinde kamunun gücünü kendi güçleri sanmakta, asıl gücün oturdukları mevki ve koltukta olduğunu unutmakta, kendi güçleri ile kamunun gücünü birbirine karıştırmaktadırlar. Bu nedenle de, göreve geldiklerinde hesaplı-hesapsız herşeyi yapabileceklerini sanmaktadırlar.
3. Özel Sektörle Yarışmak Amacıyla
Bazı yöneticiler, “Biz kamuyuz. En büyüğüz.” “Özel sektör yapıyor, biz niye yapmayalım” yaklaşımı içindeler. Bu nedenle, özel sektörden rol çalma ve onu taklit etme çabasındadırlar.
Bazıları da, özel sektöre ders verme ve özel sektörden daha iyisini yapma gibi yaklaşımlara sahiptirler. Bu nedenle, oturdukları koltuğun ve kamunun gücünü yanlış kullanmaktadırlar.
4. İşletmeciliği Çok İyi Bilmemeleri Nedeniyle
Yaşamlarında 5 kişiyi bağımsız olarak yönetmemiş ve işletmecilikten habersiz bazı yöneticiler göreve gelince, verimli işletmecilik kurallarından fersah fersah uzak girişimler oluşturmaya ve tüm yükleri de kamuya yüklemeye çalışmaktadırlar.
Oluşan zararlar da, “Görev zararı” olarak kamunun üzerine yıkılmaktadır.
B. ÖZEL SEKTÖR YAPAR, KAMU YAPAMAZ. ÇÜNKÜ:
1. Özel Laboratuvarlarda Mesai Kavramı Yoktur
Özel bir laboratuvarda çalışma sabah saat 08:00’de başlar, akşam 20:00’ye kadar, bazen 22:00 veya 23:00’e kadar devam eder. En az 12-14 saat çalışma geçerlidir.
Kamudaki uzmanlar gibi “ 9:30’da gel, 15:00’ten sonra ayrıl” yarım mesai uygulaması yoktur, olamaz.
2. Özel Laboratuvarlarda Tatil Kavramı Yoktur
Tatil kavramı yoktur. Özel laboratuvarlar Cumartesi de en az 11- 12 saat çalışır. Çalışmak zorundadırlar.
Bayram, seyran kavramı yoktur. Özel laboratuvarlar bayramlarda ve resmi tatil günlerinde de çalışırlar. Çünkü ayakta kalmak için, çalışmak zorundadırlar. Kamu sektörü gibi, “3 gün tatil, 2 gün de üzerine ben ekleyeyim, 7 gün tatil yaparım” kavramı yoktur.
Bu nedenle özel laboratuvarlar yapar, kamu laboratuvarları yapamazlar.
3. Özel Laboratuvarlarda İkide Bir İzin Kullanılmaz
Özel laboratuvarlar verimli çalışmak zorundadır. Elemanları ikide bir izin kullanamaz. Kamuda olduğu gibi ikide bir izin kullanamaz, 3 günlük izinler 5 güne, 4 günlük izinler 5 güne sarkıtılamaz.
Eğer yaparsa, batarlar.
Bu nedenle de özel laboratuvarlar yapar, kamu laboratuvarları yapamazlar.
4. Özel Laboratuvarlar En Uygun ve Ekonomik Olanı Bulmak Zorundadırlar
Özel laboratuvarlar, bütün giderlerini kendisi karşılamak zorundadır. Bunun için de her malzemenin en iyisini bulup, en uygun bedele almak zorundadır. Yoksa ayakta kalamazlar.
Kamuda olduğu gibi “Maliyetler beni ilgilendirmez” diyemezler.
Bu nedenle de özel laboratuvarlar yapar, kamu laboratuvarı yapamazlar.
5. Özel Laboratuvarlarda Hata Yapma Lüksü Yoktur
Özel laboratuvarların hata yapma lüksü yoktur. Üstü kapatılmaz ve bedeli çok ağır ödenir.
Kamuda olduğu gibi hatalar görmezden gelinmez. Hoşgörü gösterilmez ve hataların üstü kapatılmaz.
6. Özel Laboratuvarlar Kaliteyi de En Üstte Tutmak Zorundadırlar
Özel laboratuvarlar aynı zamanda kaliteyi de en üstte tutmak ve yüksek kalitede hizmet vermek zorundadırlar.
Çoğu özel laboratuvar TÜRKAK’tan akredite iken, akredite olan kamu laboratuvarı sayısı yok denecek kadar azdır.
