Hastane yönetimlerinde yeni anlayış

Yaşar Genç

Türkiye de özel hastanecilikte yönetim anlayışı son yıllarda ciddi bir değişim gösterdi. Alışılagelmiş tek adamlık yani patron yönetim modelinden büyük çoğunlukla çıkıldı. Aile şirketlerinden kurumsal işletmelere dönüş hızlandı. Devletin sağlık politikaları, yabancı sermayenin girişi ve rekabetin artışı ile bu gelişmeler paralel oluştu.

Kamuda dahi bu anlayış yavaş yavaş hâkim olmaya başlamışken özelin bunun gerisinde kalmaması gerekmektedir. Kamu hastanelerinin ortak noktadan birleştirilerek yönetilmesi, kamu özel ortaklığı olan PPP projeleri buna örnek teşkil etmektedir.
Hastane yönetimi artık işletme yönetimi metodolojisi ile yönetilme zorunluluğu olan bir sektör haline geldi. İşletme yönetimlerinde de temel mantık hazırlanan gelir, gider hedefleri ve planları dâhilin de bütçelerle yapılmasıdır.

Planlanan bütçelerin tutturulması bilinmezlerin ve sürprizlerin az olması ile doğru orantılıdır. Belirsizlik ve bilinmezlik durumu bir yönetici için en istenmeyen durumdur. Bu durumu aşmanın yolu da tüm ilişkilerinizin belirli kurallar çerçevesinde kontratlara bağlanmasıdır. Kurumun ilişkide olduğu tüm taraflarla sorunsuz bir süreçte işlerini yürütmesi, verimliliğini, karlılığını ve planlanan bütçe hedeflerine ulaşılmasında kontratlar ciddi katkı sağlar.

Bunun için sektöre son yıllarda başka sektörlerden ciddi bir insan kaynağı geçişi oldu. Bu geçişle beraber yeni yönetim mantığı ve sistemi de transfer olmaya başladı. Sektörde birçok üst düzey yöneticide bu örneği görmek mümkün hale geldi. Eskiden olduğu gibi yöneticiler sadece hekim olabilir düşüncesi kırıldı. Yönetici olan hekimlerde işletme eğitimleri alarak yeni düzene ayak uydurdular. Hem hekimlik hem yöneticilik yapma devri kapanmaya başladı.

Bu değişime direnmeyen ve kurumsal yapıya geçen hastane veya guruplar zirveye oynamaya başladılar. Hızlı büyüme trendine girdiler. Son dönemlerdeki tasarruf amaçlı alınan tedbirlerden, kısıtlamalardan ve rekabetten fazla etkilenmeden karlarını koruyarak büyüdüler. Bunu başarmak çok kolay olmadı.

Gelecekte rekabetin daha da artacağı düşünülürse bu geçişin tüm hastaneler tarafından yapılması zorunlu hale gelmiştir. Verimli olmayan ve bütçe yaparak yönetilmeyen, ölçülemeyen şeffaf olmayan süreçlerini oturtamamış profesyonel olmayan kurumların işi çok zor. Bunun adı kurumsallaşma.

Sektörden bir yatırımcının sözü aklıma geldi bunu sizlerle paylaşmak istiyorum;

Kurumlar çocuğa benzer vücut ile kafa doğru orantılı büyümek zorundadır, böylece dengeli bir büyüme sağlanır ve gelişen büyüyen kafa (anlayış) yine büyüyen vücudu taşır ve tüm fonksiyonlarını ideal şekilde yönetir ve yürütür. Aksi durumda vücudun büyümesi oranında kafanın (anlayışın) büyümemesi, o küçük kafanın (dar ve kısır anlayışın) o devasa olan hızlı büyüyen vücudu taşıyamamasına neden olur. Böylece sıkıntılar baş gösterir.

Özetle iyi bir hastane yönetimi için,

• İşletme süreçleri düşünülerek planlanan mimari yapı ile kaliteli araç gereç ile donatılmış iyi bir altyapı,
• Profesyonel anlayış ile gerekli sayıda ve yetkinlikte kurgulanmış yetkin ve eğitilmiş insan gücü,
• Tüm süreçlerin kurgulandığı ve oluşturulduğu işleyen, raporlamaların yapılabildiği ölçümlemelere uygun sağlam veri veren ve geliştirilebilen tam bütünleşmiş bir otomasyon sistemi,
• Kalite süreçlerini oluşturarak sürekli iyileştirme anlayışı içerisinde kurumsallaştırılan bir yapı,
• Detaylı ayrıntılara göre oluşturulan, belirsizliği ortadan kaldıran sağlam temellere oturtulmuş bir kontrat yönetimi,
• Şirket içi ve dışı ilişkiler için, sağlam temellere oturtulmuş, işleyen bir iletişim yapısı ve anlayışı,
• Bütçe yaparak, nakit akış dengelerini kurarak verimlilik bağlamında yönetim mantığını oturtan şeffaf bir profesyonel yönetim anlayışı,
Kaçınılmazdır.

Yaşar GENÇ
Universal Hospitals Group
Genel Müdür Yardımcısı- İcra Kurulu Üyesi
Yasar.genc@uhg.com.tr