SONUÇ: Özel laboratuvar verimli çalışmak zorundadır. Çok çalışmak zorundadır. Gelir-gider dengesini kurmak zorundadır. Aynı zamanda da kaliteli hizmet sunmak durumundadır.
Bunları yapmazsa yaşayamaz ve ayakta kalamazlar.
Kamu laboratuvarlarında bu kaygıların hiçbiri yoktur. Zorunluluk da yoktur.
Bu nedenle, özel laboratuvarlar aynı personel sayısı ve olanaklarla, bir kamu laboratuvarına göre en az 2-3 kat verimli çalışırlar ve fazla iş üretirler.
Bu nedenle özel laboratuvarlar yapar, kamu laboratuvarları yapamazlar.
İŞTE BU YÜZDEN DE ÜLKELER, KİT NİTELİĞİNDEKİ HANTAL KAMU KURULUŞLARINI ÖZELLEŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTADIRLAR.
C. BAZI MERKEZİ LABORATUVAR DENEMELERİNDEN ALINAN SONUÇLAR
Ülkemizde, genellikle de laboratuvar işini iyi bilmeyen ve laboratuvar kökeninden gelmeyen bazı yöneticilerin ve merkezi laboratuvar modelinden daha büyük rant kapma peşindeki bazı firmaların ısrarlı çabalarıyla, sınırlı sayıda merkezi laboratuvar ihaleleri düzenlenmiş bulunmaktadır.
İtalya’da da benzer ihaleler düzenlenmişti. 3 yıllık deneme sonrasında bu uygulamalara son verilmiş durumdadır.
Ülkemizde de merkezi laboratuvar ihalelerinin sonu gelmiş gibi görünmektedir.
Bu uygulamalarda görülen başlıca aksamalar şöylece sayılabilir:
1. Hizmet Hantal Hale Gelmiş ve Ağırlaşmıştır
15-20 hastane bir araya getirilip, normalde hastanelerde kolaylıkla yapılabilecek örnekler de merkez laboratuvarına gönderilince, hizmet hantallaşmakta ve sonuçlarda büyük gecikmeler yaşanmaktadır.
2. Örnek Kaybolmaları Sıklaşmaktadır
Hastanelerden merkez laboratuvarına örnek taşıma sürecinde araya birçok kademe girdiği için, örnek kaybolmaları artmaktadır.
3. Örnek Bozulmaları Artmaktadır
Örneğin alınma, bekleme ve nakil süreçlerinin uzaması, örneklerin bozulmasına ve tıbbi hatalara neden olmaktadır.
4. Laboratuvarla Kliniğin Bağı Kopmuş Durumdadır
Hastanelerde, klinik ile laboratuvar bir bütündür. Sürekli diyalog ve yakın temas içinde olmak durumundadırlar.
Laboratuvar sonuçları, her zaman kliniğe uygun çıkmayabilir. Bu durumda, laboratuvar uzmanları klinikle temas kurarak ek bilgiler almak ve hasta sonuçlarını klinisyenlerle paylaşmak durumundadırlar. Bu olanak, hastaneler içinde mümkündür. Ancak, merkez laboratuvar uygulamasında bu durum fiilen mümkün değildir. Bu nedenle de, klinikle laboratuvar uyumu ve diyaloğu, merkez laboratuvar uygulamasında fiilen kopmuş bulunmaktadır.
5. Hastane Laboratuvarları İşlevsiz Hale Gelmiş Durumdadır
Haydarpaşa Nümune, Göztepe, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastaneleri gibi yüksek test sirkülasyonu olan büyük hastanelerin laboratuvarları bile, acil bazı testlerin dışında test yapmaz hale gelmişlerdir.
Hastane laboratuvarları yeterlilik boyutundan çıkmış, adeta içi boş bir tenekeye dönmüş durumdadırlar.
Bu durum, gereksiz bir uygulama olarak görünmektedir.
6. Asistan Eğitimi Gerilemiştir
Hastane laboratuvarlarında fazla test yapılmadığı için, asistanlar yeterince eğitim alamaz hale gelmişlerdir.
Asistanlar soyut seminerler çerçevesinde kalmakta, pratik uygulamadan uzaklaşmaktadırlar.
7. Tasarruf da Sağlanamamıştır
Merkez laboratuvar oluşumunun ana amacı, toplu alım yaparak tasarruf sağlamak şeklindeydi.
Bu amaç da gerçekleşmemektedir. İhale kapsamı geniş olduğu, çok çeşitli ve aynı zamanda sayıca fazla cihaz istendiği için, bu kadar cihazı sağlayabilecek istekli bulunamamaktadır. Ayrıca, ihale boyutu çok büyük olduğu için, ekonomik olarak bu boyutta yeterlilik ve teminat sağlayabilen istekli bulunamamaktadır.
Böyle olunca da rekabet oluşmamakta, 1-2 firma ihaleye girmekte ve fiyatlar yükselmektedir.
Tasarruf amacı da sağlanamamaktadır.
8. Merkezi Genetik Laboratuvarı İşletmesi Denemesinde, Zarar Edildiği Ancak Anlaşılmıştır
OHAL Yasası nedeniyle, 15 Temmuz’dan sonra el konulan ve adı Haseki Genetik Tanı Merkezi olarak değiştirilerek, kamu tarafından işletilmeye başlanılan merkezi genetik laboratuvarının ömrü oldukça kısa sürecek görünmektedir.
Daha önceleri, bir özel laboratuvar olarak, belirli sayıda personel ile oldukça verimli hizmet sunan bu merkez, Sağlık Bakanlığı bünyesinde tüm kamu desteklerini almasına rağmen, hizmet kalitesi sürekli gerilemektedir. 20-25 günde verilmesi gereken genetik materyal sonuçları, 6 aya kadar uzamış bulunmaktadır. En son olarak, 24 önemli testin artık yapılamayacağı kurumlara bildirilmiştir. Özveri, bilgi ve ekstra çalışma gerektiren birçok test, birer birer yapılamaz hale gelmektedir.
Tüm bunlar, genetik uzmanı sayısının artırılmasına ve personel sayısının artırılmasına rağmen olmaktadır. Çünkü, özel sektörün özverili, fedakar ve verimli çalışması gitmiş, yerine memur zihniyeti gelmiş bulunmaktadır.
Verimlilik yarı yarıya azalmış, iki katı personel ile yarı miktarda iş yapılabilir hale gelinmiştir.
En son olarak da, bu merkezin zarar etmekte olduğu fark edilmiş olup, tasfiye edilmesi için yollar aranmaktadır.
Kamu zihniyetiyle işletmecilikte, zaten başka türlü olması mümkün görünmemektedir.
D. MERKEZİ KAMU LABORATUVARLARI, KAMUNUN YÜKÜNÜ VE ZARARINI ARTIRMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAMAKTADIRLAR
1. Elemanları Yeterli Verimlilikte Kullanamazlar
Yukarıda bu husus açıklanmıştır.
2. Özveri Göstermezler
Yukarıda bu husus açıklanmıştır.
3. Kısıtlı Mesai Uygularlar
Yukarıda bu husus açıklanmıştır.
4. Malzemeleri Yeterli Uygunlukta Alamazlar
Özel laboratuvarlar, her zaman daha uygun maliyetle alım yapmaktadırlar.
5. Üretilen Hizmetin Maliyeti İki Kat Daha Pahalıdır
Çünkü, personel ücretlerini genel bütçeden alırlar. Diğer bazı giderleri, genel bütçeden alırlar. Genel bütçeden aldıkları pay, giderlerinin yaklaşık %55-60’ıdır. SGK’dan aldıkları hizmet bedeli ise, gelirlerinin %40-45’idir.
Özel bir laboratuvara, kamuya ait “Laboratuvar Test Alımı” ihalelerinde ödenen bedel ise, SGK’nın SUT tarifesidir. Yani özel bir laboratuvarın alabileceği en fazla bedel, kamu hastane ve laboratuvarlarının gelir bütçesinin yalnızca %45’ini oluşturan SGK-SUT bedelidir.
Bir kamu laboratuvarı, hem SGK-SUT bedelini almakta, hem de genel bütçeden ek olarak %55 daha fazla ek gelir almaktadır.
Yani bir kamu merkez laboratuvarında üretilen hizmet, net olarak bir özel laboratuvara göre en az 2 kat daha pahalıdır.
Devleti, merkezi kamu laboratuvarı kuruluşuna zorlamak, hizmeti iki kat daha pahalıya üretmeye zorlamak anlamına gelmektedir. Türkiye bütçesine yüklenen net bir zarar kalemi oluşmaktadır.
Laboratuvar hizmetini, bir özel laboratuvardan SGK-SUT karşılığı ile almak varken, SGK-SUT artı Genel Bütçe maliyeti ile, 2 katına almak anlamına gelmektedir.
Bu durum hiç de akılcı görünmemektedir.
E. AYNI ZAMANDA HAKSIZ REKABET DURUMU ORTAYA ÇIKMAKTADIR
Bir özel laboratuvar, A’dan Z’ye tüm giderlerini kendisi karşılamak zorundadır. Personel ücreti, cihazlar, kitler, kira, vergiler gibi.
Bu durumdaki bir özel laboratuvara karşı, giderlerinin çoğunu genel bütçeden karşılayan bir kamu merkez laboratuvarını çıkarmak ve aynı ihale koşullarında yarıştırmaya çalışmak, aynı zamanda HAKSIZ REKABET oluşturmak anlamına gelmektedir. İşletmecilik kurallarına da, kamu vicdanına da, ahlaki kurallara da aykırılık oluşturmaktadır.
Aynı zamanda, yüksek oranda kamu zararı ortaya çıkmaktadır.
F. BÖYLE GARİP UYGULAMALAR, YALNIZCA TÜRKİYE’DE OLMAKTADIR
Türkiye’de bürokrasideki yöneticiler, halen hantal ve köhne devletçilik zihniyetinden kurtulamamış bulunmaktadırlar.
Bürokratik oligarşi, gücü ve yetkiyi hep elinde tutmak istemektedir.
İşletmecilik ve maliyet hesapları, kesinlikle yapılmamaktadır.
Tüm zararlar devlete yıkılarak, güç gösterisi yapmak istemektedirler.
Ayrıca, binbir engel ve güçlüklerle, özveri içinde hizmet sunmaya çalışan özel laboratuvarlar, bir paydaş olarak değil, hasım gibi görülmektedirler.
Halbuki özel laboratuvarlar, sistemin en yararlı unsurlarından birisidirler.
Yapılamayan birçok testi omuzlamakta, gece gündüz çalışarak, en hızlı şekilde hizmet sunmaya çalışmaktadırlar.
Üstelik bu hizmeti, çok uygun ve ekonomik koşullarda sunma gayreti içindedirler.
Özel laboratuvarların, Sağlık Bakanlığı ve sağlık sistemi tarafından bu derece horlandığı ve ezildiği başka bir örnek ülke neredeyse yoktur.
Gelişmiş batı ülkelerinde ve ABD’de, kamuya ait merkez laboratuvar uygulaması yoktur.
Devlet ve üniversite hastaneleri rutin ve acil testleri kendi bünyelerinde yapmakta, yapamadıkları testleri ise bu yönden hizmet vermeye yetkin merkez laboratuvarlarına göndermektedirler.
Ülkemizde de, olması gereken budur.
Dünya da örneği olmayan modeller üretmenin, ülkemize ve sağlık sistemimize bir katkısı olmayacaktır.
G. O HALDE NE YAPILMALIDIR?
Her hastane, kendi ihtiyaçlarını en iyi kendisi bilir.
Hastanenin laboratuvar uzmanları ile hastane yönetimi, birlikte hareket ederek kendi hastane ihtiyaçlarına yönelik laboratuvar sistemini, ihtiyaca yönelik cihaz donanımını ve yine kendi ihtiyaçlarına yönelik test listesini tayin ederek, buna yönelik alımlar gerçekleştirmelidirler.
Bugün için artık dünyada, her ölçekte hastane ve laboratuvar ihtiyacına yönelik olarak, cihaz ve test üretimleri bulunmaktadır.
Seçimlerini yapmakta, hastane yönetimleri ve laboratuvar uzmanları özgür olmalıdırlar.
Maliyet-yarar analizi yapılarak, ekonomik ve hizmetin kalitesini yükseltecek sistemler hastane bünyesinde kurulur, akılcı olmayan sistemler için dış laboratuvar test alımına gidilir.
Tüm dünyanın yaptığı budur.
Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur.
Hantal, işletimi zor ve hizmet kalitesini iyice aşağılara çeken akıl-dışı denemelere hiç gerek yoktur.
Laboratuvar uzmanlarına ve hastane yönetimlerine de güvenilmeli ve özgürlük alanı bırakılmalıdır.
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Paşa Göktaş
TIPLAB
Tıp Laboratuvarları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Mail: tiplab@tiplab.org
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır.